Destici, partisinin genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) mensuplarının hala bazı değerleri istismar edip mağduriyet yaratmaya çalıştığını, örgütün işlediği suçların üzerinin örtülmesine asla müsaade edilmemesi gerektiğini söyledi.
"Yenidoğan çetesi" soruşturmasını yürüten Cumhuriyet Savcısını tebrik eden Destici, "Milletimizin, değerlerine bağlı, cesur evlatları olduğu sürece baş edemeyeceğimiz hiçbir problem olmadığını tekrar herkese hatırlatmış oldu." dedi.
Destici, CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ı ziyaretine ilişkin, "Bir de o 46 kişinin ailelerine gidip başsağlığı dileyebiliyor musun? Sizin tarafınız, ayaklanma çağrısıyla 46 kişinin ölümüne sebebiyet veren PKK'nın sözde siyasi partisinin eş başkanları mıdır? Devletin yargısının ceza verdiği eş başkanı mıdır? Yoksa masum 46 can mıdır, onların aileleri midir?" değerlendirmesinde bulundu.
Destici, Özel'in TBMM Grup Toplantısı'ndaki konuşmasına ilişkin, "Sayın Özel, siz belki farkında değilsiniz ama bu topraklarda yaşayan Kürt'üyle, Türkmen'iyle, Laz'ıyla, Çerkez'iyle, Alevi'siyle Sünni'siyle herkes bu devletin zaten sahibi ve birinci sınıf vatandaşıdır." diye konuştu.
- "Burada asla umut hakkından bahsedilemez"
Devletin, mücadele ettiği terör örgütünden, onun elebaşından medet umup yardım bekleyemeyeceğini kaydeden Destici, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Tecrit değil, ceza. Ceza da tahliyesiz müebbet ve idam. Anlaşma değil, hukuk. Hukuk neyse onu işleteceğiz. Ne anlaşması, ne pazarlığı, ne masası. Umut hakkı değil, pişmanlık ve af dileme. Eğer biz 40 bin kişinin katili bir terör örgütünün elebaşına umut hakkı imkanı verirsek o zaman hapishanelerin tamamını boşaltmamız lazım. Bir tane bile suçlu kalmaması gerekir. Umut hakkı bir kere teröristlere verilmez. Umut hakkı pişman olan, yaptığı suç toplumun önemli bir kısmına zarar vermeyen kimselere verilir. Onun için burada asla umut hakkından bahsedilemez."
Destici, terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'a "umut hakkı" tartışmasına ilişkin, "Terör örgütü elebaşı, büyük bir pişmanlık duyduğunu söylesin, 'af diliyorum' desin, yasalar onu değerlendirir, ben ona karışmam. Ama bize göre, bu hainin, terörist başının kalemi 1999 da kırıldı, yani idam cezası verildi." ifadesini kullandı.