Tarih sizin için ne yazacak?

ABD'nin iki ucu; Kritik başkanlık seçimleri öncesinde Batı kıyısındaki, Atlantik'e komşu Başkent Washington D.C'de, hemen ardından da, doğu kıyısındaki, Pasifik'e açılan Los Angeles'a gitme fırsatı bulduk. '

ABD'nin iki ucu; Kritik başkanlık seçimleri öncesinde Batı kıyısındaki, Atlantik'e komşu Başkent Washington D.C'de, hemen ardından da, doğu kıyısındaki, Pasifik'e açılan Los Angeles'a gitme fırsatı bulduk. '

Ve sonuç şu;

Ülkenin doğusuna da gitseniz, batısına;
Herkes ekonomik krizi konuşuyor.

 

Zeynep Gürcanlı YAZIYOR

Washington, seçim sonuçları ile daha ilgili dururken, Los Angeles'ta herkesin derdi ekonomi; Kentte tüm inşaatlar durdurulmuş. İşsizlik son birkaç ayda iyiden iyiye artmış. Herkes endişeli, herkes sıkıntılı.

 

Gerek Washington'da, gerekse Los Angeles'ta konuştuğumuz hemen herkesin üzerinde uzlaştığı nokta şu;

ABD Başkanı George Bush “beraber bira içmeye gitmek için doğru kişi…”

 

Ama iş ABD Başkanlığı'na gelince, iş değişiyor.

 

“BAŞKAN DÜŞÜREN GAZETECİ” BUSH'U ANLATIYOR

 

Başkan Bush'un 8 yıllık yönetimini, Washington'u en iyi izleyen gazeteciyle, Bob Woodward'la konuşma fırsatı bulduk.

 

Woodward, sadece ABD'de değil, tüm dünyada da efsanevi bir gazeteci.

 

Çünkü, Watergate skandalını ortaya çıkarıp, bir ABD Başkanı'nın, Richard Nixon'un istifa etmesini sağlayanların başında geliyor.

 

Üstelik yönetimi sıkıntıya düşüren haber ve yorumları sadece Nixon dönemiyle sınırlı değil. Yakın zamanda yazdığı, Irak ve Afganistan savaşları ile ilgili iki kitapla, Bush yönetiminin bu iki savaşta da kilit rol oynayan, hatta başlatan Savunma Bakanı'nı, Donald Rumsfeld'i de “deviren” kişi Bob Woodward.

 

Beyaz Saray'ı, Pentagon'u, Dışişleri Bakanlığını ve CIA'yi, buralarda yaşananların perde arkasını bu kadar iyi takip edince de, Bush yönetiminin “korkulu rüyası” haline gelmiş.

 

Kendi deyimiyle, yönetimi o kadar rahatsız etmiş ki, “belki de yarattığı baş ağrısını azaltabiliriz” gerekçesiyle, yönetimdekilerin, özellikle de ABD Başkanı George Bush'un “en çok röportaj verdiği gazeteci” haline gelmiş.

 

İşte halen dünyanın en etkili gazetelerinden Washington Post'un yönetici editöürlerinden olan Woodward'ın anlatımıyla, Başkan'la ilişkisi:

“Başkan'a, danışmanları aracılığıyla, Irak ve Afganistan savaşları ile ilgili olarak bildiklerimi özetleyen 12 sayfalık bir yazı gönderdim. Post'taki arkadaşlarım bunu duyunca, benimle dalga geçtiler; “Bush, hayatı boyunca, üniversitedeyken bile, 12 sayfayı bir kerede okumuş olamaz, senin gönderdiğini mi okuyacak…”

Ama Başkan, belli ki gönderdiğim yazıyı okumuş. Birkaç hafta içinde beni çağırdı. Kendisiyle Beyaz Saray'da, birkaç gün üst üste röportaj yapma fırsatı buldum…”

 

BUSH'UN GELECEK BAŞKAN'A TAVSİYESİ: IRAK'TA BAŞARISIZ OLMA

 

Bush'u, kendisiyle bu kadar çok bir araya gelen gazeteciden dinlemek ilginç.

 

Özellikle anlattığı bazı küçük anekdotlar, sadece “gazeteciler arası sohbette” sınırlı kalamayacak kadar önemli;  Bush yönetiminin, özellikle de ABD Başkanı'nın “ruh halini” anlayabilmek adına.

 

Bu nedenle, Bob Woodward'ın da izniyle, onun Başkan'la küçük bazı anılarını yazmak, bize farz oldu

 

Öncelikle, tabii ki artık görevde sadece birkaç ayı kalmış olan, Beyaz Saray'ı 20 Ocak'ta yeni Başkan'a devredecek olan Bush'u, yenine geçecek kişiye tavsiyesi;

 

Bob Woodward, iki ay önceki bir röportajında bunu Bush'a sormuş.

 

Yanıt çok ilginç;
“Yeni gelecek Başkan'a tek tavsiyem, Irak'ta kesinlikle başarısız olmaması….”

 

Peki tarih Bush'u, 8 senelik tartışmalı Başkanlığından, 11 Eylül'den, Irak ve Afganistan savaşlarından sonra nasıl hatırlayacak?

 

İşte Bush'un “çarpıcı” yanıtı:

“Tarihin beni nasıl hatırlayacağını nereden bileyim. O zaman çoktan ölmüş olacağım…”

Medyanaliz Haberleri