Demokrat Yargı Eşbaşkanı Doç. Dr. Osman Can, ülke gündemine oturan ‘Yargı Reformu’ konusunda Vakit’e önemli değerlendirmelerde bulundu.
ASLAN DEĞİRMENCİ’nin haberi
“Yargı silah olarak kullanılmaktan çıkarılıp, toplumun adalet beklentilerine cevap veren bir yapıya kavuşturulmalıdır” diyen Can, “Temel ilke budur. Temel ilkesi bu olmayan yargı yargı değildir. O yüzden şu anda Türkiye’de yargı yoktur. Çünkü yargı toplumun beklentilerine cevap vermemektedir” dedi.
“YARGIDAKİ EMİR- KOMUTA ZİNCİRİ KIRILMALIDIR”
Yargının özüne dokunmadan yapılacak reformların da yetersiz olacağının altını çizen Can, “Toplumsal çoğulculuğu yargıya aktarmak şart olmuştur. Bunun başka bir yolu yoktur. Krallardan oluşan bir yargı ile yola devam etmek mümkün değildir. Toplumun yargısını meydana getirebilmek için bu yargının özüne dokunmak lazım. Önce yargının kendi içerisindeki emir komuta ilişkisi kırılmalıdır. Toplum dikkate alınarak yargı yeniden kurulmalıdır. Hiçbir ideolojinin, hiçbir siyasal tarafın olmayan, ama sadece ve sadece toplumun olan bir adalet sisteminin meydana getirilmesi şarttır. Yargı toplumsallaştırıldığı zaman toplumun yargısı olabilir. Ancak, o zaman adaleti tesis edebilir” diye konuştu.
“YARGIYA KAPALI ALAN BIRAKILMAMALIDIR”
“Şu anki yapıyı yargı bağımsızlığı ve hukuk devletinin gereği olarak sunmak komedidir” diyen Can, “Ülkede yargı hiçbir zaman hukuk devletinin gereği olmadı. Onun için ‘Türkiye’de yargı yoktur’ diyorum. Olmayan yargının denetim alanının daraltılmış olması her zaman kötü olmaya biliyor. Toplumun yargısını meydana getirdikten sonra HSYK ve YAŞ kararları da denetime açılmalıdır. Reformlar ile birlikte denetime açık olmayan bir alan bırakılmamalıdır” dedi.
“YARGI REFORMU GERÇEKLEŞTİRMEYEN MECLİS MEŞRULUĞUNU KAYBEDER”
Anayasa değişikliğine TBMM çatısı altında karşı çıkan siyasilere de eleştiriler getiren Can, “Sistem hukuk devleti değil, anayasa ise hukuk devletinin anayasası değil. Önce bu kabul edilmelidir. TBMM’de gürültülü tartışmalar ülkeye fayda sağlamıyor. Çağın gerisinde kalan, hukuk devleti ve demokratik değerlere aykırı bir anlayışı savunanları ciddiye almak Türkiye için kötülüktür. Avrupa’daki çağdaş hukuk uygulamaları gündeme getirenlere karşı çıkmak da sorgulanması gereken bir anlayıştır. ” şeklinde konuştu.
“Anayasa değişikliğini bu Meclis yapar” diyerek sözlerini sürdüren Can, “Halen ‘yapamaz’ deniliyorsa bunu ciddiye almamız mümkün değildir. Bunu demek ve savunmak darbecilik yapmaktır. Mevcut anayasa darbe anayasasıdır. Bunu korumaya çalışan her anlayış, darbeyi meşrulaştırmaya çalışmaktır. Demokratikleşmeye karşı çıkış, sivilleşmeye karşı çıkış demektir. Cumhuriyetin, özüne, içeriğine, anlamına aykırı davranmaktır. Çağın gerisinde kalmak demektir. Bu anayasa ile özgürlük ve adalete ulaşma gayreti beyhude bir çabadır. Kesinlikle darbe düzeninden çıkılması gerekiyor.” diye konuştu.
VAKİT