Telefon defteri çok bereketli!

Yıllar önce Ersin Nazif Gürdoğan’ın bir söyleşisine katılan Yusuf Ziya Gülen söyleşide tuttuğu notları toparladı..

Bir minibüsü dolduracak kadarız

 

(+)

Ersin Nazif Gürdoğan’ı bilenler girişimcilik üzerine seminerleriyle, Mavera dergisinin kurucuları arasından olmasıyla, Yeni Şafak gazetesindeki yazılarıyla ve Görünmeyen Üniversite isimli kitabıyla tanır kendisini. Ancak birkaç yıl önce gerçekleştirilen bir söyleşide kendisinin dilinden Türkiye’deki yakın dönem veliler, yazarlar ve münevverlerden kendisinin bir fiil iştirak ettiği ya da işittiği hatıraları ya da dönemin şartlarını imkânlarını dinledik.

Ersin Nazif Bey, inanmış insanların bir zamanlar sadece bir tabutu taşıyacak kadar olduklarını, daha sonraları bir avuç olabildiklerini ve özellikle Mavera dergisinin kurulduğu dönemde bir minibüsü doldurabilecek sayıya ancak erişebildiklerini biraz da latife yaparak anlatıverdi.

Gerçekten dönemin hassasiyetlerine ve dinamiklerine bakıldığında Mavera dergisinin kazandığı ve kazandırdığı kimlik bilinci bambaşka duruyor. Ve tabi yaşadığımız şuanda Ersin Nazif Bey’in bahsettiği inanmış adamların adedini Rabbimizin çoğalttığına ve daha da çoğaltacağına inanıyoruz.

Kırk oku bir yaz!

Ersin Nazif Gürdoğan yazdığı çeşitli alanlardaki kitaplarıyla da özellikle Türkiye Yazar Birliği’nden fikir ödülü gezi ödülü gibi ödüller kazanmış bir yazar. Söyleşilerinde muhabbet ettiği insanlara özellikle okumalarını ve okuduklarından kazandıklarını vakit kaybetmeden yazıya aktarmaları gerektiğini öğütlüyor.

Her şeyin bir zekâtı var, okumanın zekâtı da yazmaktır kırk okuyup bir yazacaksınız ama bu demek değildir ki az yazacaksınız, çok yazmalısınız o nedenle çok okumalısınız okumadan olmaz!

Görünmeyen üniversite

Ersin Nazif Gürdoğan’ın bu söyleşisi öncesinde okumuş olduğumuz Newyork’tan Los Angeles’a Yeni Roma ve Görünmeyen Üniversite isimli kitapları söyleşinin temelini inşa ediyordu. Öncelikle Görünmeyen Üniversite hakkında konuşmaya başladık.

Görünmeyen Üniversite kitabında özellikle Mehmet Zahid Kotku Hocaefendi ve onun çevresinde şekillenmeye başlayan Türkiye’nin önde gelen insanlarının olgunlaşma sürecini işleyen Ersin Nazif Bey, Mehmet Zahit Kotku Hocaefendi’yi çevresinde gönül ordularını harekete geçiren son dönemin en büyük olgunlaşma odaklarından biri olarak tanımlıyor.

Mehmet Zahid Kotku Hocaefendi’nin de içinde bulunduğu Sonsuzluk Kervanı, açtığı yol itibari ile öfkeleri yumuşamaya, nefretleri merhamete, tamahları hizmet etme gayretine dönüştürüyor.

Sonsuzluk Kervanı sonu Peygamber Efendimiz’e (s.a.v)e çıkan sonsuzluk zincirine verilen isim olarak değerlendiriliyor Ersin Nazif Bey’in kitabında.

New York’tan Los Angeles’e Yeni Roma

Semerkant ve Buhara’dan New York’a ve Los Angeles’a uzanan coğrafya da tokgözlülüğün nasıl aç gözlülüğe dönüştüğünü işleyen Ersin Nazif Gürdoğan, tüketim çılgınlığından başka dünyaya verecek bir kültürü olmayan göçmenler ülkesi Amerika’nın bu durumunu Holywood yapımı filmlerinden fast food kültürüne kadar uzanan geniş bir alanda işliyor.

 

 

dunyabizim.com

 

Kültür-Sanat Haberleri