Üstad nasıl anayasa istiyor?

Sezai Karakoç’tan millet ruhunu yansıtan 'sivil' anayasalara ebedi destek…

Yüce Diriliş projesinin büyük mimarı üstad Sezai Karakoç geçici ve kalıcı 'anayasa'ları değerlendiriyor:
 
"Her milletin ruhunda gizli bir anayasa vardır. Yazılı anayasalar, millet ruhundaki bu anayasaya yaklaştıkça başarılı, ondan uzaklaştıkça başarısızdır. Milletin ruhuna yabancı anayasalar, eninde sonunda değişmeye mahkumdurlar; onu halk değiştiremezse zaman değiştirir. Yaptığı yıkımla kendi kendini değiştirir bu türlü anayasalar…”
 
“Devrim anayasaları kurulu düzene karşı anayasalardır. Bir red ve protestodur geçmişe doğru. Millet şuurunun uyanması sonucunda yapılan anayasalar ise, millet ruhundaki anayasanın yazılı hale getirilmesi veya halka zaman zaman verilen hakları gösteren belgelerin toplu ifadesidir. Devrim anayasaları, halkın ruhunda bir tohum halinde gizli bulunan anayasalar veya ideallerle anlaşmadıkça ilerde normal şartlar geri dönünce gözden geçirilmekten kurtulamazlar…” (Sütün 2/463-470)
 
 
Anayasalar aşınsa da aşınmayan, miyadı dolmayan, tedavülden kalkmayan sözler vardır. Üstad Sezai Karakoç’un sözleri gibi. Yukarıdaki eskimeyen sözler bize kendisi de fani olan insanın uzun süreli hukuki bir varlık ortaya koymak için vereceği eserlerin niteliğini  özetliyor.
 
Haddini aşmadan ve bütün insanlığı kucaklayacak vicdan anayasalarımızın da hayata geçmek için, içimizdeki muhalefet ordusundan ‘evet’ alması gerekiyor. Ne diyordu üstad: “Işığın yerini karanlık alınca, insanın yerini de cinler ve şeytanlar alır.”
 
Işık ve insan yeniden sahnedeki yerini almaya hazırlanıyor.
Dileriz basiret basarları hep açık olur.
 
 
 
Osman A. Eren
HaberKültür.Net

Gündem Haberleri