TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Başkanı Soner Aksoy, Kütahya'nın Emet ilçesinde gerçekleştirilecek yeni yatırımlarla ham bor üretiminin 2010 yılından sonra yıllık 600 bin tona çıkmasını beklediklerini söyledi.
Aksoy, Kütahya Gazeteciler Cemiyetine düzenlediği ziyarette yaptığı açıklamada, Emet'te başlanan tevsi yatırımı tamamlanınca burada yıllık 130 bin ton bor üretileceğini bildirdi.
Burada yaklaşık 150 bin ton borik asit elde edildiğini belirten Aksoy, ''Emet'te yeni yapılan yatırımla beraber 2010 yılından sonra bor üretiminin 600 bin tona çıkmasını bekliyoruz. Bu da Türkiye'de ve dolayısıyla Emet civarında yeni bir istihdam kaynağı yaratacak'' dedi.
Aksoy, Emet'te bor üretim kapasitesindeki artışın, Emet-Tavşanlı-Balıkesir-Bandırma kara yolunun önem kazanmasını sonuçlayacağına işaret ederek, Emet-Hisarcık-Gediz-Uşak-İzmir kara yolunun da liman bağlantılı işlev kazanacağını anlattı.
İl Koordinasyon Kurulunca genişletilip modernize edilmesine karar verilen Emet-Hisarcık-Gediz-Eskigediz yolundaki çalışmalara, Eti Bor İşletmeleri ile Kara yolları Genel Müdürlüğünün destek vereceğini ifade eden Aksoy, bor nakliyesi için bu yolların iyi konumda olması gerektiğini kaydetti.
-İHRACATTA AFRİKA'YA YÖNELİŞ VE GLOBAL EKONOMİK KRİZ-
Aksoy, dünyada ihracata ağırlık veren ülkelerin özellikle Afrika kıtasındaki ülkelere yöneldiğini belirtti.
Türkiye'de de ihracatın bu ülkelere yönlendirmesi konusunda ciddi çalışmalar yapıldığını dile getiren Aksoy, ''Çin Başbakanı geçen yıl Afrika'ya 5 kez gelmiş. (Bu yıl 15 kez gelir) diyorlar. Öylesine bir gayret içerisindeler. Biz de Afrika ülkelerine ihracata yöneldik. İhracat seviyemizi yukarılara çekebilirsek, bütün yatırımlarımız ihracata dönük olur. Bütün amacımız budur'' diye konuştu.
Global ekonomik krizin, dış kaynaklı oluştuğunu anımsatan Aksoy, Türkiye'de yaşanan 1994 ve 2001 yıllarındaki ekonomik krizler ile daha öncekilerin tamamının iç piyasada meydana geldiğini söyledi.
Aksoy, iç piyasada meydana gelen krizlerde, yöneticilerin mali politikalarını iyi yapamaması, politize olmuş yatırım ve alımlar gibi kaygılar dolayısıyla sürekli mali portföyün bozulduğunu ifade ederek, bu tecrübeler doğrultusunda 2002'den sonra bankacılıkla ilgili önemli düzenlemeler yaptıklarına dikkati çekti.
AA