Teknolojinin, bilginin ve özgürlüklerin alabildiğince geliştiği ve nihayetinde demokrasinin galip geldiği bir süreci yaşıyor Ortadoğu. Bunun en güzel örneklerini de bazı Arap ülkelerinde görüyor ve dünyanın artık yeni bir döneme girdiğini, eski anlayışlarla özgürlüğe susamış halklarıartık yönetmenin mümkün olmadığını sevinçle ve ümitle seyrediyoruz.
Mısır, Libya,Tunus ve diğer Arap ülkelerinde yaşanan gelişmeler, hala eski alışkanlıkları sürdürmek isteyen baskıcı diktatörlere de en güzel cevaptır aslında. Fakat özellikle Suriye’de yaşananlar ve dökülen kanlar bizleri derinden üzmektedir.
Suriye’de 9 ay önce başlayan halk hareketlerine silahla cevap veren yönetim, bu güne kadar yaklaşık 5 binden fazla ölü, on binlerce mülteci ve yine binleri aşan kayıpla tam bir insanlık suçu işlemektedir. Dikkat edilmesi gereken bir nokta da Suriye halkı korku duvarını artık yıkmıştır. Talep ettikleri demokratik özgürlükleri elde etmeden durulmayacağı anlaşılan Suriye halkının bu talepleri çok geç olmadan karşılanmalıdır.
Suriye yönetiminin, artık önüne geçemeyeceği anlaşılan demokratikleşme isteklerine olumlu cevap verme zamanı gelmiştir. Suriye’deki kardeşlerimizde demokratik ve özgürlükçü bir yönetimi hak etmektedir. Dökülen kanların daha da artmaması,telafisi mümkün olmayan acıların yaşanmaması için Suriye yönetimi bir an önce halkın isteklerine cevap vermeli ve akan kanları durdurmalıdır.
Diktatörlüklerin birer birer yıkıldığı Ortadoğu ülkeleri çağın yükselen değeri olan insan hak ve özgürlüklerine, dini ve farklı etnik guruplara kendilerini ifade edebilecekleri kültürlerini özgürce yaşatabilecekleri yeni bir sistem inşa edebilmelidir. Bunun için tüm kesimleri kapsayan özgürlükçü anayasalarla eski tek adam yönetimlerine bir daha dönüşün önü engellenmelidir.
Bu noktada özellikle Libya konusunda aceleci ve iştahlı davranan Avrupa’nın neden harekete geçmediği sorusu bizler için olduğu kadar Ortadoğu ülkeleri için de çok önemlidir. Maalesef Avrupa eski sömürge mantığından hala vazgeçememiş, Ortadoğu’nun doğal zenginlikleri üzerinden politikasını sürdürmek istemektedir. Ve Ortadoğu halklarının demokratik, insan hak ve özgürlüklerine dayalı istekleri Avrupa için bir değer ifade etmemektedir.
Türkiye’nin özellikle Suriye konusunda insani ve halkın talepleri noktasında ki gelecek projeksiyonu son derece anlamlıdır. Komşumuz olan ve özellikle bizlerin akrabalık bağlarının yanında köklü bir tarihsel birlikteliğimizin olduğu Suriye elbette bizler için son derece önemlidir.
Akan kanın durması, maddi menfaat düşünen Avrupa ve bazı komşu ülkelerin insan hak ve hürriyetlerini esas alan bir çözüm yolunda bir an önce harekete geçmesi gerekmektedir.
Hepinize en derin saygılarımı sunuyorum
Şükrü KIRBOĞA
ARAPDER Genel Başkanı
(Türkiyeli Araplar Yardımlaşma ve Kültür Derneği)