Başbakan Binali Yıldırım, Alman Federal Meclisinin Ermeni iddialarına ilişkin kararını, "650 kişilik Alman Parlamentosunda sadece 250 civarında temsilcinin katılmış olması aslında Alman Parlamentosunun çoğunluğunun bu kararı içine sindiremediğini de ortaya koymuştur. Şartlar ne olursa olsun biz dostlarımızla, müttefiklerimizle ilişkilerimizi sürdürmeye devam edeceğiz. Ümit ediyoruz ki yanlış hesap Bağdat'a gitmeden geri döner ve aklıselim galip gelir." şeklinde değerlendirdi.
Yıldırım, Azerbaycan'a hareketinden önce Esenboğa Havalimanı'nda düzenlediği basın toplantısında, geleneksel olarak hükümet kurulduğunda ilk yurtdışı gezisinin KKTC'ye, daha sonra da Azerbaycan'a yapıldığını hatırlatarak, kendisinin de bu geleneği sürdürdüğünü söyledi.
Azerbaycan ile Türkiye arasındaki ilişkilerin tarihin en gelişmiş ve en iyi durumunda olduğunu aktaran Yıldırım, "Azerbaycan'ın bölgede güçlü hale gelmesi, sadece Kafkasların değil, Orta Asya'nın da teminatı anlamına geliyor. Bu yüzden Azerbaycan ile enerji ve ulaştırma alanında çok önemli bölgesel stratejik projeleri Türkiye ve Azerbaycan olarak birlikte gerçekleştiriyoruz." diye konuştu.
Başbakan Binali Yıldırım, Alman Federal Meclisinin Ermeni iddialarına ilişkin kararıyla ilgili, "Kararın arka planına bakılacak ve gerekli karşılık verilecek. Almanya ve Türkiye çok önemli iki müttefik. Bu ve buna benzer kararlarla birlikte birdenbire Almanya ile ilişkilerimizin tamamen kötüleşmesini kimse beklememeli. Ancak bunun da şu anlama gelmesini asla kimse düşünmemeli, yani buna tepkisiz kalacağız, bir şey söylemeyeceğiz. Zaten böyle bir şey yok. Parlamentoda üç partinin beraberce çok net tepkileri ortaya kondu." dedi.
Yıldırım, Azerbaycan'a hareketinden önce Esenboğa Havalimanı'nda basın toplantısı düzenledi, soruları yanıtladı.
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar ile haftalık olağan ziyaretinin anımsatılarak, "Cerablus-Mare hattı konusunda Genelkurmay Başkanı'nın da oraya gitmesi orada olası bir operasyon hazırlığı olduğunu düşünmemizi gerektiriyor mu? Ciddi anlamda Cerablus-Mare hattının çok önemli ve bizim için çok ciddi bir nokta olduğunu da Numan Kurtulmuş söylemişti. Gerçekten böyle bir hazırlığımız var mı?" sorusunun yöneltildiği Yıldırım, Suriye'de, Irak'ta çok uzun süredir devam eden istikrarsızlıkların bulunduğuna dikkati çekti.
"Oradaki karışıklık ve iç savaş tek boyutlu değil." diyen Yıldırım, birden farklı terör örgütlerinin birbirleriyle savaştığını, Suriye rejiminin de bunlarla savaştığını, Suriye'nin bağımsızlığı için çalışan grupların bulunduğunu anlattı.
Burada ayrıca koalisyon güçlerinin faaliyetlerinin olduğuna işaret eden Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Amaç işte Suriye'yi terörden temizlemek. O yüzden bu ve buna benzer bölgelerde durum, her an değişebilir. Türkiye olarak biz gelişmeleri dikkatle takip ediyoruz. Bizim koalisyon güçleriyle çok açık ve net şöyle bir hukukumuz var. Yapılan çalışmalarda bizim hassasiyetimiz bellidir. Türkiye aleyhine terör faaliyeti içerisinde olan gruplara asla ve asla prim verilmemesi konusundaki hem hassasiyetimiz hem de eylemlerimiz devam ediyor. Durum bundan ibarettir."
Alman Federal Meclisinin Ermeni iddialarına ilişkin kararının ardından olası adımlar ve Almanya Başbakanı Angela Merkel'le bir görüşmesinin olup olmadığının sorulması üzerine Yıldırım, herhangi bir temaslarının bulunmadığını bildirdi.
Kararın çok taze olduğunu dile getiren Yıldırım, "Kararın metni geldi. Enine boyuna Dışişlerimiz açıklayacak. Aslında Dışişleri Bakanlığımızın ilk cevabı her şeyi ihtiva ediyor. Gayet kapsamlı güzel bir karşılık verildi." değerlendirmesini yaptı.
Dün akşam Türkiye'ye gelen büyükelçiyle istişarelerde bulunulacağını belirten Yıldırım, "Kararın arka planına bakılacak ve gerekli karşılık verilecek. Almanya ve Türkiye çok önemli iki müttefik. Bu ve buna benzer kararlarla birlikte birdenbire Almanya ile ilişkilerimizin tamamen kötüleşmesini kimse beklememeli. Ancak bunun da şu anlama gelmesini asla kimse düşünmemeli, yani buna tepkisiz kalacağız, bir şey söylemeyeceğiz. Zaten böyle bir şey yok. Parlamentoda üç partinin beraberce çok net tepkileri ortaya kondu." diye konuştu.
- "Başımızı öne eğecek, mahcup olacak bir işimiz yok"
Aynı zamanda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, kendilerinin ve Dışişleri Bakanlığının gerekli açıklamaları yaptığını hatırlatan Yıldırım, şöyle devam etti:
"Biz bu yanlıştan dönülmesi gerektiğini düşünüyoruz. Baştan beri söylediğimiz bir şey var, bizim geçmişimize, tarihimize, bu konularda başımızı öne eğecek, mahcup olacak bir işimiz yok. Bırakın bu işleri tarihçiler konuşsun. Siyasetin malzemesi olmaktan bu işi çıkaralım. Bütün ülkelere bunu söylüyoruz. Bizim amacımız dostluktur, dostlukların geliştirilmesidir. Yoksa geçmişteki acıları tekrar hatırlatırsak, tekrar gündeme taşırsak bundan hiç kimseye fayda gelmez."
Başbakan Yıldırım dün yaptığı konuşmasında, "Eski defterleri karıştırmaya bir başlarsak, burada en az hesabı olanın Türkiye, Türk milleti olduğunu bütün dünya bilmelidir." dediğini de anımsattı.
- "Yeni anayasa Türkiye'nin ihtiyacıdır"
"Hükümet programını açıkladığınızda öncelikli olarak yeni anayasa vurgusu yapmıştınız. Yeni anayasanın bu dönemde, haziran ayı içerisinde Meclis'e sunulmasını beklemeli miyiz? Meclis takvimi nasıl netleşecek?" şeklindeki bir soruya Yıldırım, şu yanıtı verdi:
"Ben herhangi bir takvim vermedim. Sadece öncelikli konumuzun ne olduğunu söyledim. Yeni anayasa Türkiye'nin ihtiyacıdır ve bütün partilerin geçtiğimiz 15 yılda vaatleri arasında yer almıştır. Artık bu işi fazla geciktirmenin bir anlamı yok. Ben bir çağrı yaptım partilere, siyasi partilere son kez, 'Buyrun gelin Türkiye'nin ihtiyacı olan bu anayasayı birlikte yapalım, bu şerefe birlikte ortak olalım.' Tabii siyasi partiler, bu konuda tutumlarını sürdürmeye devam ederse, AK Parti Grubu olarak partimiz daha fazla bu işe duyarsız kalamaz. Çünkü millete bu konuda taahhüdümüz var. Bu amaca yönelik çalışmalar da zaten başladı, devam ediyor. Tamamlandığı zaman bunu kamuoyuyla paylaşacağız bir kez daha ve ondan sonra parti grubumuz kendi adına gerekli adımları atacak, olay budur. Bunun takvimi önümüzdeki günlerde netleşecektir."
Başbakan Yıldırım, dün il başkanları toplantısında yaptığı konuşmada bir hususu bazı yazılı basın organlarında "çarpıtılmış" olarak gördüğünü belirterek, şunları kaydetti:
"Bu konuda da bir açıklık getirmek isterim. 'Anayasa ne derse desin fiili olarak cumhurbaşkanının siyasi sorumluluğu doğmuştur.' Orada söylenen şey şudur; her ne kadar Anayasa 'cumhurbaşkanı sorumsuzdur' dese de yapılan anayasa değişikliğiyle cumhurbaşkanının halk tarafından doğrudan seçilmesiyle birlikte doğal olarak siyasi sorumluluğu doğmuştur. Çünkü vatandaş oy verdiği insandan hesap sorar. Siyasetin özü ve esası budur. Bu gerçekliği anayasayla düzeltme ihtiyacı vardır. Aksi halde burada sürekli bir tartışma alanı devam edecektir. Söylediğim budur. Bazıları bunu 'anayasayı tanımıyor' filan diye çarpıtmaya çalışmışlar. Artık bu ucuz medya oyunlarından vazgeçmek lazım. Olayları daha aklıselim değerlendirmekte fayda var."
Başbakan Yıldırım, Trans Anadolu Doğalgaz Boru Hattı'nın (TANAP), sadece Türkiye'nin değil Balkanlar ve Avrupa için önemli olduğunu aktardı.
Bağımsızlığını kazandığı ilk günden beri Azerbaycan'ın her alanda, ekonomi, güvenlik ve dış siyaset anlamında ortaya koyduğu başarının kardeş ülke olarak kendilerini de gururlandırdığını ifade eden Yıldırım, her olayda dost ve kardeş Azerbaycan ile dayanışmanın devam ettiğini kaydetti.
- Alman Federal Meclisinin kararı
Alman Federal Meclisinin Ermeni iddialarına ilişkin kararına da değinen Başbakan Yıldırım, "Almanya Parlamentosunda kabul edilen ve bir avuç Ermeni lobisinin maalesef etkisiyle kabul edilen 1915 olaylarına yönelik karar, esasında dost ve müttefikimiz Almanya'nın parlamentosunun tarihi bir hatasıdır. Üzerinde hukukçuların bile anlaşamadığı, hukuki farklı kararların olduğu, tarihçilerin ittifak etmediği bu karar, Türk milleti tarafından asla ve asla kabul edilemez, yok hükmünde bir karardır." dedi.
Yıldırım, Türkiye'nin Almanya Büyükelçisinin istişareler için geri çağrıldığını ve dün akşam da Türkiye'ye geldiğini söyledi.
İlerki günlerde Alman Parlamentosunda alınan bu kararın ne şekilde değerlendirileceğinin enine boyuna ele alınacağını ve Türkiye olarak gereken tavır ve davranış neyse bunun yerine getirileceğini vurgulayan Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu kararla, Almanya ile Türkiye ilişkileri gerçek anlamda zedelenmiştir. Ancak bir şeye dikkat çekmek isterim, 650 kişilik Alman Parlamentosunda sadece 250 civarında temsilcinin katılmış olması aslında Alman Parlamentosunun çoğunluğunun bu kararı içine sindiremediğini de ortaya koymuştur. Şartlar ne olursa olsun, biz dostlarımızla, müttefiklerimizle ilişkilerimizi sürdürmeye devam edeceğiz. Ümit ediyoruz ki yanlış hesap Bağdat'a gitmeden geri döner ve aklıselim galip gelir."
Yıldırım, Ermenilerin Azerbaycan'ın topraklarının yüzde 20'sini işgal ettiğini ve yıllardan beridir de hukuksuz işgalin sürdüğüne dikkati çekti.
Bu konuda önemli çalışmalar yapıldığını ancak bir mesafe katedilemediğini aktaran Yıldırım, "Zaman zaman Ermenistan bu işgalci tutumunu tazeliyor, tekrarlıyor. Biliyorsunuz geçtiğimiz günlerde de Azerbaycan ile Ermenistan arasında saldırılar oldu ve bu kez bir şeye şahit olduk ki Azerbaycan, güvenliğini sağlama konusunda, tehditleri bertaraf etme konusunda geçtiğimiz 25 yılda önemli mesafe katetmiş, her bakımdan kendini geliştirmiştir. Bu bölge için, Azerbaycan'ın güvenliği için fevkalade önemli bir gelişmedir. Ermenistan'ın tarih boyunca kışkırtmalarla, birtakım yanlış işler yaptığını dünya alem biliyor." dedi.
Ermeni çetelerinin, geçmişte Türkiye'ye yönelik terör faaliyetlerinin bizzat içinde yer aldığını ve birçok diplomatın hayatına kastettiğini anlatan Yıldırım, şunları söyledi:
"Bugün örtülü olarak başka yönlerden de terör örgütlerine kucak açtığı artık bir sır değildir. Ermenistan yönetiminin bu aymaz tutumunun bedelini milyonlarca Ermeni izolasyonla, yoksullukla, sıkıntılarla ödemek mecburiyetinde kalmaktadır. Artık bu tutumdan Ermenistan, bu boş hayallerden vazgeçmeli ve bölgede iyi komşuluk ilişkileriyle hem halkının refahı için hem ülkesinin geleceği için daha güzel işler yapmalıdır. Bölge ile ilgili düşüncelerimiz, her zaman bölgenin birlikte kalkınması. Gerek Kafkasya'nın gerek Orta Asya'nın tarih boyunca İpek Yolları üzerinde medeniyetlerin en önemli durak noktası olduğunu ve bu bölgelerin batı ve doğu medeniyetlerinin birleştiği önemli topraklar olduğunu bir kez daha bu vesileyle hatırlatıyoruz."
Yıldırım, ziyaretinin, Azerbaycan ile ilişkileri daha da ileriye taşıyacağına inandığını kaydetti.