Bir zamanlar başlıca enerji kaynağı olan ancak gelişmiş ülkelerde kullanımı her geçen gün azalan kömüre, Çin ve Asya’daki diğer ülkelerden gelen talebin artması, kömür zengini Türkiye'ye yeni bir umut ışığı oldu.
Bir zamanlar başlıca enerji kaynağı olan ancak gelişmiş ülkelerde kullanımı her geçen gün azalan kömüre, Çin ve Asya’daki diğer ülkelerden gelen talebin artması, bu madende yeniden altın çağın yaşanacağına yönelik beklentileri artırıyor. Rezerv oranı yüksek olan Türkiye'nin de bu gelişmeden olumlu etkilenmesi bekleniyor.
1994 yılının başında Uluslararası Enerji Ajansı, o dönemde çok az kişinin dikkatini çeken ancak daha sonra petrol piyasasını ve küresel ekonominin görünümünü değiştirecek bir istatistik yayımlamıştı. Bu istatistiğe göre Çin, 1960'lardan beri ilk defa yıllık değerlendirme bazında net petrol ithalatçısı olmuştu.
Bu gelişmenin sonuçları daha sonraki yıllarda, Çin'in, ABD'den sonra en büyük ikinci petrol ithalatçısı konumuna gelmesi ve 2008 yılında petrolün varil fiyatının 150 dolara yaklaşarak rekor kırmasının etkisiyle daha gözle görülür hale gelmişti. 1993 yılındaki günlük petrol tüketimi, 30 bin varille İrlanda'nın şu andaki tüketim seviyesine yakın olan Çin, şimdi ise 5 milyon varillik tüketimiyle Kuveyt ve Venezüella'nın toplam üretimi kadar petrol alımı yapıyor.
Emtia uzmanları, 1993 yılının “Çin dönemi”nin bir başlangıcı olduğuna dikkat çekiyor. Yani, dünyanın en kalabalık nüfusuna sahip ülkesinin, herhangi bir kaynak için ihracatçı olmaktan çıkıp net ithalatçı konumuna geçmesinin etkilerinin hissedilmeye başladığı sürece dikkat çekiyorlar.
SIRA KÖMÜRDE
Sıra şimdi de kömüre gelmiş durumda. Çin, eldeki güvenilir istatistikî verilerin toplanmaya başlandığı dönemden bu yana ilk defa 2009’da yıllık bazdaki değerlendirmeye göre kömürde net ithalatçı oldu.
Asya devi, hem elektrik üretiminde kullanılan termik kömür hem de çelik üretiminde ihtiyaç duyulan kok kömüründe 2003 yılındaki 80 milyon tonluk ihracata karşın, 2009’da 104 milyon tonluk ithalat gerçekleştirdi.
Çin'deki bu dönüşüm kömür sektöründe canlanmayı da beraberinde getiriyor. Gelişmiş ülke ekonomilerinde on yıllardan beri kullanımı düşen kömür, Asya bölgesinde, Japonya, Güney Kore ve Tayvan'ın yanı sıra Çin ve Hindistan'ın artan gereksinimiyle yeniden güç kazanıyor.
SEKTÖRÜN BEKLENTİSİ BÜYÜK
Madencilik sektörü de, uzun zamandır yükselen fiyatlarla kârını artırmak için 'Çin dönemi'nin gelmesini bekliyordu. Sektör genelinde faaliyet gösteren yönetici, uzman, analist ve işlemciler, Çin önümüzdeki dönemde önemli miktarda kok ve termik kömür ithalatında bulunacağını söylüyor.
Dünyanın en büyük madencilik şirketi BHP Billiton'un CEO'su Marius Kloppers konuyla ilgili yaptığı değerlendirmede, "Bu günlerin gelmesini bekliyorduk... Her ne kadar 2010 yılının, 2009'un tekrarı olup, olmayacağı konusunda emin olmasak da kömürde yaşanan ithalat eğiliminin devam etmesini bekliyoruz" dedi.
Deniz yoluyla taşınan kömür pazarının büyüklüğü, 1970'li yıllardaki 50 milyon tondan daha azken 2015 yılında 1 milyar tona ulaşması bekleniyor. Bu, dünyanın en büyük kömür ihracatçısı olan İsviçreli Xstrata, Endonezya merkezli PT Bumi Resources ve Brezilyalı Rio Tinto gibi madenicilik şirketlerine büyük avantaj sağlayacak. Bununla birlikte dünyanın en büyük emtia işlemcisi İsviçreli Glencore da bu gelişmeden faydalanacak şirketlerin başında geliyor.
Bununla birlikte Çin’in artan etkisi, son ekonomik krizde hafiflese de kömür fiyatlarında kendini göstermişti. Kömür fiyatlarında gösterge niteliği taşıyan Avustralya termik kömürünün ton fiyatı bu yıl 100 doların üzerine çıkarak, geçen seneye kıyasla yüzde 40 oranında bir artış kaydetti.
HİNDİSTAN ETKİSİ
Öte yandan kömür talebini artıran tek gelişme Çin'den gelen talep değil. Hindistan'ın da artan ihtiyacı bu durumda önemli rol oynuyor. Hindistan, özellikle elektrik üretiminde kullanmak için kömür talebini artırırken uzmanlar, bu ülkenin 2020 yılına gelmeden Güney Kore'yi geçerek dünyanın ikinci en büyük kömür ithalatçısı olacağını tahmin ediyor.
TÜRKİYE'NİN REZERVLERİ
Türkiye'de zengin kömür yatakları ile dünyadaki kömür rezervinin yaklaşık yüzde 1'ine sahip bulunuyor.
2002-2007 yılları arasında yapılan arama çalışmaları sonucunda toplam 2.3 milyar ton yeni kömür rezervi bulunmuştu. Böylelikle Türkiye`nin linyit rezervleri yüzde 28`lik bir artışla 8.3 milyar tondan 10.6 milyar tona yükselmişti