Her şey NTV Tarih dergisinin Temmuz sayısında Derya Tulga’nın kaleme aldığı “O kadar da değil” köşesindeki yazıları ile başladı. Tulga’nın Habertürk Tarih ve Atlas Tarih dergilerindeki yazılarla ilgili eleştirilerine Atlas Tarih’te Ortadoğu üzerine bir yazı hazırlayan Prof. Dr. İlber Ortaylı çok sert yanıt verdi.
İşte tarihçilerin kavgasının dergi sayfalarındaki yansımaları…
NTV Tarih dergisinin yayın kurulu üyesi Tulga, dergideki köşesinde özellikle medyada tarih ile ilgili yapılan yanlışları sergiliyor. Geçen ayki sayıda Tulga “Bu ayki köşemizi yeni çıkmaya başlayan tarih yayınlarına ayırdık. Onlarca hata arasından en eğlenceli olanları seçtik.” dedikten sonra özellikle Habertürk gazetesinin tarih ekindeki yazılardaki yanlışları sert bir dil ile ortaya döktü.
HABERTÜRK TARİH’İN YANLIŞLARINI SERGİLEDİ
Pelin Batu’nun, Ayşe Özek’in, Vahdettin Engin’in, Erkan Altaca’nın, Önder Kaya’nın, Yetkin İşçen’in yazılarındaki yanlışları sergileyen Tulga, yazının içinde ayrıca Prof. Dr. İlber Ortaylı’nın yazısındaki yanlışları da sıraladı.
Ortaylı’nın yazısında yeralan Mustafa Reşit Paşa resminin altına Sultan Abdülmecit yazılmasından Jozef Zacharias Bem’in ismindeki hatalı yazıma, kadar pek çok yanlış yere dikkat çeken Tulga, bir dönem NTV ekranlarından tarih dersleri veren İlber Ortaylı’ya “O kadar da değil” demiş oldu.
ORTAYLI’NIN CEVABI GECİKMEDİ
Topkapı Sarayı Müdürü Prof. Dr. İlber Ortaylı ise Tulga’ya cevap vermekte gecikmedi. Tulga’nın sıraladığı eleştirilerin büyük bir kısmına yanıt veremeyen Ortaylı Atlas Tarih dergisinin Ağustos ayı başında çıkan 2. sayısında yeralan yazısına “Zorunlu birkaç söz” başlıklı bir ekleme yaptı.
“Derya Tulga tarih ilmindeki derin vukufuna binaen NTV Tarihti düzeltmeler yapıyor. Çoğu tenkitlerini de ayrıca düzeltmek lazım. Bu arada benim Habertürk Tarih dergisinde iktibas edilen yazılarıma yolladığı tenkitler de ilginç... Muhtemelen haklı, ama biraz ucuzculuk kokusu yok mu?” diye başladığı cevap yazısında Ortaylı hataların sorumluluğunu Habertürk Tarih dergisinin yönetimine yükledi:
“General Bem'in Tanzimat için ne olduğunu Türk okuyucuya ben tanıttım. Hakkındaki yazım kitapta ve bazı makalelerimde de var. Derginin içine ısrarla Bern diye basıldıysa ne yapabilirim? Mamafih Habertürk Tarih bu tenkidi dikkate alsın.
İlkokul kitaplarına bile giren Mustafa Reşid Paşa portresinin altına da Abdülmecid yazıldıysa, bu gibi hususlara da Murat Bardakçı'nın adamları dikkat etsin.”
İLBER ORTAYLI’DAN KONTRAATAK
“Bilmediğiniz konularda yakıştırma hükümler vermeyiniz... Frankofil olmak başka Fransız olmak bambaşka; Siyonist olmak, Siyonist olmamak da başka bir konu. Sağdan soldan bir grup adam her taşın altında Siyonizm ve Siyonist arıyor. Mülteciler meselesini de lütfen daha etraflıca okuyunuz. El kitaplarına bakarak tarihi yorumlamak ve tenkit yapmak pek olmuyor.” diyerek yazısını sürdüren Ortaylı, ardından karşı atak ile NTV Tarih dergisindeki hataları eleştirdi:
“Geçenki bir sayınızda da 400 yıllık Şekerpare Hatunu “Mahpeyker yapalım...” diye tutturdunuz. Çevirme ve kaynameleri kullanmayınız, bunlarla tarih yapılmaz.
Gerçi benimle ilgili değil ama aklınca bir yazıda Ermeni sorununu ele alıyor, “Sizi Bernard Lewis de kurtaramaz...” gibi mahalle maçı sloganlarıyla Bemard Lewis'in bir tarihte genocyde'i kabul, daha sonra ise inkar ettiğini ima ediyor. Bemard Lewis tutarlı bir şekilde Nazilerin yürüttüğü holocaust'un özgün olduğunu her zaman ileri sürmüş bir tarihçidir. Beni burada yorum da değil, üslup rahatsız ediyor.”
ÜSLUPTAN RAHATSIZ OLDU, “EKMEK PARASI” DEDİ
Cevap yazısında “Bizim gibi toplumlarda yakın tarih düşüncesinin bu mahalle kahvesi üslubuyla ele alınması fevkalade tehlikelidir. Her türlü görüşün daha belgesel ve ciddi bir üslupla ortaya konması gerekir.” diyen ve üsluptan doğan rahatsızlığına dikkat çeken Ortaylı, ardından ilginç bir üslup kullanarak şöyle devam etti:
“Derya Tulga ile ilgili bir daha tenkit yazmayacağım. O devam etsin, ne de olsa ekmek parası...”
Şimdi gözler NTV Tarih dergisinin Ağustos sayısında. Derya Tulga, Ortaylı’nın eleştirileri cevaplarken giriştiği karşı atağına yanıt verecek mi?
Bülent Tellan- gazeteciler.com