AB Komisyonu’nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Stefan Füle, Komisyon’un, Avrupa Birliği’nin üzerine kurulduğu değer ve ilkelerle uyuşmayan olgular olarak her türlü ırkçılık, antisemitizm ve yabancı düşmanlığı tezahürünü kınadığını ve reddettiğini bildirdi. Füle, Kurtlar Vadisi: Filistin filminin ırkçılık tartışmalarını alevlendirebileceğini, son kararın ise Türk mahkemelerine ait olduğunu bildirdi.
AB Komisyonu Üyesi Stefan Füle, Avrupa Parlamentosu’nda Kurtlar Vadisi: Filistin adlı film konusunda verilen bir soru önergesini yanıtladı. Önergede "Böyle bir film AB Üye Devletleri sinemalarında gösterilebilir mi, film katılım müzakerelerinde tartışılacak mı" gibi sorular yöneltildi. Avusturyalı Bağımsız Üye Franz Obeymayr önergesinde şöyle dedi: "’Kurtlar Vadisi: Filistin,Türk yönetmen Zübeyr Şaşmaz’ın son dönemlerde sinemalarda gösterilen filmi. Filmin konusu Türk yardım gemisi ‘Mavi Marmara’ya İsrail seçkin birlikleri tarafından 2010 Mayısı’nda düzenlenen akının sorumlularından intikam almak. Filmin kahramanı Polat Alemdar bir peri masalı kahramanından daha iyi bir kahraman. Kötü adam ise Yahudi subay Moşe Ben Elizer her türlü anti-Semitik önyargıyı tatmin ediyor: merhametsiz, ateşli Siyonist, Filistinlilerden her şeyden çok nefret eden, hatta tekerlekli sandalyelerdeki savunmasız çocukları öldüren ve hatta yangın bombası bile kullanmaktan kaçınmayan bir kişi. Sonuçta Türk Alemdar olağanüstü bir kahraman olarak göklere çıkarılırken, iğrenç bir obje olarak çizilen Yahudi Eliezer öldürülüyor. Gazetelere göre (hemen hemen sadece Türk kökenlilerden oluşan) izleyiciler Yahudi öldürülünce yerinde duramaz hale geliyor ve alkışlıyor. Komisyonun filmle ilgili görüşü ne? Barones Ashton’un filme tepkisi ne? Komisyon bu filmi tahrik edici buldu mu, öyleyse böyle bir film tüm Üye Devlet sinemalarında gösterilebilir mi? Fil Türk katılım müzakerelerinin bir parçası olarak tartışılacak mı? Komisyon filmin Türkiye’de İsrail ve Yahudiliğe karşı endişe verici tavrı gösterdiğine inanıyor mu?"
KOMİSYON’DAN ANTİ-SEMİTİZME KINAMA
AB Komisyonu’nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Stefan Füle ise, önergeye yanıtında, "Komisyon Avrupa Birliği’nin üzerine kurulduğu değer ve ilkelerle uyuşmayan olgular olarak her türlü ırkçılık, antisemitizm ve yabancı düşmanlığı tezahürünü kınamakta ve reddetmektedir" dedi. Bu çerçevede AB’nin, diğer ayrımcılıkların yanı sıra, ırksal ya da etnik köken ya da din temelli nefret söylemleri ya da dolaylı ayrımcılığı men ettiğini belirten Füle, "Bu yasalar tüm aday ülkelerin yerine getirmekle yükümlü olduğu müktebesatın bir bölümünü oluşturmaktadır" dedi. Füle "Soruda değinilen film potansiyel olarak ihtilaf ve tartışmaları ateşleyebilir. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 10’uncu maddesinde korunan ifade özgürlüğünün Avrupa Birliği’nin üzerine oturduğu temel ilkelerden biri ve aday ülkeler tarafından yerine getirilmesi gereken Kopenhag kriterlerinin önemli bir parçası olduğu akılda tutulmalıdır" vurgusunu yaptı.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin demokratik toplumlarda ifade özgürlüğünün hoşgörüsüzlükten kaynaklanan nefreti haklı gösterip savunan, destekleyen, kışkırtan ve yayan biçimlerine müeyyide getirilebileceğini belirttiğini de kaydeden Füle, "Dini, ırkçı ya da yabancı düşmanlığından kaynaklanan nefret ya da şiddeti temsil eden somut bir kanıt olup olmadığına, çevreleyen koşullar ve bağlamı doğrultusunda karar vermek ulusal mahkemelerin konusudur" dedi