İstanbul Aydın Üniversitesi Mütercim Tercümanlık Bölümü'nü burslu okuyan son sınıf öğrencisi Güney Tuna'nın (21) Avcılar ilçe Emniyet Müdürlüğü "yunus" ekipleri tarafından feci şekilde dövüldüğü iddia edildi. Bacaklarında iki kırık oluşan ve beyin kanaması geçirdiği öğrenilen Tuna'nın hayati tehlikeyi atlamadığı, savcılığın konuyla ilgili soruşturma başlattığı öğrenildi.
Edinilen bilgiye göre olay 3 Ekim 2009 günü saat 23.30 sıralarında meydana geldi. İddialara göre olay şöyle gelişti: Aralarında Güney Tuna ile kızların da bulunduğu bir grup genç, Ambarlı Sahil'de bulunan Mustafa Burcu Parkı'nda içki içti. Bu sırada parkta rutin asayiş uygulaması yapan iki kişilik "yunus" ekibi gençlerin yanına gelerek, içkileri kaldırıp, parkı terk etmelerini, 10 dakika sonra tekrar kontrol edeceklerini söyledi. Bunun üzerine gençler içki şişelerini çöpe attılar ve oturmaya devam ettiler. Tekrar parka gelen polis ekiplerinin gençleri uyarması üzerine Güney Tuna, "Burada oturmamıza mani olamazsınız" diyerek, polis ekiplerine itiraz etti. Tuna'nın konuşmasının ardından sinirlenen polis ekipleri Güney Tuna'yı darp etti. Olay yerine çok sayıda yunus ekibi gelirken, polisler gencin ayaklarına ve kafasına vurarak, darp etti. Mahalle sakinlerinin araya girmesinin ardından Tuna, polis aracıyla karakola götürüldü.
Bir tekstil firmasında satış müdürü olarak çalışan Baba Cengiz Tuna, olayı oğlunun arkadaşlarının haber vermesi üzerine öğrendiğini söyledi. Karakola gittiğinde oğlunun kendisine dayak konusundan bahsetmediğini ifade eden Baba Tuna, "Güney'in çok korktuğu belliydi. Ancak, olay nedeniyle bizi karakolun içine almadılar. Güney'i döven polisler arasında bulunan bir memur, oğlumun 'Olay yerinden alınıp karakola getirildim. Herhangi bir şekilde darp edilmedim' yazılı bir kağıdı imzalaması gerektiğini söyledi. Ben de dayak mevzusundan haberdar olmadığım için oğluma 'İmzala da gidelim' dedim. Güney karakolun bahçesinde kağıdı imzaladı ve biz de bu şekilde polis merkezinden ayrıldık" diye konuştu.
Evlerine giderken Güney'in vücudunda ağrılar olduğunu ve bu nedenle hastaneye gittiklerini belirten Cengiz Tuna, "Güney'le birlikte yol üzerinde bulunan özel bir hastaneye gittik. Çekilen filmlerde sol diz kapağı ile sağ fibula kemiğinin kırık olduğu ortaya çıktı. Bu sırada Güney kusmaya başladı ve gözleri kanlandı. Tomografi çektirdik. Beyninde kanama olduğu söylendi. Ancak, beyin cerrahı olmadığı için hemen ambulansla Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne götürdük" dedi.
HAYATİ TEHLİKESİ DEVAM EDİYOR
Hastanenin Nöroşirurji Kliniği'nde tedaviye alınan Güney Tuna'nın hayati tehlikesinin sürdüğü öğrenildi. Olayla ilgili savcılığın soruşturma başlattığını belirten baba Cengiz Tuna, "Olaydan sonra Avcılar İlçe Emniyet Müdürü de gelerek, geçmiş olsun dileklerinde bulundu. Emniyet yetkilileri sorumlular hakkında soruşturmanın başlatıldığını söyledi" dedi.
Sorumlular hakkında suç duyurusunda bulunacağını dile getiren Cengiz Tuna, "Oğlumun suçu dahi olsa polisin ceza uygulama yetkisi yoktur. Bu, tek kelimeyle vahşettir" diye konuştu.
AİLENİN TEK ÇOCUĞU
Sol diz kapağındaki kırık için ameliyat olması gerektiği belirtilen ancak beynindeki ödem nedeniyle ameliyat edilemeyen gencin Cengiz Tuna ile psikoloji öğretmeni annenin tek çocuğu olduğu öğrenildi.