İSTANBUL (AA) - Vefatının 8. yılı dolayısıyla düzenlenen "Abdurrahim Karakoç Özel Programı"nda şairin hayatı ve eserleri ele alındı.
Türkiye Yazarlar Birliği (TYB) İstanbul Şubesinin Instagram hesabından canlı yayınlanan etkinliği TYB İstanbul Şubesi Başkanı Mahmut Bıyıklı yönetti.
Bıyıklı, Anadolu insanının karşılaştığı zorlukları ve çektiği sıkıntıları dile getirdiği eserleriyle toplumun geniş bir kesimine ulaşmayı başaran Abdurrahim Karakoç'un, vefatının 8 yılında rahmetle yad edildiğini anımsatarak, "Bu topraklarda 8 yıl değil 80 yıl sonra da Abdurrahim Karakoç konuşulmaya ve okunmaya devam edecek." ifadesini kullandı.
Etkinliğe bağlanan şair yazar Hayrullah Eraslan, 1960-1970 ve 1980'li yıllara damgasını vuran Karakoç'u anmak için düzenlenen programların artması ve yeni neslin de üstadı tanıması gerektiğinin altını çizdi.
Eraslan, hayatına ve eserlerine ilişkin bilgi verdiği Karakoç'un babası, dedesi ve kardeşlerinin de şair olduğunu, şiir yazmaya ise ilkokulda başladığını söyledi.
- "Abdurrahim Karakoç çok güzel eserler verdi"
Usta şairin gençliğinde çok güzel şiirler yazdığını fakat 26 yaşına kadar biriktirdiği şiirleri sobaya atıp yaktığını belirten Eraslan, "Abdurrahim Karakoç, Türkçe var oldukça devam edecek bir şair, çok güzel eserler verdi." dedi.
Karakoç'un şiirlerinin şehirleri etkisi altına aldığını anlatan Eraslan, Anadolu'da yaşamış bir şair ve mütefekkir olan usta şairin Türkiye ve dünya okumasının muhteşem olduğunu kaydetti.
Doğuş Edebiyat, Genç Kardelen ve Kardeş Kalemler dergilerinin Abdurrahim Karakoç özel sayıları yayımladığını hatırlatan Eraslan, her parti, grup ve meşrep tarafından sevilen ve okunan Karakoç'a ilişkin şunları söyledi:
"Karakoç bir anlamda şiirleriyle bize yol açıyordu. Biz sessiz kalıyorduk o ön planda uç beyi olarak mücadele ediyordu. Vicdani duruşu ve ahlakıyla mükemmel bir insan, inanmış bir insan, tam bir mümin. Yanlışlar gördüğünde korkmadan ifade edebilen Karakoç, Türkiye'deki milliyetçi muhafazakarların sesi oldu. Biz kenarda kalırken Karakoç konuşuyordu, insanların da ona minnet duygusu vardı."
Karakoç'un "Sıcak Afrika'nın Siyah Ağıdı" ve "Mihriban" şiirlerini okuyan Eraslan, usta yazarın duruş sahibi, eğilip bükülmeyen menfaatten dolayı nefsine hoş gelecek şeyler yapmayan bir kişiliğe sahip olduğunu sözlerine ekledi.
- "Babamın kütüphanesinde Karakoç'un şiir kitapları vardı"
Şair yazar Selçuk Küpçük ise Abdurrahim Karakoç ile aynı mahalleden bir babanın evladı olarak büyüdüğünü belirterek, "Babamın iyi bir kütüphanesi vardı. Orada Hisar, Hareket, Türk Edebiyatı gibi dergilerin yanı sıra Karakoç'un şiir kitapları da vardı. Ben o külliyata hakim olarak üniversiteye Ankara'ya gittim." dedi.
Müzik çalışmaları dolayısıyla tanıştığı Hasan Sağındık'ın albümlerini yapan şirketin Ankara Sıhhıye'deki yerine Karakoç'un da ara sıra geldiğini 1992 yılında kendisiyle orada tanıştıklarını anlatan Küpçük, "Abdurrahim Karakoç ile ilgili kamuoyuna çıkmayan bir sürü ses kaydı Hasan Sağındık'ta. Evleri yakındı, Sincan'da aynı mahallede oturuyorlardı. Hasan abi hocaya şiirlerini okutturmuş, sohbetleri ve kamera görüntüleri var." ifadelerini kullandı.
Karakoç'u seven ve onun önemini bilen akademisyen ve sivil hayattan isimlerin usta şair adına bir vakıf kurmasının gerekliliğine dikkati çeken Küpçük, şunları kaydetti:
"Abdurrahim Karakoç'un şiirleri, halk şiirinin modernleşmesi, kente taşınması, sözün politikleşmesi, Türk müziğinin modernleşmesi ve türkülerin modernizasyonu meselesinde çok işlevsel bir zemin oluşturdu. 1950'li yıllardan itibaren ozanlar farklı gerekçelerle bağlamasını alıp kente indi. Geleneksel halk şiiri ve türkü formu, kır coğrafyası ve mekanıyla sınırlı bir form. Şehre indiğinde şekli ve teması bambaşka bir dünya ile karşılaşıyor. Daha önce türkünün ya da ozanın kırda muhatap olmadığı yeni birtakım toplumsal girdiler hayata girince bu türkülerin hem teknik olarak hem de tematik olarak dönüşümünü beraberinde getirdi."
Türk şiirine kazandırdığı "Mihriban", "İsyanlı Sükut", "Hak Yol İslam Yazacağız", "Gel Gayrı", "Hasan'a Mektuplar", "Vur Emri" ve "Omuzumda Sevda Yükü" adlı eserleriyle tanınan şair ve yazar Abdurrahim Karakoç'un hayatına, edebiyatına, şiirlerine ve mücadelesine dair çeşitli meselelerin de ele alındığı program, Küpçük'ün Abdurrahim Karakoç'un "Fotoğraf" şiirini okumasıyla sona erdi.