Seçimler öncesini kapsayan ocak-şubat-mart döneminde Türkiye ekonomisi, özel tüketim harcamalarının ve yatırımların desteğiyle beklentilerin üzerinde yüzde 11 büyüdü. Böylece dünyanın en hızlı büyüyen ekonomisi olurken, Arjantin 9,9 ile ikinci, Çin ise 9,7 ile üçüncü sırada yer aldı. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, yılın ilk üç ayında gayri safi yurtiçi hasıla 284 milyar 868 milyon liraya ulaştı. Beklentileri aşan büyüme verileri ekonomi çevrelerinde de büyük yankı uyandırdı. Uluslararası bankalardan RBS yayımladığı raporda şu yorumu yaptı: "Bomba gibi rakamlar. Türkiye, Avrasya kaplanına dönüştü."
Son 6 çeyrektir kesintisiz büyümeyi sürdüren Türkiye, 2011 yılının ilk üç ayında yüzde 11 ile dünyanın en hızlı büyüyen ekonomisi olmayı başardı. 2011 ilk çeyreğinde bir önceki yılın aynı dönemine göre cari fiyatlarla gayri safi yurtiçi hasıla yüzde 17,9'luk artışla 284 milyar 868 milyon lira oldu. Sabit fiyatlarla ise bu rakam yüzde 11'lik artışla 25 milyar 896 milyon liraya ulaştı. TÜİK'in verilerine sektörel bazda bakıldığında ilk çeyrekte imalat sanayii üretiminde yüzde 12,3; inşaat sektöründe yüzde 14,8; toptan ve perakende ticarette yüzde 17,2, ulaştırma ve haberleşmede yüzde 12,2 büyüme dikkat çekiyor. Sabit fiyatlarla bakıldığında geçen yılın ilk çeyreğinde ekonomi yüzde 12, ikinci çeyrekte yüzde 10,3, üçüncü çeyrekte yüzde 5,2, dördüncü çeyrekte de yüzde 9,2 büyüme göstermişti. Yılın tamamında ise ortalama büyüme yüzde 8,9'u bulmuştu.
Mevsimsellikten arındırılmış verilere bakıldığında, 8 çeyrektir ekonomide büyümenin devam ettiğini belirten TSKB ekonomisti Başar Yıldırım da, ekonomide, özel tüketim ve yatırımların ekonomik aktivitenin kuvvetli destekçisi olmaya devam ettiğini, diğer yandan genişleyen dış ticaret açığının büyüme üzerinde negatif etki yaptığını kaydetti. Yıldırım, "Özel tüketim ve yatırım tarafındaki güçlü seyir, son dönemde piyasada sıkça duyulan 'aşırı ısınma' konusunu bir kez daha gündeme taşıyabilir. 2011 birinci çeyrek büyüme rakamları, bu söylemi teyit edecek niteliklere sahip olsa da yılın ikinci çeyreğine dair verilerde gözlenen seyre bağlı olarak 'aşırı' ısınma tabirini kullanmak için verilerin bir müddet daha izlenmesi gerektiğini düşünüyoruz." şeklinde konuştu. Başar Yıldırım, yılın geri kalan bölümünde, gerek sanayi üretimi ivmesinde gözlenen düşüş, gerekse Merkez Bankası politikalarının kredi büyümesi üzerindeki etkilerine bağlı olarak ekonomik büyüme hızının azalmasını öngördüklerini kaydetti. Büyüme rakamlarının Türkiye ekonomisindeki toparlanmanın ivme kazanarak sürdüğüne işaret ettiğini belirten HSBC Stratejisti Fatih Keresteci ise şu değerlendirmeyi yaptı: "Beklentilerin üzerinde kalması, harcama tarafının çok canlı olması ve genele yayılan bir eğilim olması, Türkiye ekonomisindeki canlanmanın tahminlerin de ötesinde olduğuna işaret ediyor. Bu tablo Merkez Bankası'nın politikanın teşhis kısmını destekliyor. Tedavi yöntemine ilişkin kuşkularımızı ve endişelerimizi korumaya devam ediyoruz... Ancak, ekonomideki canlanmanın tahminlerin de ötesinde olduğuna işaret etmesi nedeniyle iç talepteki canlanmaya daha doğrudan ve etkili yöntemlerle müdahale edilmesinin gerekliliğini ortaya koyuyor."
Merkez Bankası bir süredir alışılagelmişin dışındaki para politikasını sürdürürken, analistler, bu politikaya ilişkin soru işaretlerinin bulunduğunu ifade ediyor. Bazı analistler, Merkez Bankası'nın faiz artırımına gitmesi gerektiğini savunurken, TL yılbaşından beri bu endişelerle diğer gelişmekte olan ülke para birimlerine göre daha olumsuz performans gösteriyor. EKONOMİ SERVİSİ
Kişi başı gelir 10 bin 79 dolar
TÜİK verilerinden yapılan hesaplamaya göre, mart ayı itibarıyla son bir yıllık dönemde (dört çeyrek) cari fiyatlarla yıllık Gayri Safi Yurtiçi Hasıla 1 trilyon 148 milyar 391,4 milyon lirayı aştı. GSYH'deki bu artışla birlikte, kişi başına düşen gelir 15 bin 731 lira oldu. Hesaplamalarda TÜİK'in milli gelir hesaplarında 2010 yılı için 73 milyon 3 bin olarak kullandığı Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi verileri dikkate alındı. Son bir yıllık dönemde dolar cinsinden GSYH 756 milyar 304 milyon dolar olarak gerçekleşirken, kişi başına gelir de 10 bin 360 dolar olarak belirlendi. 2010 sonunda kişi başına gayri safi yurtiçi hasıla değeri cari fiyatlarla dolar bazında 10 bin 79 dolar, TL bazında ise 15 bin 138 TL düzeyindeydi. Böylece ekonomideki yılın ilk çeyreğinde kişi başına gelir dolar cinsinden 281 dolar, TL cinsinden 593 lira arttı.
GSYH'nin dörtte üçü tüketim kaynaklı
İlk üç ayda ulaşılan 284,9 milyar liralık Gayri Safi Yurtiçi Hasıla'nın (GSYH) yüzde 76,6'sı iç tüketimden kaynaklandı. TÜİK verilerinden yapılan derlemeye göre, 2011 yılı ilk çeyrekte cari fiyatlarla yerleşik ve yerleşik olmayan hanehalklarının yurtiçi tüketimi 218 milyar 213,4 milyon lira oldu. Bu tutar geçen yılın aynı döneminde 186 milyar 314 milyon lira düzeyindeydi. Buna göre iç tüketimdeki artış, yüzde 17,1'i buldu. Yerleşik hanehalklarının yurtiçi tüketimi 211,6 milyar lira, yurtdışı tüketimi de 1,9 milyar lira olarak hesaplandı. Yabancıların Türkiye'deki tüketimi de yaklaşık 6,6 milyar lira oldu.
En fazla harcama gıdaya yapıldı
Hanehalklarının 218,2 milyar liralık yurtiçi tüketiminin dağılımına bakıldığında, ilk sırayı 56,6 milyar lira ile gıda, içki ve tütün aldı. Bunu 44,4 milyar lira ile konut, su elektrik, gaz ve diğer yakıtlar, 37,9 milyar lira ile ulaştırma ve haberleşme, 20,4 milyar lira ile mobilya, ev aletleri ve ev bakım hizmetleri izledi. Hanehalkları bu dönemde giyim ve ayakkabı için 12,8 milyar lira, lokanta ve otel harcamaları için 10,6 milyar lira, eğlence ve kültür için 8,3 milyar lira harcadı. Hanehalkları yılın ilk çeyreğinde sağlık için 7,8 milyar lira, eğitim için 3,7 milyar lira harcama yaptı. Geçen yılın aynı dönemiyle karşılaştırıldığında, gıda, içki ve tütün için 7,8 milyar lira, ulaştırma ve haberleşme için 7,8 milyar lira, konut, su, elektrik, gaz ve diğer yakıtlar için 3,2 milyar lira daha fazla harcama yapılması dikkati çekti. Giyim ve ayakkabıya ayrılan para da yaklaşık 2,9 milyar lira (yüzde 29) artışla 12 milyar 836,9 milyar liraya ulaştı.
Özel sektör tüketimi yüzde 52 arttı
Yılın ilk üç ayında yatırım-üretim için ayrılan harcamalara bakıldığında, 2010 yılı ilk çeyrekte 7,4 milyar lira olan kamu sektörünün harcamaları 8,4 milyar liraya çıktı. Bu harcamaların, yaklaşık 8 milyar lirasını inşaat, 437 milyon lirasını da makine ve teçhizat oluşturdu. Özel sektörün tüketiminde ise daha belirgin bir artış var. Tüketim harcaması yaklaşık yüzde 52 artışla 55,4 milyar liraya ulaştı. Makine-teçhizat bunun 37,4 milyar lirasını, inşaat da 18 milyar lirasını oluşturdu. Gayri safi sabit sermaye oluşumunun 43,8 milyar liradan 63,8 milyar liraya yükselmesi de dikkati çekti. Bu dönemde devletin nihai tüketim harcamaları da 32,9 milyar liradan 38,3 milyar liraya ulaştı.
Aşırı ısınma yok, cari açık düzeliyor
Merkez Bankası, ilk çeyrek büyüme ve dış ticaret rakamlarının ekonomide aşırı ısınmaya işaret ettiğini savunanlara cevap verdi. Özellikle ekonomide görülen talep yavaşlamasına dikkat çeken banka, "Özel kesim talebinde yavaşlama teyit edildi. Aşırı ısınma yok. Cari dengede iyileşme söz konusu." değerlendirmesini yaptı. Açıklamada ayrıca, yılın ikinci yarısında zorunlu karşılık oranlarında ilave artışlara duyulabilecek ihtiyacın azalacağına da dikkat çekildi. Merkez Bankası Para Politikası Kurulu toplantı özetinde ana hatlarıyla şu ifadeler yer aldı: "İlk çeyrekte iç talebin desteğiyle güçlü seyrini koruyan iktisadi faaliyet ikinci çeyrekte yavaşlamıştır. Nitekim, sanayi üretiminde şubat-nisan döneminde üç ay üst üste aylık bazda gerileme gözlenmiş ve nisan ayında üretim ilk çeyrek ortalamasının altında gerçekleşmiştir. Kurul, dış talebe duyarlı sektörlerdeki yavaşlamanın daha belirgin olduğunu not etmiştir. Özel tüketim ve yatırım talebi ılımlı bir seyir izlemektedir. Özel kesim talebindeki güçlü artış ikinci çeyrekte hız kesmiştir. Nisan ayı tüketim malları üretim ve ithalatı ile sermaye malları üretimi ilk çeyreğin altında gerçekleşmiştir. Nisan-mayıs dönemine ilişkin satış verileri de özel kesim talebindeki yavaşlamayı teyit etmektedir. Dış talep zayıf görünümünü korumaktadır."
ZAMAN