ANKARA (AA) - Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Murat Uysal, "Ekonominin ve finansal piyasaların ihtiyacı ölçüsünde adımlarımızı ve imkanlarımızı sağlayacağız." dedi.
Uysal, Enflasyon Raporu 2020-III Bilgilendirme Toplantısı'nda gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Ticari ve tüketici kredi gelişmelerine ilişkin soru üzerine Uysal, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının başladığı dönemden itibaren alınan tedbirler sayesinde firmaların nakit akışındaki olumsuz etkilenmeyi önlemek ve hane halkındaki sıkıntıyı gidermek amaçlı ciddi bir kredi ivmelenmesi yaşandığını söyledi.
Uysal, bunun ilk etapta ticari kredilerde yaşandığını, yılın üçüncü çeyreği itibarıyla özellikle ticari kredilerde bir miktar doygunluğa ulaştığının görüldüğünü ve bir miktar yavaşlama sinyalleri olduğunu ifade etti.
Salgınla birlikte ikinci çeyrekte ertelenmiş talep ve aynı zamanda kamu bankaları kaynaklı kampanyalar dikkate alındığında bireysel kredilerde ciddi ivmelenme görüldüğünü vurgulayan Uysal, "Bunun belli bir süre sonra normalleşeceğini öngörüyoruz. Kredi gelişmelerini ve kompozisyonunun hem iç denge hem de dış denge açısından etkilerinin de yakından takip edilmesi gerektiğini düşünüyoruz." diye konuştu.
Uysal, "Likidite adımların yeniden gözden geçirilmesini parasal sıkılaştırma sinyali olarak mı değerlendirmek gerekiyor?" sorusu üzerine şu cevabı verdi:
"Salgının başladığı dönemde çok hızlı ve koordineli bir tepki verdik. Bunu yaparken bir taraftan likidite adımlarımızı genişlettik, aynı zamanda maliyetleri ucuzlattık. DİBS piyasasının sağlıklı işlemesi için tahvil alımlarımızı bir miktar hızlandırmıştık. Tüm bunlar finansal piyasaların sağlıklı işleyişine destek vermek, firmalara kredi mekanizmasının kesintisiz devamını sağlamak amaçlı adımlardı. Normalleşme sürecinin seyrine bağlı olarak bu adımlar kademeli olarak gözden geçirilebilir. Bu adımlar başlangıçta hedefli, ölçülü ve geçici adımlar olarak belirlenmişti. Şu an için henüz net bir zamanlama söylemek doğru olmaz. Şu an için çok hızlı hareket etmeyi gerektirecek bir durum yok. Tüm gelişmeleri yakından takip ediyoruz. Ekonominin ve finansal piyasaların ihtiyacı ölçüsünde adımlarımızı ve imkanlarımızı sağlayacağız. Buna bir örnek olarak zorunlu karşılıklarda salgın döneminde 500 baz puana yakın bir indirim yapmıştık. Bununla birlikte 5 milyar dolarlık likidite vermiştik. Daha sonra kredi koşullarını sağlayan bankalar zaman içinde bu kanaldan yine 9 milyar dolarlık ek likidite imkanına kavuştular. Biz yakın geçmişte aldığımız kararlarla hem normalleşme süreci hem de finansal istikrar çerçevesinde zorunlu karşılıklarda 300 baz puanlık artışa gittik. Kısmen burada sağladığımız imkanın bir kısmını geri çekmiş olduk. Gelişmelere göre hareket edeceğiz."
- "Talep koşulları ikinci yarıda daha önemli olacak"
Murat Uysal, kredi büyümesinin enflasyon gelişmelerine etkisinin nasıl olacağına ilişkin soru üzerine, haziran enflasyonu olan yüzde 12,62 incelendiğinde bunun daha çok arz yönlü etkilerden kaynaklandığını hatırlattı.
Talep yönlü etkilerin de göz ardı edilemeyeceğini anlatan Uysal, kısmen talep yönlü gelen etkilerin de olduğunu ifade etti.
Uysal, talep açısından yılın ikinci yarısı itibarıyla sürecin daha önemli olacağını vurgulayarak, "Çıktı açığının hala negatif seviyelerde olması bizi şu an mevcut açıkladığımız enflasyon tahmini noktasında rahatsız etmiyor. Kredi gelişmelerinin ve kompozisyonun yakından takip edilmesi gerekiyor. Normalleşme süreci ilerledikçe kredi tarafında da normalleşmeye doğru gideceğimize inanıyoruz. Enflasyon üzerindeki etkisini de bu kapsamda sınırlı kalacağını düşünüyoruz." diye konuştu.
- "Mevcut durumumuzu değiştirme imkanına sahibiz"
Uysal, para politikası duruşuna yönelik soruyu yanıtlarken yılın ilk yarısında enflasyonda arz yönlü unsurların etkisi bulunduğunu belirterek, bunların da para politikasıyla çok fazla etkili olunamayacak unsurlar olduğunu söyledi.
Bunların da büyük ölçüde geçici olduğunu değerlendirdiklerini belirten Uysal, şunları kaydetti:
"Bu gelişmelerin enflasyon, fiyatlama davranışlarında bundan sonraki dönemde nasıl etki yaratacağını yakından takip ediyor olacağız ama şu an itibarıyla son iki toplantıda para politikası faizimizi sabit seviyede bıraktık, mevcut duruşumuzun enflasyon görünümüyle uyumlu olduğunu değerlendiriyoruz. Özellikle de 2021 yılına yönelik beklentimizi dikkate aldığımızda, küresel koşullar nedeniyle ithalat fiyatlarının ılımlı seyredeceğini, gıda fiyatları ve toplam talep koşullarını dikkate aldığımızda mevcut para politikası duruşumuzun uyumlu olduğunu değerlendiriyoruz. Tabi veri odaklı yaklaşım içindeyiz. Tüm gelişmeler ve değişen koşullara göre mevcut durumumuzu değiştirme imkanına sahibiz."
(Bitti)