İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Ergenekon davasının 71. duruşmasına Fatih Hilmioğlu, Ersin Gönenci ve İbrahim Özcan katılmazken diğer tutuklu sanıklar ile tutuksuz sanıklardan Hüseyin Keskin, Muhterem Bağcı, İlyas Çınar ve Sinan Aygün hazır bulundu. Tutuklu sanık İbrahim Şahin'in evinde ele geçirilen Tedhiş (suikast planı) planında haklarında suikast yapılacağına dair bilgiler bulunan Ali Balkız ve İbrahim Genç, duruşmaya müdahil olarak katıldı.
Mahkeme Başkanı Köksal Şengün, 3 Haziran 2010 tarihinde tutuklu sanık Levent Ersöz'ün, tedavi gördüğü hastaneden yapılan çapraz sorgusuna ara verildiğini hatırlatarak sorguya kaldığı yerden devam edileceğini söyledi. Ersöz'ün tedavi gördüğü hastane ile mahkeme salonu arasında konferans bağlantısı yapıldığı görüldü. Ersöz'ün avukatı Dilek Helvacı ile üye hakim Hüsnü Çalmuk da Ersöz'ün yanında hastanede hazır bulundu. Başkan Köksal Şengün, sanık Mehmet Haberal'ın avukatları tarafından iki üye hakim hakkında redd-i hakim talebinde bulunulduğunu, bu talebin reddedilmesi üzerine Haberal'ın avukatları tarafından itirazda bulunulduğunu ve karar verilmesi için bu talebin 14. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildiğini hatırlattı.
Bu sırada tutuklu sanıklardan Tuncay Özkan, söz almak istediğini söyledi. Mahkeme Başkanı Körksal Şengün de 2 aydır duruşma yapılmadığını belirterek, "Buyrun, iki aydır ayrıyız tabii." dedi. Bunun üzerine Tuncay Özkan, sanıkların savunma yaptığı kürsüye giderek öncelikle Ali Balkız ve İbrahim Genç'e, duruşmaya müdahil olarak katıldıkları için teşekkür ettiğini söyledi. Özkan, "Çünkü kamuoyunun burada olup biten hukuksuzluklardan haberi olması gerekiyor." dedi.
İki yıldır tutuklu olduğunu hatırlatan Özkan, bu noktadan sonra sesinin tonunu hiç düşürmeden yumruğunu kürsüye vura vura ve bağırarak konuşmaya başladı; "Bu davayı böyle sürdüremezsiniz. 2 yıldır tutukluyum. Hangi general benden emir almış? Ben kime talimat vermişim. Benim suçum ne? Bunu bana söyleyin ya da yargılamaya bir an önce son verin. Bana bağırmayın demeyin. Çünkü bağırmak durumundayım. Neden beni tutuklu tutuyorsunuz? Burada hukuk yok. Neden, Balyoz davasında böyle tutuklama yapılmaz diye insanlar salıveriliyor? Orada mı hukuk yok burada mı? Böyle yargılama olmaz. Burada Faşizm var sayın Balkız ve sayın Genç. Ben AKP muhalifiyim, ırkçılığa karşıyım. İnsanları toplayıp aynı pazar içine koyarak bir yere varamazsınız. Burada zulüm var. Eğer bu sorularıma cevap verilmezse ve ne ile suçlandığım söylenmezse Cuma gününe kadar açlık grevi yapacağım. Gerekirse ölüm orucuna başlarım. Ramazan da geldi. Yatabiliyorsanız gelin siz yatın burada. Gelebiliyorsanız buyurun iftara. Bu yargılamayı böyle devam ettiremezsiniz."
Özkan'ın uzun süre bağırarak ve kürsüye vurarak konuşmasını Başkan Köksal Şengün yarıda keserek "Yeter artık, bağırmadan konuşun" diye uyarıda bulundu.
Bu esnada Avukat Celal Ülgen, sakinleştirmek üzere Özkan'ın yanına gitti. Karşılıklı olarak bağırırım, bağıramazsınız diyaloğunun ardından Başkan Şengün, sanık Özkan'ın salondan dışarı çıkarılması için jandarmaya talimat verdi. Jandarma talimatı yerine getirmeyince Başkan Şengün 4-5 kez talimatını yineledi. Özkan, jandarmalar arasında bağırarak duruşma salonundan çıkarılırken İzleyici bölümünden mahkeme başkanı Köksal Şengün'e hitaben "Hayvan" diye bağıranlar olduğu gözlendi.