Toptan başkanlığa yeniden aday mı?

Darbe planları yapanlara devletin kurumlarını göstererek açık yanıt veren Toptan, Meclis Başkanlığına aday olup olmayacağına ilişkin soruya da..

''VARSIN KİMİLERİ DE DARBE DÜŞÜNSÜN, VARSIN KİMİLERİ DE TERSİNİ DÜŞÜNSÜN. AMA DEVLETİN ANAYASASI, KANUNLARI, YASAL, LEGAL GÜÇLERİ, DEMOKRASİYE DÖNÜK EYLEMLERİ ELİ KOLU BAĞLI MI SEYREDECEK? HAYIR''

TBMM Başkanı Köksal Toptan, ''Varsın kimileri de darbe düşünsün, varsın kimileri de tersini düşünsün. Ama devletin Anayasası, kanunları, yasal, legal güçleri, demokrasiye dönük eylemleri eli kolu bağlı mı seyredecek? Hayır. Devlet ve demokrasi, kendini koruyacak silahlarla donatılmıştır; Anayasası var, yasaları var'' dedi.

Toptan, Kanal 24 Televizyonu'nda canlı yayınlanan Moderatör programına katıldı. Meclisin bir yasama yılını daha geride bıraktığını belirten Toptan, milletvekillerinin çalışmalarından dolayı duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

Son zamanlarda mayınla ilgili kanundan kaynaklanan gerilimin olduğunu anımsatan Toptan, grup yöneticilerinin sağduyulu hareketleri sonucu bir taraftan hükümetin istediği yasaların çıkarılmasının sağlandığını, diğer taraftan muhalefetin istediği denetim konularında görüş birliğine varıldığını söyledi.

Toptan, milletvekillerinin görevinin sadece Mecliste yasama faaliyetlere katılmaktan ibaret olmadığını ifade ederek, Genel Kurulun çalıştığı salı, çarşamba ve perşembe günlerinin dışında milletvekillerinin seçim bölgelerinde çalışmalarını sürdürdüğünü kaydetti.

Geçen 1 yıl içerisinde Meclise 70 bin öğrenci hariç olmak üzere toplam 459 bin 388 ziyaretçinin geldiğine dikkati çeken Toptan, tatil günlerinin çıkarılması halinde meclise günde ortalama 3 bin kişinin geldiğini, bu ziyaretçilerden 2 bininin ise milletvekilleri tarafından yemeğe götürüldüğünü bildirdi.

''Milletvekillerin tatile girdiği'' yönündeki söylemleri, milletvekillerine haksızlık olarak değerlendiren Toptan, ''Bu kadar yoğun çalışan milletvekillerine haksızlık. Milletvekilleri tatile çıkmıyor. Bir kısmı halen burada. Gelen seçmenlerin ya da il veya ilçenin talepleri için koşturuyorlar. Buradan gidenler de seçmenlerin yanına gidiyor. Bana göre hakkı teslim etmek gerekirse, milletvekilleri bu dönem de geçen dönem de çok verimli çalıştılar. Keşke bu ay içinde bir kenara çekilip tatil yapabilseler. Gelen telefonlardan anlıyorum ki milletvekillerin büyük bir kesimi seçmenlerin yanındalar'' diye konuştu.

Milletvekillerin sünnet, düğün gibi davetlere katıldıklarında aldıkları altınlara 3-4 maaş harcadıklarını belirten Toptan, seçim bölgelerine gittiklerinde ise vatandaşların da aynı şekilde kendilerini ağırladıklarını anlattı.

-GECE YARISI DEĞİŞİKLİĞİ...-

Mecliste muhalefetin haberi olmadan CMK'nın 250. maddesinde değişiklik yapılarak askerlerin sivil mahkemelerde yargılanmasının yolunun açıldığı iddiasına ilişkin soruyu cevaplandıran Toptan, konuyla ilgili Bakan'ın kendisini ertesi gün arayarak ''düzenleme yapılmadan önce muhalefetle konuyu paylaştıklarını ve önergeyi makul zamanda muhalefete ilettikleri'' bilgisini verdiğini söyledi.

Meclis başkanının önergelerden haberdar olmasının mümkün olmadığına bildiren Toptan, ''Keşke gündüz saatlerinde bu yapılsaydı. Çünkü getirilen öneriye bakıldığı zaman Türkiye'nin erişmiş olduğu demokratik aşamayı dikkate aldığımız takdirde yapılan değişikliğin çok da itiraz edilen yönü olmadığını düşünüyorum. Hiç kimsenin itiraz edemeyeceği bir metin ortaya çıkarılabilirdi. Bu tartışma yapılıyor. Anayasaya aykırılık iddiaları var. Cumhurbaşkanlığı süreci var. Anayasa mahkemesi konuyu irdeler karar verir. Olayı daha fazla eksajere (abartmadan) etmeden bu süreci beklememiz lazım'' dedi.

-''VARSIN KİMİLERİ DE DARBE DÜŞÜNSÜN''-

TBMM Başkanı Toptan, demokratik olmayan toplumlarda herkes aynı şeyi düşündüklerini, bütün demokratik toplumlarda, aykırı düşünme, farklı düşünmenin mümkün olduğunu vurgulayarak, ''Demokrasilerde ayrı, ekstrem düşünme mümkündür. Bu da demokrasinin olgunlaşmasına katkı bakımından hoş görülen, hatta teşvik edilen yol ve yöntemdir. Bizim toplumumuzda da bir yüzde 5'in yüzde 10'un uç düşünmesine hoşgörüyle bakmak lazım'' diye konuştu.

Toptan, şöyle devam etti:

''Varsın kimileri de darbe düşünsün, varsın kimileri de tersini düşünsün. Ama devletin Anayasası, kanunları, yasal, legal güçleri, demokrasiye dönük eylemleri eli kolu bağlı mı seyredecek? Hayır. Devlet ve demokrasi, kendini koruyacak silahlarla donatılmıştır; Anayasası var yasaları var. Böyle düşüncelere hoşgörüyle bakar ama bu düşünmeyi eyleme geçirmeye hoşgörüyle bakmaz. İşte der ki 'kardeşim benim kanunum var, savcım var, mahkemem var, polisim var, askerim var. Düşün ama eyleme bunu geçirdiğin takdirde ben ülkeyi korurum, toplumun temel menfaatlerini korurum, ben demokrasiyi korurum, vatanın güvenliğini korurum' der. O nedenle aslında bu o olaylardan ben biraz mutlu düşünerek kendimi bir yerde konuşlandırıyorum.''

-''...AMA HERKES AYNI SAFTA DURDU''-

''Herkes bir şey diyor, toz duman, belge, bilmem ne...'' diyen Toptan, ''Bu devleti, bu devletin kurumlarını, bu milleti var eden örgütler ne? Parlamento, parlamentonun içindeki ve dışındaki siyasi partiler, sivil toplum örgütleri, yazılı ve görsel medya, devletin diğer kurumları, yargı kurumları, askeri kurumlar, Genelkurmay Başkanlığı... Bunlardan hiçbiri, bu uçlarda pozisyon almadı. Bunu çok önemsiyorum. Hepsi, birbirlerine bir şey söyledi. Muhalefet iktidara söyledi, iktidar muhalefete söyledi, Genelkurmay Başkanı halka dedi, medya birbirine dedi, o ona dedi bu buna dedi ama herkes bir yerde durdu, aynı safta durdu. Bundan ben çok büyük bir mutluluk heyecan duyuyorum. Hiç kimsenin aklına, bu büyük kurumları temsil eden kişilerin aklına, o uç düşünenlerin düşündüğü gelmedi. Gelmediğini de net bir şekilde ortaya koydular. Bu olanlar bitenler, bana göre bizim demokrasimizi olgunlaştırıyor, kökleştiriyor, gayretlerimizi kültür haline dönüştürüyor'' ifadesini kullandı.

-''BİLDİRİYİ ÖNEMSİYORUM''-

Milli Güvenlik Kurulunda neyin tartışıldığını, neyin görüşüldüğünü bilmediğine işaret eden Toptan, 7.5 saat süren toplantının ardından açıklanan bildiride ''fikir birliği'' olduğunu söyledi.

''Bildiride genel ifadelerle bir fikir birliği, bir konsensüs, bir aynı safta yani demokrasi safında yer almak kamuoyuna açıklanıyor'' diyen Toptan, Milli Güvenlik Kurulunda her şeyin tartışılmış olmasını önemsediğini vurguladı.

Toptan, ''Sonuç itibariyle bildiri, MGK'nın bildirisi. Orada bazı hususların, bazı yakınmaların dile getirilmiş olduğunun ifade edilmiş olması ve bunun bildiriye yansıtılmış olması, bunların hepsini önemsiyorum. Bunları, fayda sağlamayacağı şeklinde ifade edilen bir kaç kelimeyi de çok önemsiyorum. Demokrasimizin ulaştığı bu noktayı pekiştirmesi nedeniyle önemsiyorum'' dedi.

-''HUKUKA BİZİM GÜVENMEMİZ LAZIM''-

Toptan, askerin sivil mahkemelerde yargılanmasına ilişkin düzenlemenin Ergenekon davasıyla ilgili olup olmadığına ilişkin bir soru üzerine şunları kaydetti:

''Ergenekon davasını yürüten mahkemenin verdiği bir karar var ortada. O karar, bu yasaya dayanılmış olarak verilen bir karar değil. Çünkü yasa daha yürürlüğe girmiş değil. Mahkemenin, savcının gerekçesini bilemem ama ortada bir hukuka aykırılık iddiası varsa, zaten onun müracaat yolları vardır, başvurulur. Hukuka bizim güvenmemiz lazım. Sadece Ergenekon davasına spesifik olarak temas etmek istemiyorum ama genelde yargıdan çıkan kararlar bir kesimi tatmin eder, bir kesimi tatmin etmez. Bu bir süreçtir.

Bizim öyle kurumlarımız var ki yerine ikame edebileceğimiz kurum yoktur. Yani parlamentonun yerine neyi ikame edeceksiniz, yargının yerine neyi ikame edeceksiniz, Türk Silahlı Kuvvetlerinin yerine neyi ikame edeceksiniz? O bakımdan biz başlayan bu sürece sabırla ama sonunda mutlaka adaletin yerini bulacağı, hakkın teslim edileceği ön yargısıyla yaklaşmamız lazım. Olay sadece İstanbul'daki yargılamayla bitmeyecektir. Yargıtay aşaması var, daha sonraki hukuki aşamalar var. O bakımdan biraz sabırla, üzüntüleri anlıyorum elbette, yani ateş düştüğü yeri yakar ona da saygı gösteriyorum ama bu işi yürüten insanların da rahat karar vermelerini sağlayacak bir ortama Türkiye'nin şiddetle ihtiyacı var. onu da bizim temin etmemiz gerekir.''

Toptan, Anayasanın Geçici 15. maddesinin ''şık'' olmadığını ifade ederek, ''Anayasaya konulmamalıydı. Konuldu, korunmamalıydı. Şimdiye kadar çoktan kaldırmış olmamız lazımdı. Bu anayasayı değiştirme, orasını burasını düzeltme gayreti yerine, yepyeni bir anayasa yapmalıyız'' dedi.

Yargının bağımsız olmadığına yönelik eleştirilerin anımsatılması üzerine Toptan, yedek subaylığını askeri hakim olarak yaptığı dönemde, kimsenin kendisine, ''Şu kararı şöyle ver, bu kararı böyle ver'' demediğini anlattı.

Toptan, hem askeri hem de sivil yargının üzerinde bazı denetim mekanizmaları bulunduğunu vurgulayarak, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, Adalet Bakanlığı ve askerin kendi içinde iç disiplini olduğunu belirtti. Toptan, ''Ama bu, ister askeri, ister sivil hakim olsun vicdanlarına aykırı bir karar vermelerini, kesinlikle doğurmaz. Tanıdığım kadarıyla hem sivil hem askeri hakimlerimize güveniyorum'' diye konuştu.

-''YENİ BİR ANAYASA YAPMAMIZ LAZIM''-

TBMM Başkanı Toptan, 1982 Anayasası'na ''Hayır'' diyenler arasında yer aldığının anımsatılarak, Geçici 15. maddenin kaldırılması tartışmalarının sorulması üzerine, anayasanın, o zaman da şimdi de çok yönüyle yanlış olduğunu kaydetti.

Toptan, anayasa oylamasından 1 hafta önce, kendisinden görüş isteyen bir gazeteye, ''Bu anayasayla, cumhurbaşkanı-başbakan çekişmesi kaçınılmazdır'' dediğini anımsattı. Bu durumun dönemde olmadığını ancak geçen dönemlerde bunun çok çarpıcı örneklerini gördüklerini, çok kötü olaylar yaşadıklarını ifade eden Toptan, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Temel hak ve özgürlükleri sayan, ikinci paragrafında 'ancak' diye başlayan cümleyle, ciddi şekilde yaralanan, berelenen bir temel hak ve özgürlükler var. Neresinden bakarsanız bakın 1982 Anayasası iyi bir anayasa değildi. Ben ve benim gibi düşünen arkadaşlarımızın temel hareket noktası, bunun içeriğinden daha ziyade, halkın tepkisinin ortaya konulabilmesi, bu yolla demokrasiye geçişin çok sağlıklı şekilde gerçekleşmesiydi. 'Sizin hazırladığınız anayasaya biz hayır diyoruz. Siz demokrasiye, bu anayasayla geçecek olsanız bile biz hayır diyoruz.' 1982'de Türkiye bunu yapabilseydi, bugün yaşadığımız tartışmaları 20 yıl önce yaşasaydık, bugün tam anlamıyla modern, çağdaş bir demokrasi yakalamış olacaktık.

1982 Anayasası'na bu nedenlerle oy vermedim. Geçici 15. madde, bu anayasaya konulmamalıydı. Konuldu, korunmamalıydı... Bizim, onu şimdiye kadar çoktan kaldırmış olmamız lazımdı. Siyaseti kastediyorum. Kaldırmamız lazımdı olmadı. Kalkmalı. Aslında yeni bir anayasa yapmamız lazım. Benim dediklerimi yapabilseydik, çoktan yepyeni bir anayasa yapmıştık.

Bu anayasayı değiştirmek, orasını burasını düzeltme gayreti yerine, yepyeni bir anayasa yapmalıyız. Hep beraberce, biraraya gelebilseydik, anayasa yapıcısı meclis kurabilseydik, ona 'sana 2 yıl süre, işin anayasa yapmak' diyebilseydik. Diyelim ki 150 kişilik bir anayasa yapıcısı meclis, 90-100 kişiyi seçimle getirseydik, kalanını sivil toplum örgütleri, kamu kurumlarının, üniversitelerin temsilcilerinden kursaydık, yepyeni bir anayasa yapsaydık, sonra halk oyuna sunsaydık, bu tartışmaların hiçbirisi olmazdı. O zamana kadar bu anayasanın bazı maddelerinin değiştirilmesi lazım, Geçici 15. madde bunlardan birisidir.''

-''BU MADDENİN VARLIĞI ŞIK DEĞİL''-

TBMM Başkanı Toptan, ''değiştirilsin'' denildiğinde, bazı duygusal söz ve davranışların yaşandığına dikkati çekerek, böyle bir Türkiye'ye, böyle bir maddenin yakışmadığını, bu maddenin varlığının şık olmadığını vurguladı. Toptan, en azından salt bu nedenle maddenin çıkarılması gerektiğini dile getirdi.

7. Cumhurbaşkanı Kenan Evren'in, ''intihar ederim'' sözlerini ise Toptan, ''duygusal bir çıkış'' olarak değerlendirdi.

Anayasa değişikliği için yeni dönemde TBMM'de Uzlaşma Komisyonunun kurulmasına yönelik çabasının olup olmadığı yönündeki soruya Toptan, ''Elimden geleni yapacağım. Hiç olmazsa 15. maddeden başlayarak, 'Komisyon kuralım, 15. maddeyle çalışsın' desek, öyle zannediyorum, inanıyorum ki siyasi partilerimiz, uzlaşma komisyonuna yeni pek çok öneri getireceklerdir. Bir uzlaşma komisyonu kurabilsek, bunun sonucu gelecektir. Pek çok konuda partilerin uzlaşmaya vardığı görülecektir'' karşılığını verdi.

-''BANA HOŞ GELDİN BİLE DEMEDİ''-

TBMM Başkanı Köksal Toptan, DTP'li milletvekillerinin, kendisinin yurt dışı gezilerinde yer almamasına yönelik eleştirileri yanıtlarken, TBMM Başkanının yurt dışı gezilerinde grupların, yasaya göre, kuvvet oranında temsil edildiğini anımsattı.

Toptan, yurt dışı gezisine DTP'li bir milletvekilinin katılabilmesi için heyette 17 kişinin olması gerektiğini belirtti. Köksal Toptan, DTP'nin, Meclis Başkanlık Divanında temsil edilebilmesi amacıyla divan üye sayısını 15'den 17'ye çıkardıklarını söyledi.

Kendisinin ve arkadaşlarının, DTP'ye karşı tavrı olmayacağını vurgulayan Toptan, gitmediği özel gezi ve davetten 3'ü için DTP'den isim istediğini ancak katılmadıklarını anlattı.

DTP Muş Milletvekili Sırrı Sakık'ın, son yapılan Başkanlık Divanında, kanunun değiştirilmesini istediğini ifade eden Toptan, ''Değiştirelim. Bu kanun, Allah'ın emri değil. Ama yürürlükte olduğu sürece uyma zorunluluğumuz var. Şahsi takdirimle düzeltilecek bir şey değil. Parlamento çalışmalarında DTP'li arkadaşlarımın gayretlerinden, çalışmalarından şikayetçi olduğumu söyleyemem - Parlamento dışı bazı davranışlarını tasvip etmiyorum- Sürece yardımcı olabilirler, katkı sağlayabilirler'' diye konuştu.

Ağrı'nın Doğubeyazıt ilçesinde, ilçeye neler yapılabileceği, sınır ticaretinin nasıl canlandırılabileceği konulu bir etkinliğe, moral amacıyla katıldığını dile getiren Toptan, ''Oranın belediye başkanı var, gelip bana bir hoşgeldin bile demedi. Bu olmuyor... Bunlara, herkesin dikkat etmesi lazım. Uygulamalarımızda 338  milletvekili olan AK Parti'ye nasıl davranıyorsam, 21 milletvekili olan DTP'ye aynı şekilde davranıyorum. Birbirimizin samimiyetine inanmamız, birbirimize güvenmemiz, birbirimizin elinden tutmayı bilmemiz lazım. Bunları yapabilirsek, bütün sorunları aşarız'' görüşünü dile getirdi.

-''NABUCCO YARA ALACAK''-

Toptan, gerginliklerin nasıl aşılıp, uzlaşıya ulaşılacağına yönelik soruyu ise şöyle yanıtladı:

''Ulaşırız, başka çaremiz de yok. Cumhuriyetin en büyük batılılaşma vizyonu projesi olarak düşündüğümüz AB'ye girmek için çalışıyoruz. Bana göre iki tane önemli avantajımız var: İyi eğitilmiş genç, insan gücümüz. İkincisi, Türkiye'nin güvenilir enerji koridoru özelliği. Nabucco projesi, çok büyük önem ifade ediyor. Geçen kış Avrupa'da yaşananlar, projenin önemini çok daha önemli hale getirmiştir. Dün Medvedev, Bakü ziyaretinde, Azerbaycan doğalgazının, Rusya üzerinden Avrupa'ya götürüleceğini açıkladı. Rusya, doğalgaz fiyatı olarak, çok yüksek bir ücret önermiş. Çok önemli bir şey, bizim bunlarla uğraşmamız lazım. Böyle bir şey olursa, Nabucco projesi, en hafif deyimiyle, çok büyük yara alacak. Yakında, bunun anlaşması imzalanacaktı. Türkiye olarak, geç kaldık. Daha önce ne yapıp yapıp, bizim bunu imzalamamız lazımdı. Henüz her şey bitmiş değil. Bizim, bu ve buna benzer konulara enerjimizi akıtmamız gerekiyor.''

TOPTAN, MECLİS BAŞKANLIĞINA ADAY OLUP OLMAYACAĞINA İLİŞKİN SORUYA, ''BU TÜR ÇOK YÜKSEK MAKAMLARA ADAY OLMAKTAN ÇOK, ADAY GÖSTERİLMEK ÖNEMLİ'' YANITINI VERDİ

TBMM Başkanı Toptan, Meclis Başkanlığına aday olup olmadığına ilişkin soruya, ''Bu tür çok yüksek makamlara aday olmaktan çok, aday gösterilmek önemli. Görevimi tarafsızlıkla yaptım, bütün partiler oy verdi. Ama sonuçta AK Parti milletvekiliyim, o nedenle partim ciddi şekilde söz sahibidir. Arkadaşlarla, liderimizle konuşuruz, varılacak sonuca göre, hareket ederim'' diye karşılık verdi.

Etiketler: tbmm başkanı köksal toptan darbe adaylık dtp tartışma anayasa

Perde Arkası Haberleri