Sezai Karakoç, Kutlu Kitap, akıl, tarih, bilim ve tecrübe'nin İslam dünyasının NATO gibi askeri ve AB gibi siyasi birlik oluşturmasını zorunlu kıldığını söyledi
İsrail'in Filistin yardım gemilerine saldırmasıyla birlikte gelişen olaylarla ilgili basın açıklaması yapan Yüce Diriliş Partisi Genel Başkanı A. Sezai Karakoç, "Milletimizin başına sık sık gelen bin bir mûsibetten birini daha yoğun bir şekilde yaşadık. Bu, ne ilk, ve maalesef ne de sondur.
İslâm Dünyasında, yönetimleri ve aydınları kuşatan büyük, âdeta sınırsız olan gaflet devam ettiği sürece, başa gelen bu tür belâ ve felâketler azalmaz, artarak çoğalır ve daha tahripkâr olur ve daha çok zarar verir.
Gönüllü insanların ve kuruluşların donatıp yönettiği yardım gemilerine yapılan bu saldırı, sadece, sözüm ona bir devletin kendi başına tertipleyip gerçekleştirdiği saldırısı değil, kendi aralarındaki Soğuk Savaş’ı sona erdirdikten sonra, düşman ilân ettikleri İslâm’a, Batı’nın açtığı "topyekün savaş"ın bir gecelik enstantanesi olma özelliğini taşımaktadır" dedi.
"Bu , bir zincirin bir halkasıdır. Ve sembolik anlamı itibarı ile önemlidir. Bir taraftan en son modern silâhlarla donanmış bir güç, öbür tarafta, gıda ve ilaç gibi zaruri ihtiyaç maddelerini muhtaç olanlara götüren silâhsız insanlar vardı.
Merhamet yüklü bir medeniyete, düşmanlık ve silâh yüklü sözde medeniyet, ölüm kustu" diyen Karakoç, "Bu, görüldü ki, tesadüfi, öncesiz sonrasız bir olay değil, öteden beri devam eden "Medeniyetler Savaşı"nın – ona “Çatışma” demek onu çok küçültmek olur.
– bir anı, bir parçası ve ruhların bir aynası, bir gösterge işaretidir. Bir kere daha kafalara dank etmelidir ki, bir Medeniyetler İttifakı ya da Dinler Arası Diyalog yok, maalesef İslâmın doğuşundan bugüne kadar, Batı’nın ve Doğu’nun, kesilmeyen ve çağlar ve yüzyıllar boyu süren, tarihi alt üst eden, şehirleri ve medeniyeti yıkıma uğratan saldırısı vardır. Bu saldırı, Birinci Dünya Savaşında büyük İslâm Devleti olan Devletimiz Osmanlı Devletini yıkmış, İkinci Dünya Savaşından sonra da, bu kez, tüm İslâm ülkelerinin işgaline yönelmiştir" açıklamasında bulundu.
"Afganistan’da , Irak’ta, Kafkasya’da, hatta Afrika’da ve tüm İslam ülkelerinde, açık ya da gizli, dolaylı ya da dolaysız bu istilâ ve saldırı, bu, İslâmı yok etme savaşının iz ve eserleri, tesir ve tahribi göz önündedir. Bu istilâ ve saldırının durması için Batı’dan medet umanlar daima hüsrana ve hayal kırıklığına uğrayacaklardır. Batı ile uzlaşma imkânı olduğunu sanan bu kişiler, böylesi tavırlarla sonunda devletin batmasını önleyemeyen son dönem Osmanlı vezirlerinin durumuna düşeceklerdir" şeklinde görüşlerini dile getiren Karakoç, baszın açıklamasını şu cümlelerle bitirdi:
"Tek çare ve çözüm, İslâm Dünyasının, uyanıp ya da uyandırılıp, en azından, Batı’nın Nato’su gibi bir Askerî Güç, Avrupa Birliği gibi bir Siyasi Birlik oluşturması ve böylece Doğu ile Batı arasında hür ve bağımsız yaşamaya kavuşmanın gereğini yerine getirmesidir.
Kutlu Kitap, akıl, tarih, bilim ve tecrübe bunu emrediyor. Veyl ibret almayanlara !
Bu saldırıda ölenlere Allah’tan rahmet, ailelerine ve Milletimize baş sağlığı, yaralananların bir an önce şifaya kavuşmalarını diler, gerçek bir kurtuluşa ermek için, bir an önce, insanlarımızın sahte, şişmiş, sözde büyük partilerin değil, gerçek fikir ve ideal sahibi bir partinin etrafında bir sur gibi kenetlenmesini umut ettiğimizi belirtir, Milletimizin ışıklı ve muhteşem geleceği için can ve gönülden dualar ederiz.
Milletim! Ruhundaki güçle, geçmişte kurduğun o büyük devletler gibi bir Yüce Devlet'i gün yüzüne çıkar. Çıkar ki dünya, yeniden barışa kavuşsun. İslam barışı bir kez daha dünyaya hakim olsun ve insanlığı kurtarsın"
Cafe Siyaset