Üsküdar İHL Nasıl Kuruldu

İstanbul'a 1954 Mayıs'ında geldiğimde imam-hatip okulu Vefa'da yeni açılmıştı. Hacıhasan Camii ve Kilise Camii'nde 80-100 talebe kalıyor idik.

İstanbul'a 1954 Mayıs'ında geldiğimde imam-hatip okulu Vefa'da yeni açılmıştı. Hacıhasan Camii ve Kilise Camii'nde 80-100 talebe kalıyor idik. Birçoklarımız Anadolu'dan gelmiştik ve ilkokul diplomamız dahi yoktu. Bize imam-hatipte okumayı isteyip istemediğimiz soruldu. 80-100 kişi içinde imam-hatip okulunda okumak isteyen 10-15 kişi çıktık. İhsan Toksarı Hoca'm bizleri aldı, Vefa'ya imam-hatip okuluna kayda götürdü. 10-11 kişiyi kaydettirdi. Fakat benim ilkokul diplomam olmadığı için okula kaydımı yaptıramadı. Çok üzülmüştüm ama hocam beni teselli etti. Diplomam yoktu ama ben okur-yazar idim. İlkokul ve ortaokul talebelerine yazı ve matematik dersi veriyordum fakat diplomam yoktu. İşte bu hadise benim içimde bir yara oldu. İlk işim diploma almak olacaktı. 1956 yılında Kadıköy Müftülüğü'nde imam-hatiplik imtihanına girdim. Ben ikinci oldum ve aynı yıl vazife aldım. 1958'de askere gittim ve Manisa'da asker iken hedefim olan ilkokul diploması aldım. Askerliğim bittikten sonra vazife almak için başvurdum ve Beyoğlu Cihangir İlyas Çelebi Camii'ne imam oldum ve burada ortaokul ve imam-hatip diploması aldım.

44 senelik hademe-i hayrak görevim içinde dini hizmette imam-hatip okulunun lüzumuna her zaman inananlardan oldum. İşte bu inançla Üsküdar'da imam-hatip okulu açılması için 1974-1975’te ilk adımı attık. Ancak pek çok sıkıntı ile karşılaştık. Okul için yer ve maddi imkan yoktu. Bu yokluklar içinde bir eğitim müessesesi kurmak çok güç ve zordu. O zamanki Üsküdar Müftüsü, Fehmi Hoca Efendi ile İlhan Tok, Emrullah Aksarı ve ben gecemizi gündüzümüze katarak bedenen ve fikren çalıştık.

Yer tahsisi için Üsküdar Cezaevi binasının yerinden tahliyesinden sonra imam-hatip okuluna tahsisi için Ankara'ya dört arkadaş gittik. Zamanın Devlet Bakanı, eski Diyanet İşleri Başkanı Dr. Lütfü Doğan'ın makamında hali ve durumu izah ettik. Bakan İlhan Hoca'ya ''Bir Kur'an oku, dinleyelim'' dedi. İlhan Tok Hoca'm güzel Kur'an'ı güzel sedasıyla okudu. Bakan bundan çok duygulandı ve ''Rahat olun, İstanbul'a huzurla dönün. Ben o yerin tahsisini hallederim'' dedi. Kısa zamanda yer tahsis edildi. Ama binayı tamir etmeden okula dönüştürmek imkânsızdı. Osman Fehmi Dursunoğlu, İlhan Tok, Emrullah Aksarı ve ben seferber olduk, her kapıyı çaldık. İşte o kapısını çaldıklarımızdan Sabri Ülker idi. Beş arkadaş, Osman Fehmi Dursunoğlu, Emrullah Aksar, İlhan Tok, Musa Temiz ve ben Ülker Fabrikası'na vardık. Bizi kabul etti. Sayın Müftü ile İlhan Hocamız utana sıkıla derdimizi anlattılar. H.Sabri Ülker Bey’de dikkatle dinledikten sonra aynı Bakan Doğan gibi, İlhan hocamızdan Kur'an okumasını istedi. Kur’an dinledikten sonra Sabri Bey'in gözlerinden yaşlar akıyordu. Mendiliyle gözünü sildi ve ''Üsküdar'da böyle Kur'an okunacak mihraplara imam ve kürsülere ve minberlere hatip yetişmesi için bir önder okulu açmak mı istiyorsunuz'' dedi. Biz hepimiz birden heyecanla: ''Evet efendim'' dedik. Merhum H. Sabri Bey kasasını açtı, biz birkaç kuruş alıp verecek diye beklerken ''Gelin. bakalım, kasamda ne varsa bir kuruş bırakmadan alın'' dedi. Biz espri yapıyor zannettik. Bize ''Ne duruyorsunuz? Poşetlere doldurun'' dedi. Ne diyeceğimizi bilemedik. Ayrılırken ''İmam-hatip yetiştireceğiniz o yere yine ihtiyaç olursa geliniz'' dedi ve ekledi; ''Arkadaşlar biz diyar-ı gurbette bu okulların hasretini çektik. Gayret ediniz, bizim çektiğimiz çileyi vatanımız çekmesin. Bu, benim size vasiyetimdir.'' Daha sonra her sıkıştığımız anda H.Sabri Ülker'i aradık. Kalorifer, elektrik, su gibi ihtiyaçlarımızı arz ettik, bizi geri çevirmedi. Allah ondan razı olsun.

Eski Toptaşı Cezaevi tahsisinde harabe binanın tamiri için ihtiyaç olan malzemeleri para ile temin ettiğimiz gibi bazen de ayniyle temin ettik. Örneğin fayans ihtiyacımızı '' Çanakkale Kalebodur'' fabrikasının sahibi Muhterem H. İbrahim Bodur Bey bizlere verdi. ''Ne kadar ihtiyacınız varsa alın'' dedi. Böylece Üsküdar imam-hatip okulunu çok şükür açtık. Ankara-İstanbul ve Çanakkale arasında İslam'a, Müslümanlara hizmet edecek Önderleri yetiştirmek için gecemizi gündüzümüze kattık. Bu vesile ileÖnderlerin yetişmesine gayret sarf eden ve hayatta olanlar için hayırlı, sıhhatli, sıkıntısız ömür, hayatta olmayan sadaka-ı cariye bırakan kardeşleri, dostlarımı da rahmetle yâd ederim.

 

H.Fahri DURAN

Uskudar Selimiye Camii imamı hatibi

Üsküdar Büyük Selimiye Camii Emekli İmam-Hatibi

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Eğitim Haberleri