ADANA (AA) - Türk Kızılay Genel Başkanı Kerem Kınık, "Toplumumuzu afetlere, tehlikelere karşı hazırlayacağız. Bu her birimizin sorumluluğunda olacak. Her ailenin bir afet planı olacak. Her aile başına bir iş geldiğinde ne yapacağını önceden bilecek." dedi.
Kınık, kentteki bir otelde Türk Kızılay yöneticileri ve gönüllülerin katılımıyla düzenlenen "Kızılay Ailesi Teşkilat Buluşması"nda, kuruluşlarına her yıl 2 milyon bağışçının 6 milyon kez bağışta bulunduğunu, toplumun güvenine layık olmak zorunda olduklarını söyledi.
Bağışların önemini anlatan Kınık, "Bu da merhamet çınarının, iyilik köprüsünün sağlam ve toplumun içinde kadim olduğunu, onun güvenli bir köprü olduğunu gösteriyor." ifadelerini kullandı.
Kınık, Türkiye'deki doğal afet risklerinden bahsederek, şöyle dedi:
"Çok yakın zamanda orman yangınlarıyla ciğerlerimiz yandı. O yangınlarda Kızılay neferleri olarak en ön saflarda çalışıyordunuz. Dünyada yok olmakta olan ormanlar, erozyonla yok olan topraklar var. 'Ülkemizin bir çakıl taşını bile vermeyiz.' diyoruz ama yüzlerce hektar çakıl taşlı topraklar erozyon ile denize akıyor. Bizim slogan atacak lüksümüz yok. Bizim gerçek işler yapmamız gerekiyor. O toprakları ağaçlandırmak, yeşillendirmek gerekiyor. Afetlerle, afetlerin oluşturduğu etkilerle toplumumuzla mücadele edeceğiz. Toplumumuzu afetlere, tehlikelere karşı hazırlayacağız. Bu her birimizin sorumluluğunda olacak. Her ailenin bir afet planı olacak. Her aile başına bir iş geldiğinde ne yapacağını önceden bilecek. Herkeste temel ilk yardım ve afet bilinci olacak. Kızılay olarak önümüzdeki 10 yıl bu hedefle çalışacağız. Toplumla beraber bilinçlenip, toplumla beraber kalkınacağız."
- "Bu toprakların genç ve sağlıklı bedenlere ihtiyacı var"
Toplumun yüzde 30'unun obezitenin pençesinde boğuştuğunu ifade eden Kınık, bu durumun şeker, kanser ve diğer hastalıklara yol açabildiğini anlattı.
Kınık, sağlıklı beslenmenin ve sağlıklı aktivitenin toplumda yaygınlaşmasının zorunluluğuna dikkati çekerek, şöyle konuştu:
"Toplumda beş kişiden biri şeker hastasıysa o toplum yürüyemez. Ne yediğini bilen, beden sağlığının nasıl korunması gerektiğinin farkında olan Kızılaycı gönüllüler olmak zorunda. Bu tıpkı bir Kuvayımilliye seferberliği gibidir. Bu mesele vatanın müdafaası kadar kritik meselesidir. Önümüzdeki 30-40 yıl içinde hastalık yükünün boğduğu bir toplumda yaşamak istemiyorsak bugün alacağımız tedbirler var. İşte bunlar için önümüzdeki yıllarda çalışacağız. Bu toprakların genç ve sağlıklı bedenlere ihtiyacı var. Vatanını sevmek bu bilinçle olur."
- "Üç çocuk, denge demek"
Türkiye'de nüfus artış hızının yavaşladığını ve toplumun yaşlandığını, genç nüfusun ise azaldığını dile getiren Kınık, "Cumhurbaşkanımızın 'en az 3 çocuk' demesi bu temele dayanıyor. Üç çocuk, denge demek. Bunun altı ise yaşlanan, hastalık ve bakım yüküyle daha fazla mücadele eden toplumlar demek. Sağlıklı yaşayan ve yaşlanan bir toplum için gayret sarf etmeye çalışacağız." ifadelerini kullandı.
Kınık, kadının doğası gereği merhamet, koruma ve iyilikle beraber dünyaya geldiğini belirterek,"Biz de kadınlarımızın Hilal-i Ahmer'in şemsiyesi altında daha fazla yer almasını istiyoruz. Kızılay’da kadına çok iş düşüyor. Kadınları her zaman destekleyeceğiz ama yönetim kademelerinde kadınların mutlaka tanımlanmış, ayrılmış yerleri olacak. Zaten kadınlarımız bunları hak ediyor. Biz erkekler buna engel olmasak yeter. Onlar zaten hak ettikleri yerlere gelir." diye konuştu.