SORU: Eğitim sistemimizde gördüğünüz açıklar nelerdir? Mevcut sorunların ve ileride oluşabilecek muhtemel problemlerin bertaraf edilebilmesi için köklü çözüm önerileriniz var mı?
Eğitim, ülkemizin en temel sorunlarından birisi. Ne yazık ki Cumhuriyet döneminden bugüne kadar yapılmış olan Milli Eğitim Şûralarında alınan kararların uygulanması ve daha sonra yapılmış olan yine Eğitim Şûralarında bir önceki dönemin değerlendirmesinde hep olumsuz sonuçla karşılaşılmıştır. Bugün itibariyle de hâlâ mevcut Anadolu’daki, Türkiye’deki yapıya uygun olarak, yani sosyolojik yapıya uygun olarak ve dünyadaki diğer ülkelerle bilimde, sanatta, teknolojide rekabet edilebilecek düzeyde insan yetiştirme konusunda ciddi sıkıntılarımızın olduğunu görüyoruz, biliyoruz. Çünkü merkezde insanı, psikolojisiyle, sosyal yapısı ile gören bir anlayış değil, âdeta mekanik bir algıyla düzenlenmiş bir eğitim sistemimizin mevcut olduğunu ne yazık ki biliyoruz. Bu mekanik algı sonucu teorik bilgileri aşırı derecede yüklenen çocuk veya genç, üniversite eğitimi sırasında yine aynı şekilde mesleki alanda yetersiz bir bilgi yüklenmesiyle hayata hazır olarak başlamıyor ne yazık ki.. Bunun en temel nedenlerinden birisi, mekanik algının ötesinde, ilköğretimden itibaren çocuktaki kültürel, sanatsal ve sportif özelliklerinin ortaya konmaması, kendine ait olan kişisel özellik ve becerilerini yine ortaya koyamayacağı bir müfredat ile karşı karşıya olmasıdır. Ve bu ülkenin en temel problemi, ki buna bir çoğu karşı çıkacaktır, en temel problemi, eğitimde Tevhid-i Tedrisat Kanunu’nun, yani ülkenin tamamında aynı biçimde aynı müfredatın uygulanmasını içeren “tek” bir eğitimi içeren bir kanuna bağlı olarak yürütülmesidir. Tevhid-i Tedrisat Kanunu’nun kesinlikle elden geçmesi gerekiyor. Çünkü Anadolu’nun herhangi bir köyünde, misal Ağrı’nın herhangi bir köyünde uygulanan müfredatla Ankara’nın Çankaya ilçesinde veya İstanbul’un Sarıyer ilçesinde uygulanan müfredat, aynı müfredat.. Ve bir gerçek dışı algıyla eğitim sisteminin yönetilmesi ve doğru sonuçlara gitmesi zaten beklenemez.. Dolayısıyla Tevhid-i Tedrisat Kanunu’nun üzerinde düşünülmesi gerekiyor. Yeniden bir yapılanma bölgesel olarak eğitimin o bölgenin sosyal yapısına, ekonomik yapısına ve alt kültürel yapısına uygun bir şekilde yeniden düzenlenmesi gerektiğini düşünüyorum. Meslek seçiminde ne yazık ki ülkemizde bütün başarılı yani sınavlar anlamında başarılı olan çocuklarımız, gençlerimiz veya iyi okullarda eğitim alan gençlerimizin idealleri hep mühendis, doktor v.b. meslek gruplarına yönelmektir. Oysa çok başarılı ve zeki öğrencilerimizin daha sosyal konularda eğitim almaları ve bu anlamda tabi ki sosyal konularda eğitim alıp meslek hayatlarına başlayınca bir mühendisin veya doktorun elde ettiği, edebileceği ekonomik geliri ya da rahatlığı sağlayabilecek imkanlar sunulmalıdır. Yani bir gazete köşe yazarının, yazmış olduğu köşe yazısını her gün milyonlarca insan okumaktadır ve milyonlarca insanın hayatını yönlendiren yazılar o gazete köşelerinde veya bir haber olarak yayınlanmaktadır. Veya bir TV programcısı aynı şekilde milyonların zihnine hitap etmektedir. Aynı şekilde ülkemizin en temel problemlerinin çözümünde hiç kullanmadığımız sosyologlar, yeterli sosyologların olmayışı… Bu zeki veya başarılı öğrencilerin bu bölümleri seçmeyişi, o bölümlere girenlerin de çoğunluğunun öylesine ve herhangi bir okulu okumak maksadıyla gitmiş olmalarıdır ki bu, ülkemizin en temel sorunlarından birisidir.
Özel Haber: Nefes Yapım