Sabahattin Önkibar'ın kendisini taciz ve tehdit ettiğini iddia eden muhabir olayı bütün detaylarıyla anlattı!
İlk olarak, 1 Kasım Pazar gün Aykut Işıklar'ın köşesinden isim vermeden duyurduğu “Ankara Temsilcisi'nin muhabir kızı taciz ve tehdit ettiği” olay hakkında ilginç detaylar ortaya çıktı.
Işıklar'ın iddiasına göre, bir gazetenin Ankara Temsilcisi, yanında çalışan muhabir kıza ahlaksız tekliflerde bulunmuş, muhabirden olumsuz yanıt gelince onun hakkında karalama kampanyası başlatmıştı.
PM'ye ulaşan bilgilere göre bu isim Yeniçağ gazetesinin Ankara Temsilcisi Sabahattin Önkibar. Taciz edilen muhabir ise Selda Kay Öztürk.
Selda Kay Öztürk, Yeniçağ gazetesine iş akdini feshetemek için gönderdiği ihtarnamede şok iddialarda bulundu ve yaşadıklarını detaylı bir şekilde anlattı.
İşte Öztürk'ün dilinden o olay…
2005 yılından itibaren Yeniçağ Gazetesi Ankara Temsilciliği'nde muhabir olarak çalışmaktayım. Bugüne kadar hiçbir sorun yaşamadığım ve “ailem” olarak gördüğüm Yeniçağ Gazetesi'nde, Sabahattin Önkibar'ın Ankara Temsilciliği'ne getirilmesiyle birlikte sorunlar yaşamaya başladım. 2007 yılının Ekim ayında başlayan süreç, 2009 yılının Ağustos ayına gelindiğinde dayanılmaz bir psikolojik baskıya dönüştü. Bu süreci ayrıntılarına girmemek kaydıyla özetlemek istiyorum.
Gazetenin Ankara Temsilciliği'ne getirilen Sabahattin Önkibar, 2007 yılı Ekim ayından itibaren şahsıma yönelik sözlü cinsel tacizlere başladı. İş gerekçesiyle beni odasına çağıran Önkibar, evli olduğumu bilmesine rağmen bana önceleri “dolaylı”, daha sonra ise “doğrudan” ahlaksız tekliflerde bulunmaktan çekinmedi. (Bunların ayrıntıları mahkeme sürecinde dile getirilecektir.) Kendisine yaptığım itirazları, namusuma ve iffetime yönelik ortaya attığı asılsız ve mesnetsiz iftiralarla refüze etmeye çalıştı. Daha önce çalıştığım bir işyerinde yaşadığımı iddia ettiği tamamen asılsız, dayanaksız ve ahlaksız iftiraları ciddiye almadığımı gördüğü halde, bu karalama kampanyasını işyerinde de sürdürdü. İşyerinde olmadığım saatlerde, çalışma arkadaşlarıma şahsımla ilgili “ahlaksız” imalarda bulunarak adımı lekelemeye çalıştı.
Bütün bunlar sürerken; 2009 yılında “muhabir” olarak aldığı ve aile olarak da “yakın” olduğu Önsel Ünal adlı şahsın tarafıma söyledikleri olayın daha da içinden çıkılmaz bir hal almasına neden oldu. Önsel Ünal Azerbaycan'daki bir görev sırasında bana; “Sabahattin Önkibar seni yoklamamı istedi. Bak bakalım bu kadından 'iş' çıkar mı? Dedi. Zaten Sabahattin abim öyledir. İstediğini hemen direk söyler adamın yüzüne” şeklinde bir açıklama yaptı. Daha sonra bu açıklamayı yaptığını reddeden bu muhabir, bu kez taktik değiştirerek benimle ilgili işyerindeki bir başka arkadaşımla ilgili bir “dedikodu” ortaya attı.
İşyerine yerleştirdiği casus muhabiri aracılığıyla şahsımdan kendisine “İş çıkmayacağını” anlamış olduğunu tahmin ettiğim Sabahattin Önkibar da olaya bu aşamadan itibaren dahil olarak bana yönelik sözlü saldırılarının dozunu artırdı. Bütün bu olanlara bir yılı aşkın bir süre tahammül etmemin en önemli nedeni, eşimin bu süre zarfında işsiz olmasıydı. Aynı zamanda, bütün bunlar bir yılı aşkın bir süredir yaşanmasına rağmen, gerek kendi adımı gerekse eşimin onurunu rencide etmemek için açık vermemeye çalıştım. Kendi çabamla, bu ahlaksız insanın girişimlerini bir şekilde refüze ettiğimi düşünüyordum. Ayrıca bu süreci bilen ailem ve eşim, bu konuda bana destek olduğu için çok fazla zorluk çekmedim. Ancak, son iki ay içinde, Önsel Ünal adlı muhabirin de desteğiyle hakkımda yoğun bir “karalama” kampanyası ve yıpratma politikası uygulamaya başlayan Sabahattin Önkibar ile sorunlarım artık bir “işyeri problemi” haline dönüştü.
İşyerinde hakkımda türlü söylentiler çıkaran ve yine benim işyerinde olmadığım saatlerde arkadaşlarıma benimle ilgili türlü iftiralarda bulunan Sabahattin Önkibar, bu söylemlerini namusuma yönelik hakaretlere dönüştürdüğünde önlem almak kaçınılmaz oldu. Yüzüme karşı hiçbir şey söylemeyen Önkibar, Temmuz ayının ilk Cumartesi, günü benim işyerimde olmadığımı düşünerek arkadaşlara hakkımda benzer sözler sarfederken, kendisini “ben buradayım. Benimle ilgili sorununuz varsa yüzüme söyleyin” şeklinde uyardım. Geri adım atamayan Önkibar bana “Seni kovacağım. Ayağını denk al” dediğinde, kendisine “Hemen şimdi kovabilirsiniz” yanıtını verdim. Bu kez bana “Seni camdan aşağı atarım” şeklinde tehditler savuran Önkibar'ın bu tavrı, çalışma arkadaşlarım tarafından da görüldü. Benim “dedikodu” yaptığımı iddia eden Sabahattin Önkibar'a “Sizin yaptığını dedikoduyu henüz kimseye söylemedim. Söyletmeyin” imasında bulunduktan sonra kendisi tek kelime bile etmeden işyerini terk etmek durumunda kaldı.
postmedya