TBMM Genel Kurulu'nda, dört eski bakanla ilgili fezlekeler konusunda Genel Görüşme açılması kabul edilmedi.
Genel Kurul'da, Genel Görüşme önergesinin ön görüşmeleri üzerinde konuşmaların tamamlanmasının ardından yapılan işari oylamada, TBMM Başkanvekili Sadık Yakut, katip üyeler arasında anlaşmazlık olduğunu belirterek, elektronik oylama yaptı.
Bu oylama sonuçlanmadan itiraz olduğunu belirten Yakut, oylamayı yineleyeceğini söyledi.
Bu sırada CHP'li milletvekilleri "yuh" ve "cesaret" diyerek bağırmaya başladı.
Yinelenen işari oylamada da anlaşmazlık olunca elektronik oylama yapıldı.
Oylama sürerken, CHP'li milletvekilleri "ahlak, vicdan, cesaret" ve "her yer rüşvet her yer yolsuzluk" diye bağırdılar.
Sonuçları açıklayan TBMM Başkanvekili Sadık Yakut, Genel Görüşme önergesinin 158 kabul oyuna karşı 259 red oyuyla kabul edilmediğini bildirdi.
Olağanüstü toplandı
TBMM Genel Kurulu Genel Kurul, Başkanvekili Sadık Yakut başkanlığında olağanüstü toplandı. Yakut, birleşimi açtıktan sonra CHP'nin yaptığı başvuru üzerine olağanüstü toplanıldığını belirterek, elektronik cihazla yoklama yaptı. Bu sırada CHP, MHP, BDP ve HDP milletvekilleri sisteme girerken, Genel Kurul salonunda bulunan AK Parti milletvekilleri ise sisteme girmedi. Bu sırada sisteme giremeyen milletvekilleri Başkanlık Divanı'na pusula gönderdi.
Yoklama için 5 dakika süre tanınmasına rağmen, pusulalar nedeniyle sonucun açıklanması uzun sürdü.
Yakut, pusula gönderen milletvekillerinin ismini okuyarak Genel Kurul'da olup olmadığını kontrol etti. Bu sırada bazı milletvekillerinin itirazı üzerine, Yakut, "15 mükerrer pusula var, niye itiraz ediyorsunuz? İsim okumadım" diyerek toplantı yeter sayısının olduğunu belirterek, gündeme geçti.
Muhalefet fezlekelerin okunmasını istedi
Muhalefet, 4 eski bakanla ilgili fezlekelerin tümünün TBMM Genel Kurulu'nda okunmasını istedi.
Eski Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar'ın fezlekesinin yer aldığı Başkanlık tezkeresinin okunmasının ardından, muhalefet, fezlekenin tümünün Genel Kurul'da okunması gerektiğini söyledi. Konuyla ilgili açıklama yapan CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, "Çağrıyı yaptıktan sonra bunu değiştirme hakkına sahip değilsiniz, bu mümkün değil, İçtüzük buna imkan vermiyor" dedi.
MHP Grup Başkanvekili Yusuf Halaçoğlu, AK Parti Grup Başkanvekili Canikli'nin, Meclis Başkanı adına konuştuğunu iddia ederek, buna hakkının olmadığını söyledi ve fezlekelerin sadece adı anılarak geçiştirme yapılamayacağını kaydetti.
BDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan ise bakanlar hakkında soruşturma açılabilmesi için bilgi edinilmesi gerektiğini kaydederek, "Biz fezlekeye ulaşmak istiyoruz" dedi.
Okunmasına gerek bulunmamakta
TBMM Başkanvekili Sadık Yakut da "Bugün okunan ve okunacak olan TBMM Başkanlığı tezkereleri ile hangi bakanlar hakkında hangi suçlamalardan dolayı Anayasa'nın 100. maddesi kapsamında dosyaların TBMM'ye gönderildiği bilgiye sunulmuştur. Bu nedenle, teamül haline gelmiş uygulamalar doğrultusunda işlem yapılmıştır, üst yazıların ayrıca okunmasına da gerek bulunmamaktadır" dedi.
TBMM Başkanvekili Sadık Yakut, itirazların ve tartışmanın uzaması üzerine birleşime ara verdi.
Muhalefetten tepki
Başkanvekili Sadık Yakut'un 4 eski Bakan ile ilgili fezlekeleri okutturmayacağını açıklamasına, muhalefet milletvekilleri tepki gösterdi.
Yakut, yaklaşık 40 dakika süren aranın ardından Başkanlığın tezkerelerle ilgili tutumunu açıkladı. 1982 Anayasası döneminde TBMM Başkanlığı'na Meclis soruşturması kapsamında gelen fezlekeler konusunda işletilecek süreçle ilgili hüküm oluşturulmadığını belirten Yakut, bu konudaki ilk uygulamanın 1985 yılında olduğunu, bu tür dosyalardan milletvekillerinin bilgi sahibi olabilmesi için söz konusu dosyaların Bakanlık Tezkeresi ile Genel Kurul'a bilgiye sunulmasından sonra milletvekillerinin tetkikine açılması şeklinde bir uygulamanın başlatıldığını kaydetti.
Uygulamaya bakıldığında; Başbakanlık, Danıştay ve Sayıştay'dan gelen ve Meclis soruşturmasına konu olabilecek fiillerle ilgili dosyalara ilişkin 44 tezkerenin milletvekillerine duyurulduğunu ve bu tezkerenin eklerinin örnek alınmama şartıyla milletvekillerinin incelemesine açıldığını hatırlatan Yakut, bunlardan 4'ünün Danıştay, birinin Sayıştay, 39'unun ise Başbakanlık tarafından Meclise intikal ettirildiğini, eklerinin Teftiş kurullarınca hazırlanan raporlardan oluştuğunun görüldüğünü anlattı.
Olağanüstü toplantı çağrısına konu olunan, istanbul Cumhuriyet Savcılığı'nın yazısı ve ekleri hususunda yeni bir durumla karşı karşı kalındığını belirten Yakut, şunları kaydetti:
"Öncelikle bir Cumhuriyet savcılığınca TBMM Başkanlığı'na gönderilen dosyalar hakkında Anayasanın 100. maddesi çerçevesinde ilk defa bir işlem yapılması ve bir uygulama şekli oluşturulması söz konusudur. Söz konusu dosyanın sadece adı geçen bakanlarla ilgili sınırlı olmayıp, üçüncü şahısları da ilgilendirdiğinden, üçüncü şahısların mağdur edilmesi ihtimali bulunmaktadır. Söz konusu dosyalar devam etmekte olan hazırlık soruşturması safhasında olup, soruşturma tamamlanmamış, dosya mahkemeye sunulmamış olduğundan CMK 157. anlamında dosya üzerindeki gizlilik devam etmektedir. Bu gizlilik kanundan doğmaktadır. Bilindiği üzere, idari işlemlerle hazırlanan dosyalar üzerindeki gizlilik, yine idari işlemelerle kaldırılabilmektedir. Bu anlamda TBMM Başkanlığı, milletvekillerinin bilgisine sunulan bir teftiş kurulu raporundan, gizli evraklardan örnek alınması istemi üzerine 25 Mart 1992 tarihinde gizlilik kaydının kaldırılmasının mümkün olup olmayacağını Başbakanlığa sormuştur. Başbakanlık, konunun milletvekillerinin bilgisine sunulmasıyla evrak üzerinden gizliliğinin ortadan kaldırılmış olduğunu belirtmiştir.
Gündemimizdeki konunun gizliliği idari işlemden değil, ilgili savcının soruşturmayı tamamlamış ve mahkemeye sunmamış olmasından dolayı kanun hükmünden kaynaklanmaktadır. Önümüzde gizliliği kanunla korunan ve bir evrakın gizliliğinin korunması sorunu bulunmaktadır. TBMM'ye gelen dokunulmazlık dosyası, Karma Komisyona gönderilmekte, bunların içeriğini Karma Komisyon üyesi dışındaki milletvekilleri bile inceleyememektedir. Gizlilikle ilgili çok katı hükümler bulunmayan dokunulmazlık dosyalarıyla ilgili uygulama ortadayken, gizliliği kanunla korunan tartışma konusu olan evrakın inceleme açılması, korunması gereken hukuki değerin ihlali mahiyetinde olabilecektir."
Yakut, Cumhuriyet Başsavcılığınca gönderilen evrak nedeniyle Anayasanın 100. maddesi kapsamında ilk kez işlem yapılacağından, gizliliği yasayla korunan evrakın alenileştirilmesinin kanun hükümlerinin ihlali oluşturacağı, dosya içeriğinde isimleri geçen üçüncü isimlerin mağdur edilebileceğini ifade ederek, "Bu nedenle okutulmayacaktır. Görüşümde değişiklik yoktur, CMK 157. maddesinden kaynaklanıyor" dedi.
Muhalefetin tepki göstererek itiraz etmesi üzerine Yakut, "AK Parti ve CHP'li milletvekillerince Soruşturma Önergesi verilmiştir. Soruşturma Komisyonu üyeleri her şeyden haberdar olacaktır, soruşturacaktır" karşılığını verdi.
MHP Grup Başkanvekili Vural ve bazı muhalefet milletvekillerinin Başkanlık Divanı önüne giderek itirazlarını sürdürmesi üzerine Yakut, böyle bir usulün olmadığını belirterek Katip Muharrem Işık'tan diğer Başkanlık Tezkeresini okumasını istedi.
Eski İçişleri Bakanı Muammer Güler hakkında "sahte belge düzenlemek, sorgulamaların gizliliğini ihlal, nüfus suistimali ile birden çok kez rüşvet almak", eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan hakkında "Kaçakçılıkla Mücadele Kanununa muhalefet, resmi belgede sahtecilik ve birden çok kez rüşvet almak", eski AB Bakanı Egemen Bağış hakkında ise "birden fazla kez rüşvet aldığı" suçlamalarına yönelik İstanbul Cumhuriyet Basavcılığı'nın yazısını içeren Tezkereyi okurken MHP'li Vural, Yakut'a "Siz darbecisiniz, gayrimeşru bir başkanvekilisiniz, usul tartışması açacaksınız" diyerek tepki gösterdi.
Yakut'un "okumayı sürdürmesi" ya da diğer katip üye ile yer değiştirmesini istemesi üzerine Işık, "Kimse bir şey duyamıyor ki..." karşılığını verdi.
Usul tartışması
CHP ve MHP milletvekillerinin TBMM Genel Kurulu'nda Başkanlık Divanı'nın önüne gelerek itirazlarını sürdürmesi üzerine, Meclis Başkanvekili Sadık Yakut, usul tartışması açtı. Bu sırada, MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, "Darbecilere, haram paracılara geçit yok" diye bağırdı.
Usul tartışmasının lehinde söz alan AK Parti Grup Başkanvekili Canikli, 4 eski bakanla ilgili birtakım fezlekeler ve iddialar içeren dosyalar olduğunu belirterek, şöyle konuştu:
"Bu soruşturma TBMM'ye gönderilirken henüz bitmemiş bir soruşturma, iddianame aşamasına geçmemiş bir soruşturma. Hem Anayasa hem de Ceza Muhakemeleri Kanunu'nun 157. maddesi açısından, iddianame aşamasına gelmeyen bir soruşturma gizlidir. Bu bilgiler kesinlikle açıklanamaz, kimseye verilemez. Biz hiç bir şeyi kapatmıyoruz. Buna rağmen çok açık bir şekilde diyoruz ki 'hodri meydan'. Bu bakanlarla ilgili soruşturma komisyonu kuralım. Zaten ilgili bakanlar da kendileri hakkında gerekli soruşturmanın yapılması ve soruşturma komisyonu kurulması için TBMM Başkanlığı'na başvurdular. Allah aşkına daha ne istiyorsunuz. O zaman komisyon üyeleri her türlü gizli bilgiye ulaşabilirler. O açıdan hiç kimsenin bu bilgileri kapatmak, gizlemek, örtbas etmek gibi amacı yok, olamaz. Zaten bu dosyadaki bilgiler hepinizin elinde çarşaf çarşaf var, bütün Türkiye bunları biliyor, bu anlamda bunun gizliliği kalmadı. Ama hiç kimse Anayasa'nın ve kanunların suç saydığı bir fiilin burada işlenmesini talep edemez. Amacınız gerçekten üzüm yemekse bu iddiaları soruşturmaksa, gelin soruşturma komisyonu kuralım, hep birlikte yapalım. Amacınız bu değil, amacınız başka. Amacınız; bu tür bilgiler hangi amaçla servis ediliyorsa buna hizmet etmektir. Yoksa, 'doğrular ortaya çıksın, kim ne yapmışsa ortaya çıksın' deseydiniz, bizim çağrımıza olumlu cevap verirdiniz."
Alayhte konuşan MHP Konya Milletvekili Faruk Bal, "Ortada bir durum var. Bu durum; rüşvet, yolsuzluk, kara para aklama ve altın kaçakçılığı gibi dinen haram, örfen ayıp, kanunen suç olan, delilleri de çarşaf çarşaf ortaya dökülüp saçılan bir durum" dedi.
Savcının bu konuyla ilgili soruşturma yaptığını ve ortada suç örgütü olduğunu kaydeden Bal, "Bu suç örgütünün içinde 4 tane sayın bakan var. Cumhuriyet savcısı soruşturmayı yürütürken bir takoza takılmıştır, bu takoz bakanların dokunulmazlığı ile ilgilidir. Şimdi buradaki durum, bu takozu kaldıracak mıyız, kaldırmayacak mıyız noktasındaki ön çalışma" diye konuştu.
Bal, buradaki çalışmanın, savcının takozundan sonra duran soruşturma sürecinin işletilmesi olduğunu ifade ederek, "Bundan sonra direksiyonda TBMM vardır, savcının yetkisini TBMM kullanacaktır. Hiç duydunuz mu, savcının elindeki araştırma dosyası savcıdan gizlenebilir mi? Siz savcıdan elindeki dosyanın bilgisini gizleyen bir karar verdiniz. Böyle hukuk, adalet olur mu? Ortada dinen haram, kanunen suç, örfen ayıp bir durum vardır ve bu bir haksızlıktır. Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır. Siz vicdanınızı partinin genel merkezine emanet etmişsiniz. Cenabı Allah herşeyi biliyor, sizin gizlemenizin hiç bir anlamı yok" sözlerini sarfetti.
BDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan da lehte yaptığı konuşmada, fezlekelerin TBMM Başkanlığı ve Adalet Bakanlığı bürokratları tarafından bilindiğini söyledi. Fezlekelerin başta Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu olmak üzere komisyon üyeleri tarafından da okunduğunu belirten Kaplan, "Hepsi okur ama milletin iradesi ve milletvekili sözkonusu olunca okuyamaz. Değil mi? Yani Kuzu okur ama Kaplan okuyamaz" dedi.
"Yolsuzluklarla ilgili olarak kamu vicdanı karşısında çırılçıplak olmak zorundasınız" diyen Kaplan, yolsuzluk çamurundan AK Parti içindeki milletvekillerinin yüzde 90'ının rahatsız olduğunu iddia etti.
Gelin işte paralel yapı ile hesaplaşmanın zamanı
Aleyhte söz alan CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi ise "Sayın Canikli aslında şunu demek istiyor; 'bu fezlekeler burada okunursa duman oluruz.' O nedenle bu fezlekelerin okunmaması için elinden geleni yapıyor. Başkanlığın bugünkü tutumu, demokrasi tarihinde kara bir leke olarak yer alacaktır" diye konuştu.
TBMM Başkanı Cemil Çiçek'in fezlekelerin gizli olduğunu söylemesine rağmen, bürokratların fezlekeleri incelediğini ancak milletvekillerinin inceleyemediğini ifade eden Hamzaçebi, "(Eğer bunu paralel yaptı) diyorsanız, gelin işte paralel yapı ile de hesaplaşmanın zamanı, gelin bunları inceleyelim, soruşturalım. Meclis, 1 Mart tezkeresinde olduğu gibi onurlu bir duruş sergilemek zorundadır" dedi.
İnceleme açılması zorunlu
CHP İstanbul Milletvekilleri Ali Özgündüz, söz alarak 4 eski bakan hakkındaki dosyaların milletvekillerinin incelemesine açılmasının zorunlu olduğunu savundu.
4 bakan hakkındaki bazı iddialarla ilgili resimler gösteren Özgündüz, dosyaların inceleme açılması halinde bunların gerçek olup olmadığına bakacağını söyledi.
Özgündüz, "Milletvekilleri bunları incelemeli ki soruşturma komisyonu kurulmasına ilişkin önergeye imza atsın. Siz, '55 milletvekili imza attık' diyorsunuz. Neye göre imza attınız?" diye sordu.
"Çikolatacı, Allah'ın kelamıyla alay eden bu adamı, Egemen Bağış'ı mı koruyorsunuz? Bunları korumayın" diyen Özgündüz, "Ben, iktidar partisi içindeki milletvekillerinin de bu işin ortaya çıkmasını isteyeceğine inanıyorum" ifadesini kullandı.
Özgündüz, "(17 aralık operasyonu komplo, darbe, paralel yapı...) Bunları geçin. Bunların hepsi zırvadır. Bunlar manipülasyondur. Geçerli savunmalar değildir" dedi.
Türkiye'nin kara para batağına saplandığını öne süren Özgündüz, "Elimizi vicdanımıza koyarak, bütün delilleri toplayarak bu kişileri Yüce Divan'a gönderelim. Aklanacaklarsa orada aklansınlar" diye konuştu.
Zafer Çağlayan ile ilgili bazı iddiaları dile getiren Özgündüz, "37 bin 500, doları mı TL mi bilmiyoruz, piyano gönderiliyor evine. Şimdi merak ediyorum, Zafer Çağlayan o piyanoyu çalarken coşup çağlıyor mu acaba? O saate de bakıyor mu acaba? Çalma işini öğrenmiş mi, ne kadar çağlıyor? İnsanın utanıp yerin dibine girmesi lazım. Böyle bir şey olursa insan toplum karşısına çıkamaz, ülkede yaşayamaz. Birazcık arlanma duygusu varsa insanın bunu kabul etmesi mümkün değildir" dedi.
Özgündüz, "(Rüşvet alan da veren de melundur) hadisini sadece belediyelerden değil galiba vicdanlarınızdan da kaldırdınız" ifadesini kullandı.
TBMM Genel Kurulu'nda, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'ın konuşmasının ardından söz alan CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, 17 Aralık'tan sonra Türkiye'nin olağanüstü bir dönem yaşadığını, halkın, siyasetin gündeminin değiştiğini ifade etti.
İddialarla ilgili Meclis Soruşturması açılması için fezlekelerin Meclis'e gelmesini beklediklerini belirten Hamzaçebi, "Gazete haberlerine dayanarak soruşturma önergesi verilmez. Endişe etmeyin, bakanlar hakkında soruşturma önergelerimiz TBMM Başkanlığı'na verilecektir. Siz, soruşturmanın üzerini örtmek amacıyla önerge veriyorsunuz" diye konuştu.
Başkanlık Divanı önüne para attı
Bu arada CHP Tunceli Milletvekili Kamer Genç, TBMM Başkanvekili Sadık Yakut'tan söz istedi. Söz veremeyeceğini belirten Yakut, Genç'e yerine oturması konusunda uyarıda bulundu. Yakut, Genç'in yerine oturmaması üzerine, "Ayakta da bekleyebilirsiniz" dedi. Bir süre söz talebinde ısrar eden Genç, Başkanlık Divanı önüne para atarak yerine geçti. Daha sonra kavas parayı alarak Genç'e vermek istedi. Genç'in parayı almaması üzerine, kavas parayı Genç'in sırasına bıraktı.
Binlerce polisi sürdünüz, neyi çözdünüz?
Genel Kurul'da, eski AB Bakanı Egemen Bağış, eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, eski İçişleri Bakanı Muammer Güler ile eski Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar hakkındaki fezlekelerin Meclis'e geç sevk edildiği gerekçesiyle CHP'nin Genel Görüşme yapılmasına ilişkin verdiği önergenin görüşülmesine devam edildi.
Önerge üzerine söz alan BDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan, BDP söz konusu olunca fezlekelerin jet hızıyla Meclis'e geldiğini, ancak iktidar partisi söz konusu olunca fezlekelerin kaplumbağa hızıyla Meclis'e ulaştığını ileri sürdü.
Kendisi ile ilgili gelen fezlekelerden örnek veren ve bu fezlekeleri bütün milletvekillerinin de inceleyebileceğini söyleyen Kaplan, kendisinin ve partisinin milletvekilleri ile ilgili fezlekelerin tamamı, yaptıkları konuşmalarla ilgili olduğunu ifade etti.
Yaptığı bir konuşma nedeniyle gelen fezlekelerin birinin, bir gardiyanın ihbarı üzerine hazırlandığını anlatan Kaplan, "Gardiyan kimin? Adalet Bakanlığı'nın. Mağdur kim? Başbakan ve Bakanlar Kurulu üyeleri. Gardiyana ihbar ettirmek namertliktir" dedi.
Yolsuzluk iddialarına değinen Kaplan, ciddi para aklamalarının söz konusu olduğunu savunarak, "Biz deve kuşu gibi kafamızı kuma mı sokalım? 'Uluslararası komplo, paralel yapı, Haşhaşi' denilerek tek bir soruşturma evrakı ortaya konmuyorsa, meydanlarda nara atmanın gereği yok. Binlerce polisi sürdünüz, neyi çözdünüz?" diye konuştu.
"Haram sofrası kurulmuştur, bundan nemalananlar vardır"
MHP Konya Milletvekili Faruk Bal da iktidar ile ilgili iddiaların vahim olduğunu belirtti. Bu süreçte devletin güvenlik güçlerinin içine düştüğü durumun da kötü olduğunu savunan Bal, emniyet istihbaratının, suçluları takip eden polisleri takip ettiğini öne sürdü.
Bal, şöyle devam etti:
"Böyle bir durumda Adalet ve Kalkınma Partisi'nden beklenen, 'Bu dört Sayın Bakan yanlış iş yapmış olabilir. Bunların görevine son veriyorum' demenizdi. Ama siz büyük bir korku ve telaşla bu işi takip eden polisleri dağıttınız.
Ortadaki durum, cumhuriyet tarihinin en büyük krizi haline gelmiştir. Hiçbir başbakan, hükümet, bu kadar aşikar olan yolsuzluğun gizlenmesi için savcıları, polisleri tayin etmemiştir, kanunları değiştirmemiştir.
Haram sofrası kurulmuştur, bundan nemalananlar vardır. Bunların içinde bakan ve bakan çocukları vardır. Bu haksızlıklar karşısında susan, dilsiz şeytandır."
Renkli görüntülere sahne oldu
Yerel seçimler nedeniyle ara tatile giren Meclis, olağanüstü toplantısında tartışma ve renkli görüntülere sahne oldu.
TBMM Genel Kurulu, tarihi günlerinden birini yaşadı. Genel Kurul'a önce CHP ve MHP milletvekilleri geldi. Meclis'in, 2 Mart sabahında ara tatile girmesi nedeniyle görüşmeyen milletvekilleri, tokalaşarak ve birbirlerine sarılarak hasret giderdi.
CHP'nin İstanbul Üsküdar Belediye Başkan adayı olan CHP İstanbul Milletvekili İhsan Özkes, partisinin ambleminin olduğu atkı ile Genel Kurul'a geldi. CHP'nin belediye başkan adayları, foto muhabirlerine topluca poz verdi.
CHP ve MHP milletvekillerinden sonra BDP ve HDP'den 9 milletvekili geldi. CHP Genel Başkan Yardımcısı, İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal Kaplan, İstanbul Milletvekili Süleyman Çelebi, Bolu Milletvekili Tanju Özcan, CHP Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu, CHP İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu, CHP Sivas Milletvekili Malik Ecder Özdemir AK Parti sıralarında oturdu.
AK Parti Grup Başkanvekili Nurettin Canikli, Mihrimah Belma Satır, Ahmet Aydın, Mustafa Elitaş ve bir grup AK Parti'li milletvekili salonda hazır bulundu. Genel Kurul açıldığı zaman salonda az sayıda AK Parti'li milletvekili salonda bulunurken, milletvekilleri daha sonra Genel Kurul salonuna girdi.
Mitingleri nedeniyle AK Parti Genel Başkanı Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş Genel Kurul'a katılmazken, salonda hazır bulunan tek lider CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu oldu. Kılıçdaroğlu, grup başkanvekilleri ile birlikte, saat 15.00'te Genel Kurul açılmadan hemen önce salona girdi, birleşime verilen arada ise Genel Kurul'dan ayrıldı. Kılıçdaroğlu salondan çıkarken eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ile tokalaşarak bir süre sohbet etti.
Bağımsız milletvekilleri birlikte oturdu
Başbakan Yardımcısı Emrullah İşler ve Ali Babacan, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, İçişleri Bakanı Efkan Ala, Spor ve Gençlik Bakanı Çağatay Kılıç, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslam, Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Mevlüt Çavuşoğlu, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan, Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Bakanlar Kurulu sıralarında birleşimi izledi.
Bazı bağımsız milletvekilleri de Genel Kurul'a katıldı. İzmir Milletvekilleri Ertuğul Günay, Erdal Kalkan ve İlhan İşbilen, İstanbul Milletvekilleri Hakan Şükür ve Muhammed Çetin, Burdur Milletvekili Hami Yıldırım, Kütahya Milletvekili İdris Bal, İstanbul Milletvekili Muhammet Çetin, Ankara Milletvekili Haluk Özdalga Genel Kurul'un arka sıralarında birlikte oturdu.
TBMM Başkanvekili Sadık Yakut, elektronik cihazla yoklama için 5 dakika süre vermesine rağmen, yoklama sonrasında pusulaların sayımı uzun sürdü. Bu sırada AK Parti ve CHP'li milletvekilleri ile İdare Amirleri Başkanlık Divanı'nın önünde sayım sonucunu bekledi.
Haklarında fezleke Meclis'e gelen ve olağanüstü toplantının konusu olan eski bakanlar Egemen Bağış, Muammer Güler, Zafer Çağlayan ve Erdoğan Bayraktar ise Meclis'e gelmedi.
"Alo Sadık" hattı mı var?
Birleşim, tartışmalara sahne oldu. Eski bakanlar ile ilgili fezlekeleri içeren TBMM Başkanlığı'nın tezkeresinin okunması sırasında, "bilgilerin milletvekilinin incelemesine açıldığı" ibaresinin yer almadığına itiraz eden CHP, MHP ve BDP'li milletvekilleri Başkanvekili Sadık Yakut'a tepki gösterdi. MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, ifadelerinin Meclis TV tarafından kesildiğini belirterek, "Bu kesintiyi yapan bürokratlar hakkında işlem yapmanızı istirham ediyorum. Alo Fatih hattı mı var?" diye konuştu.
MHP Antalya Milletvekili Mehmet Günal, oturduğu yerden "Alo Sadık hattı mı var burada?" diye laf attı.
Yakut'un fezlekeler konusunda bazı hukukçuların görüşünü aktarırken kullandığı "saygın hukukçular" ifadesine HDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, itiraz ederek, "Hikmet Sami Türk için saygın hukukçu demiştiniz. O saygın kelimesinin tutanaklarından çıkarılmasını istiyoruz. Bu memleketten Hayata Dönüş operasyonu adı altında onlarca mahkumun ölümünde ve sakat kalmasında vebali olan bir insandır. Saygın ibaresi, leblebi gibi dağıtacağınız bir şey değildir" dedi.
Bunun üzerine Yakut, "Ben hukukçu yönü itibarıyla söylemiştim" karşılığını verdi.
Genel Görüşme önergesinin görüşülmesi sırasında söz almak isteyen CHP Tunceli Milletvekili Kamer Genç, Yakut'un kendisine söz vermemesi üzerine Başkanlık Divanı'nın önüne yürüyerek, cebinden çıkardığı 10 lirayı yere attı. Genç, AA muhabirinin, söz konusu hareketinin nedenini sorması üzerine, "Hakkımda tazminat davası açarsa, şimdiden parasını peşin peşin ödeyeyim" dedi.
Genç'in attığı parayı kavas yerden alarak kendisine verdi. Genç, parayı almak istemedi. Bunun üzerine kavas, parayı Genç'in oturduğu sıranın üstüne bıraktı.