TRABZON (AA) - Trabzonspor Teknik Direktörü Ünal Karaman, "Ben, oyuncularım ve yöneticilerimiz yapabileceklerini maksimum yapar ve ondan sonra getirisine bakıp değerlendirebiliriz. Finalde bayrağı kim sallasın derseniz, elbette ben sallamak isterim." ifadelerini kullandı.
Bordo-mavili kulübün internet sitesinde yer alan açıklamada, teknik direktör Karaman'ın 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü dolayısıyla bordo-mavili takımın Antalya'da gerçekleştirdiği kampı takip eden gazetecilerle bir araya geldiği belirtildi.
Açıklamada, futbol şube sorumlusu Haluk Şahin, Özer Bayraktar ve yönetim kurulu üyesi Tuncay Uzunal'ın da katıldığı sohbetteki görüşlerine yer verilen Karaman, genç oyuncuları yakından takip ettiklerini kaydetti.
"Konu, insanların çaresizlik veya kriz ortamlarında gençlere yönelmesi değil, bu işe yön verebilecek insanların ne derece sportif manada düşünüp, ne derece aklını, yüreğini, duygularını spora ve sporun getirdiklerine ayırdıklarıyla alakalı." diyen Karaman, şöyle devam etti:
"Bazen insanların kafasında ve yüreğinde bin bir tilki gezerse önündeki genci görmez. Konu transferden ibaret değerlendirilebilir ama sen önündekini görürsen, alırsın. Bunlar çok da genç diyeceğimiz yaşta değiller, bu yaştaki çocuklar vatan bekliyorlar. Bundan daha güzel bir yaş var mı? Biz bazen öteliyor olabiliriz, ama kriz ortamı gibi değerlendirmedik. Transfer yapmış olsaydık da bu genç oyuncularımızı yine getirecektik. En azından takibini yakından görme anlamında. Bazen içinde bulunduğunuz şartlar, sakatlıklar veya farklı zorluklar sizi düşüncelerinizi hızlandırmaya itiyor olabilir. Bizim getirdiğimiz 10 oyuncu da umarım fark yaratır. Ben 18-19 yaşında A Milli Takım forması giydim. Ben bakmayacağım da genç oyunculara kim bakacak? Artık onlar ana kuzusu değiller. Biraz daha erken acıyla yüzleşmeleri gerekiyor. Daha sosyolojik değerlendirecek olursak, ülke şartları biraz daha öteliyor. Sen gençsin, biraz dur bakalım deniyor. O çocuklar da samimiyetle kendilerini geliştirecek insanlar yerine, kendilerini başka yönlere çekecek insanların etkisine giriyor. Ardından da zaman kaybı ve insan israfı oluyor. Bu da bizim sevdiğimiz bir şey değil."
- "Kahin değiliz"
Karaman, iyi futbolla birlikte centilmenlikte de zirvede olan bir takım hedeflediklerini anlatarak, "Sezonun sonunu düşünüp de yorumlamak zor, kahin değiliz. Genel bakışımda şu var; kaybetmeyi sevmiyorum. Hiçbir oyuncum da kaybetmeyi sevmez ama bu, sonuca gitmek için her şey mübah demek değil. Ben, oyuncularım ve yöneticilerimiz yapabileceklerini maksimum yapar ve ondan sonra getirisine bakıp değerlendirebiliriz. Finalde bayrağı kim sallasın derseniz, elbette ben sallamak isterim." ifadelerini kullandı.
Hep maç maç düşündüklerini ifade eden Karaman, "Önümüzde Balıkesirspor maçı, o maç bittikten sonra Başakşehir maçı var. Maç maç gideceğiz, sonra oyuncularımız bizi nereye taşırsa, bize inananlar nereye taşırsa inşallah orada olacağız. Ama futbolda da biliyorsunuz sezon sonu çok uzun bir süre." yorumunu yaptı.
- "Sosa iyi bir insan, iyi bir kaptan"
Karaman, oyuncuların sakat sakat özverili şekilde forma giydiğini vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Burada oyuncularımın özel bir alkışı hak ettiğini düşünüyorum. Özel bir duruş gösterdiler, asla kaçmadılar. Takımın ihtiyacı olduğu bir dönemde sakatlıklarına rağmen mücadele ettiler. Sosa'nın sakatlık yaşaması da bizi kısmen etkiledi. Ama öyle bir geriye yaslanmamız, taktiksel manada söz konusu değil. Bu güç meselesidir, sahada güçlü kalabilirseniz bir anlam ifade eder. Bana göre en büyük kaybımız yaşadığımız sakatlıklar oldu. Sonrasında Onazi'nin yaşadığı sakatlık, Sosa'nın sakatlığı, Allah'a şükürler olsun, Allah inşallah daha başka sakatlıklar yaşatmaz. Sosa çok iyi çalışıyor, inanılmaz iyi çalışıyor. İyi bir kaptan, iyi bir insan, iyi bir lider ve sorumluluklarının da farkında. Sabah bakıyoruz inanılmaz çalışıyor, her geçen gün de üzerine koyduğunu görüyoruz. Tarih veremiyoruz ama daha iyiye gidiyor. İyileşirse oynar, iyileşemezse iyileşene kadar bekleriz iyileşince oynar. İyi bir kamp dönemi geçiriyoruz, inşallah bunun sonuçlarını da oynayacağımız maçlarda önünüze koyarız."
- "Şampiyonluk planlama işi"
Şampiyonluğun uzun ve planlanarak ilerleyebilecek bir süreç olduğunu vurgulayan Karaman, "Hiçbir hazırlığın içerisinde olmadan 'Biz şampiyon olacağız' dediğiniz anda ancak kendini bilmeyen, pozisyonunu bilmeyen, haddini bilmeyen, gideceği son noktayı bilmeyen, sınırı bilmeyen insanların sığ düşünceleri olarak kalır. O da bizim ne hayata ne de spora bakışımızla örtüşür. Tek başına oyun oynamak değil oyuncuyu, topluma her anlamda hazır bir birey olarak yetiştirmelisiniz. Madem önemli bir sivil örgütsünüz, binlere, on binlere, milyonlara yön veren bir örgütsünüz, işinizin gereğini yapmak zorundasınız. Doğru ve akılcı yönetimlerle beraber, daha çok aidiyet duygusu hisseden oyuncularla birlikte, acıyla yoğrulan insanların oluşturduğu bir camia ve onun yetiştirdiği bireyler olarak daha güvenle bakıp planları daha sağlıklı yapabilirsiniz. İnşallah elimizde var olan oyuncuların üst düzey yetenekleri ile beraber kulübümüzün geleceğe daha güzel bakabileceği bir yerde ligi sonlandıracağız." değerlendirmesinde bulundu.
Karaman, bunun da bazı şeylerin biraz daha hız kazanarak yapılmasına vesile olacağına değinerek, "Umarım bunu başarabiliriz, umarım yönetimimiz bunu başarabilir, umarım siz basın mensupları buna vesile olursunuz. Ali mi oynar, Veli mi oynar, o mu çıkar, bu mu çıkar dediğiniz anda daha çok beklersiniz şampiyonluğu. Konu ondan daha derin." şeklinde görüş belirtti.
- Şahin: "5 yıllık planlarımız var"
Trabzonspor Futbol Şubesi Sorumlusu Haluk Şahin ise yaptığı açıklamada, altyapıdaki çalışmalara dikkati çekerek, şunları aktardı:
"Biz Özer Bey ile birlikte futbola bakıyoruz. Altyapıda Hamit hocamız, 1461 Trabzon'da da Hamdi hocamız futbolla ilgileniyorlar. Hami hoca, aşağıda dershaneler yaptı. Çocukların boş zamanında üniversiteden hocalar, profesörler geliyor ve özel ders veriyor. İki grupta da psikologlarımız var, psikologlarımız çocuklarla birebir ilgileniyor. 1461 Trabzon'da şu anda burada olan futbolcularımız boş zamanlarında İngilizce kursu alıyorlar. Onları yarına hazırlıyoruz. Yarın sizin karşınıza çıktıklarında en azından o dili de konuşabilsinler diye. Onlar istiyor bizden, biz de dediklerini yapıyoruz. Hepsiyle birebir ilgileniyoruz. Biz yönetime geldikten sonra Her toplantıda, her idmanda onlarla beraberiz. Bir baba oğul ilişkisi kurmuş durumdayız. Bekleyip göreceğiz. Üç yıllık bir yönetimiz ama 5 yıllık planlarımız var. Burada bir sistem bırakacağız."