Emin Çölaşan'ın takıntılı ruh halini bilirsiniz. Bir dönem Melih Gökçek'in yakasına yapışmıştı da okurlarına bile gına getirmişti. Melih Gökçek'i Emin Çölaşan'dan kurtaran, Erdoğan'a duymaya başladığı şiddetli kin ve öfke oldu...
Artık kaleminden Erdoğansız bir yazı akmaz oldu...
Bugün içindeki "nefreti" açıkca dökmüş yazıya...
Erdoğan'ı görünce sinirleri zıplıyormuş...
Sesi asabını bozuyormuş...
Ve daha neler neler...
İşte yazısından bir bölüm;
"Sevgili okuyucularım, ben bu Tayyip'in suratını günün 24 saatinde ekranda görünce, sinir sistemim allak bullak oluyor. Sesini duyunca asabım bozuluyor.
(...)
Evimizdeyiz, işimizdeyiz, televizyonu açtığımızda karşımızda hep aynı şahıs!
Bıktırırcasına...
Yeter artık diye bağırtarak...
Yanımızdakileri "Geç başka kanala' diye haykırtarak...
(...)
Bazen ekranlara "gazetecilerle" çıkıyor. Hemen hepsi kendi elemanı olan gazeteciler! Adam gibi soru sormazlar, soramazlar. Soruların çoğu şikelidir, danışıklı dövüştür.
Aynen yurtdışı gezilerde uçağına aldığı ve sorularına yanıt (!) verdiği -kendi elemanlarından oluşan- gazeteciler gibi.
(...)
İddialı söylüyorum, siz bakmayın o Tayyip'in afra tafralı hallerine.
Yandaşlarının ve koruma ordusunun yanında o havalara bürünür.
Kendisinde bizim gibi gazetecilerle ekrana çıkacak yürek asla yoktur.
GAZETECİLER.COM