Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi'nin Çarşamba Konferanslarında konuşan Sakarya Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Seyyar, "Sosyal devlet insanların maddi ve manevi temel ihtiyaçlarının karşılanması için politikaları hayata geçiren devlet demektir" dedi.
Sakarya Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Seyyar, 'sosyal devlet' kavramının Anayasal bir güvence altına alınmasına rağmen teorik hiçbir uygulamasının bulunmadığını söyledi. Sosyal devletin uygulayıcısı olan valilerin, sosyal devletten anladıklarının insanları sıraya dizerek üç kuruşluk kömür dağıtmak olduğunu kaydeden Seyyar, Türkiye'de sosyal devletin insanların sadece maddi ihtiyaçları ile ilgilendiğini, manevi ihtiyaçlarını ise yok saydığına işaret etti.
Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi'nin (ESAM) Çarşamba Konferanslarının bu haftaki konuğu Sakarya Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Ali Seyyar oldu. ESAM Genel Başkanı Recai Kutan'ın da iştirak ettiği konferansta Prof. Dr. Ali Seyyar 'Sosyal Devletin Geleceği' konulu bir sunum yaptı. Sunumunda genel hatları ile anayasada da kendisini bulan sosyal devleti sorgulayan Seyyar, yaşanan ekonomik krizle birlikte işsizlik ve yoksulluğun giderek artmasına karşı sosyal devletin çaresiz insanlara karşı görevini tam olarak yerine getirip getirmediğini farklı açılarla örnekler vererek anlattı.
"50 yıldan beri anayasada olan kavramın mahiyeti bilinmiyor"
Konuşmasında önemli bir konuya işaret eden Seyyar, 'sosyal devlet' kavramının içeriğinin kimse tarafından tam olarak bilinmediğinin altını çizdi. Sosyal devlet kavramının 1961 Anayasa'sı ile anayasada kendisini bulduğunu ifade eden Seyyar, "50 yıldan beri anayasada olan kavramın mahiyeti bilinmiyor" tepkisinde bulundu. Sosyal devletin sosyal politikalar üreten bir kurumunun dahi bulunmadığını anlatan Seyyar, üniversitelerde bile sosyal politika üretmek bir tarafa sosyal devletin temel unsurlarına yönelik kapsamlı bir eğitimin verilmediğini dile getirdi.
Sosyal devletin tanımını yapana Seyyar, "Sosyal devlet insanların maddi ve manevi temel ihtiyaçlarının karşılanması için politikaları hayata geçiren devlet demektir" dedi. Ancak Türkiye'de bazı kesimlerin manevi ihtiyaçlardan çok farklı anlamlar çıkardığını dile getiren Seyyar, 'manevi bakım' kavramına da büyük bir tepki gösterildiğini anlattı. Oysa manevi bakımın Almanya gibi ülkelerde bile sosyal hizmetler bünyesinde çoktan bir bilim dalı haline geldiğini vurgulayan Seyyar, "Türkiye'de bırakın bilim dalı haline gelmesini bu konuda yapılmış en ufak bilimsel bir çalışma bile yok" dedi.
Sosyal devlet kavramında temel bir konuya işaret eden Seyyar, bu kavramın tamamen Batı'dan taklit edilerek alındığını ve bir türlü içselleştirilemediğini ifade etti. "Zekât, sadaka gibi bize ait olan kavramları bilmiyoruz. Başkalarının kavramlarını alıp sosyal kavramının içine koyuyoruz. Onun için de bir türlü mutlu olamıyoruz" ifadelerinde bulunan Seyyar, bundan dolayı da sosyal devlet yapısı bulunmasına rağmen ülkede yoksulluğun bir türlü engellenemediğini dile getirdi. Seyyar, şöyle konuştu: "Çünkü sosyal devletin altyapısı, teorik uygulaması yok. Sosyal devletin uygulayıcısı valilerimiz, sosyal politikaları bilmiyor. Sosyal devleti, insanları sıraya dizerek üç kuruşluk kömür dağıtmaktan ibaret görüyorlar" dedi. Milli Gazete