Uluslararası Uyuşturucu Kullanımı ve Kaçakçılığı ile Mücadele Günü

Yeşilay Genel Başkanı Mücahit Öztürk, uyuşturucuyla mücadelede çözümün toplumun tüm katmanlarında olması gerektiğini belirtti.

Yeşilay Genel Başkanı Mücahit Öztürk, uyuşturucuyla mücadelede çözümün toplumun tüm katmanlarında olması gerektiğini belirterek, "Bu anlamda başta sivil toplum örgütleri olmak üzere, her kurum bağımlılıkla mücadeleye omuz vermek durumunda ve zorunda." dedi.

Yeşilay tarafından "Uluslararası Uyuşturucu Kullanımı ve Kaçakçılığı ile Mücadele Günü" kapsamında düzenlenen program, Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş'un katımıyla gerçekleştirildi.

Burada konuşan Öztürk, bağımlılık denildiğinde kültürlerin, ülkelerin, az gelişmiş ya da çok gelişmişliği bağlamında düşünülmeden tüm dünyanın temel bir sorunundan bahsedildiğini söyledi.

Öztürk, bağımlılığı en iyi tanımlayan kelimenin "kölelik" olduğunu ifade ederek, bunu postmodern kölelik olarak nitelendirdiklerini aktardı.

Yaşanılan bu süreçte insanoğlunun elindeki birçok maddi imkanlara rağmen, manevi anlamda yeterli tatmini bulamayınca birtakım farklı rahatlama ve kendini bulma metotları geliştirme çabasına girdiğini vurgulayan Öztürk, şöyle devam etti:

"Bu çaba sonunda da sözde kişinin kendini rahat hissetmesi adına birtakım maddelere sarılması, söz konusu oldu. Bağımlılığı, tıbbi bir hastalık olarak kabul ediyoruz ama bu hastalığın sosyal, ekonomik, siyasi, ideolojik o kadar çok yönü var ki bu yönler bir araya geldiğinde çözüm üretirken sadece hekimlere, terapistlere iş düşmüyor. Çözüm toplumun tüm katmanlarında, değerlerinde gerekiyor. Bu anlamda başta sivil toplum örgütleri olmak üzere, her kurum bağımlılıkla mücadeleye omuz vermek durumunda ve zorunda. İşte biz Yeşilay olarak 96 yıllık geçmişimizle bu bağımlılık mücadelesinde en iyisini, idealini, bilimsel değerler ışığında yapmaya çalışıyoruz. Ülkemizde çok büyük artılarımız var. Çok büyük pozitif kazanımlarımız var. Bu kazanımların devam etmesi için uğraşıyoruz. Bu kazanımların bizim bağımlılıkla mücadelemizde diğer ülkelerden daha farklı halde mücadeleyi sürdürmemize vesile olmasını talep ediyoruz."

Öztürk, bu anlamda iki temel projeleri olduğuna dikkati çekerek, "Birincisi biz ülkemizde bütün öğrencilere bilimsel temele dayalı bağımlılık eğitim vermeye başladık ve bitirmek üzereyiz. Bu çok değerli bir çalışma. Çünkü bugüne kadar yapılmış çalışmalarda genellikle daha çok bireysel anlamda kişilerin kendi ürettikleri içeriklerle yapılan çalışmalar söz konusuydu. Sonuçları belli olmayan, tasarlanmamış, bilimsel anlamda çalışılmamış birtakım içeriklerle kişiler bireysel olarak çalışıyorlardı." diye konuştu.

- "Bu konuda hepimize görev düşüyor"

Artık ürettikleri ve sürekli yenileyecekleri içeriklerle tüm öğrencilere rehber öğretmenler vasıtasıyla ulaşmaya çalıştıklarını, şimdi bu çalışmanın ikinci adımı olarak da riskli öğrencilere yönelik bir program planladıklarını ifade eden Öztürk, bunun da gelecek öğretim yılında hayata geçirilebileceğini aktardı.

Mücahit Öztürk, ikinci büyük adımlarının da Türkiye'de bağımlılıklarla mücadelede özellikle tedavi ayağında, tıbbi tedavinin sonlanması ya da devamı sırasında çok önemli bir psikolojik ve sosyal desteğe ihtiyaç olduğunu dile getirdi.

Bu anlamda YEDAM'ı kurduklarını, bununla tıbbi tedavisi devam eden ya da sonlanmış bireylerin psikososyal destek alabilecekleri yerler açmaya başladıklarını aktaran Öztürk, şunları söyledi:

"Bu mekanları gerek İstanbul'un, gerek Türkiye'nin birçok yerine açmayı planlıyoruz. Hedefimizde tedavinin sağlıklı devam edebilmesi ve kalıcı olabilmesi. Son olarak da zaten temelde bütün ruh sağlığı koruyuculuğunda aile temel faktördür ancak unutulmaması gereken bir gerçek de şudur ki belli bir yaşa gelmiş gençlerin sadece aile tarafından korunması mümkün değildir. Çünkü gençler rol model olarak sadece anne, babayı almazlar, belli bir yaştan sonra o toplumun önde gelenleri, sanatçıları, sporcuları, siyasetçileri örnek alınmaya başlanır. O nedenle özellikle rol modellik meselesinde birey olarak tek tek hepimize görev düşüyor. Çünkü çocukların odalarındaki posterler, cep telefonlarındaki resimler, artık farklı bireyler olmaya başladı. O nedenle biz bugünkü toplantımızda farklı kesimlerden rol modeller davet ederek, bu rol modellerin daha da genişlemesini arzulayarak, aslında bir mesaj vermeye çalışıyoruz. Bağımlılık meselesinin sadece bir kurumun, bir devletin, bir yanın meselesi olmadığını, bir toplum meselesi olduğunu ve hep beraber ancak iyi çalışırsak, gönül verirsek bu işi halledeceğimizi düşünüyoruz."

Aralarında Muazzez Ersoy ve Açelya Akkoyun'un da olduğu sanatçılar, iş ve spor dünyasından önemli isimler ile sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri de programda yer aldı.

Uyuşturucuyla mücadele çalışmalarında toplumsal iş birliği mesajları verilen programda, bağımlılıktan kurtulan bir gencin ailesi de o süreçte yaşadıklarına ilişkin bilgi verdi.

Etkinlik, Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş ve eşi Sevgi Kurtulmuş ile diğer katılımcıların aile fotoğrafı çektirmesiyle sona erdi.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Gündem Haberleri