FIBA 2010 Dünya Basketbol Şampiyonası 2. tur maçında Türkiye, Fransa'yı 95 - 77 yenerek çeyrek finale yükseldi.
2010 Dünya Basketbol Şampiyonası 2. Tur maçında A Milli Basketbol Takımımız ile Fransa karşı karşıya geldi. Sinan Erdem Spor Salonu'nda oynanan mücadeleyi Milli Takımımız 95-77 skorla kazanmayı başardı ve çeyrek finale yükselen taraf oldu. Ayrıca gurpta 5'te 5 yapan Milli Takımımız bu maçı da kazanarak galibiyet serisini 6 maça çıkardı.
Fransa karşısında rahat bir galibiyet alan A Milli Basketbol Takımımız, çeyrek finalde Slovenya'nın rakibi oldu.
A Milli Basketbol Takımımız, Slovenya ile 8 Eylül tarihinde karşı karşıya gelecek ve kazanan takım adını yarı finale yazdıracak.
HER ŞEYE RAĞMEN FAVORİ BİZDİK!
İstanbul'daki finaller keyifli maçlarla başlamış ancak Slovenya'nın ezerek Avustralya'yı saf dışı bırakıp muhtemel rakibimiz olmasıyla, erkenden başlayan Sinan Erdem mesaimiz biraz sıkıcı başlamıştı. Neyse ki yavaş yavaş salonun dolması, oyuncuların teker teker sahada gözükmeleri heyecanımızı arttırmaya başlamıştı.
Fransa ile Yeni Zelanda çok farklı takımlardı. Ancak ne olursa olsun taviz vermeyeceğimiz tek şey savunmaydı. 12 oyuncumuz da zaten bunun için beyinleri yıkanmış bir şekile Ankara'da boy göstermişlerdi.
Fransa'da Nando de Colo'nun hasta olduğu söylentileri, genç skorerin sahada yer almasıyla fos çıkmıştı. Gerçekten de onsuz bir Fransa'yı yenmek çok daha kolay olabilirdi ama yine de favori bizdik.
PERDEYİ HİDO AÇTI
Rakibi yaklaşık 2 dakika sayısız tutarak savunmamızın, verilen aradan etkilenmediğini göstermiştik. Ama zamanla toparlandılar. Biz de Hidayet'in skorer oyunuyla maça girmiştik. Önceki maçların aksine Hido bu kez oyuna iyi başlamıştı. Pota altına geçirdiğimiz toplar sonrası takımın iki uzunu Ali Traore ve Ian Mahinmi erken ikilemişti. Bu da iyi bir haberdi. Ancak yine de Fransızların rahatsız edici forvetleri vardı ve bu sayede de ribauntlarda 11-6 üstünlük kurmuşlardı. Bunun dışında ilk çeyrek sonunda tabelada da 19-14 Türkiye üstünlüğü vardı. Bu çeyrekte Fransa, baskımız karşısında 7 top kaybı yaptı.
Rotasyona gitme geleneğini sürdüren Tanjevic, yumuşak bir geçişle ikinci yarıya girdi. İkinci çeyreğin ilk 5 dakikası 9-6 ile geçilirken bu süreçte Sinan Güler'in hücum performansı dikkat çekiciydi. Ardından Hidayet oyuna girdi ve muhteşem bir saha içi komutanlığı yapıp hem attı hem de attırdı. Bu şekilde de Oğuz Savaş'ı devreye soktuk ve soyunma odasına 43-28 önde gittik.
Devre sonunda 16/27 saha içi yüzdesiyle oynarken 2 sayılıklarda 12/17 ile çok iyi bir isabet yüzdesi elde ettik. Ribauntlarda farkı kapatıp (12-14) top çalmalarda da, 5'i Kerem Tunçeri & Ender Arslan ikilisinden olmak üzere 7-1 ile rakibi adeta ısırdık.
HİDO & ÖMER AŞIK'TAN 20 SAYI
Yunanistan maçında olduğu gibi ikinci yarıya Ersan'ın yerine Kerem Gönlüm ile başladık. Buna "rakibi şaşırtma" da denebilir, güçlü uzunlara karşı "pota altımızı güçlendirme" de... Ancak ne olursa olsun ikinci yarıya takımımız harika başladı. Hido'nun iki üçlüğü farkı bir anda açarken Ian Mahinmi'yi 3. çeyreğin başında 5 faulle oyun dışına iten Ömer Aşık da pota altında skor yapmaya başladı.
Hido & Ömer Aşık ikilisinin toplam 20 sayısı son çeyreğe 71-45 önde girmemizi sağladı. Fransa'nın, Yunanistan'ı bitirdiğimiz alan savunmamız karşısında dağılması da farkı açan bir diğer etken oldu. Bu çeyrekle ilgili tek ve önemli olumsuzluk, Kerem Tunçeri'nin ayak bileğinden sakatlanarak çıkması oldu. Belki de Slovenya maçının kaderini etkileyecek bu durum dışında her şey kusursuz gidiyordu.
MUHTEŞEMSİN SİNAN!
Son çeyreğe Sinan Güler'in oyun kuruculuğunda başladık. Kerem Tunçeri'nin sakatlığı sonrası Ender'i de pek riske etmek istemiyorduk. Kısa süreli yaşadığımı krizi, Sinan'ın turnikesi ile aştıktan sonra Sinan Güler ile son darbeyi indirdik. Aldığı her dakika harika işler yapan Sinan, Hidayet ve Ömer Aşık'tan sonra skora katkı yapan üçüncü oyuncumuz oldu ancak yaptığı savunma ve asıl pozisyonu olmadığı halde oyun kuruculuk görevini yürütmesi, onu çoktan maçın yıldızı yaptı. Hido'nun açtığı kapıyı Sinan ile kapattık.
Fransa gibi grup maçlarını 67.8 ortalama sayı yiyerek tamamlamış bir takıma 95 sayı atarken, Diaw başta olmak üzere yüzdelerine aykırı üçlükler yemesek çok daha büyük bir fakın keyfini çıkartıyor olabilirdik.
Artık son sekizdeyiz ve rakip Slovenya. Fransa'dan en az iki misli daha güçlü bir takımla oynayacağız. Yarı final yolu biraz zorlu ama bu takımi bu yolu aşmaya kararlı...
TÜRKİYE: 95 - FRANSA: 77
Salon: Sinan Erdem
Hakemler: Pablo Alberto Estevez (Arjantin), Jorge Vazquez (Porto Riko), Luigi Lamonica (İtalya)
Türkiye: Kerem Tunçeri, Ömer Onan 7, Hidayet 20, Ersan 9, Ömer Aşık 10, Ender 9, Sinan 17, Kerem Gönlüm 2, Oğuz 9, Cenk 5, Barış 2, Semih 5
Fransa: De Colo 15, Batum 11, Diaw 21, Pietrus 6, Traore 4, Gelabale 3, Koffi 5, Bokolo 4, Albicy 3, Mahinmi 2, Causeur 3, Jackson
1. Periyot: 19-14 Devre: 43-28 3. Periyot: 71-45 5 Faulle Çıkan: 22.12 Mahinmi (Fransa)