Gülen Cemaati'ne yakın olduğu iddialarına konu olan Taraf gazetesi yazarı Mücahit Bilici günün en çarpıcı cemaat eleştirisiyle dikkat çekti.
Bilici "Gülen Cemaati için özeleştiri vakti" başlıklı yazısında seçim öncesi ve sonrası oluşan tabloyu yorumlarken cemaatin son 10 yıllık sürecini analiz etti. Gülen Cemaati'nin siyasetle kurduğu bağ ve güç zehirlenmesi nedeniyle bir başkalaşım yaşadığını kaydeden Taraf yazarı "Cemaat, geçmişte kendi yaptığı sansür ve talep ettiği tarafgirlikten dolayı özür dilemelidir." dedi. "Gülen Cemaati maalesef dünyanın en bencil cemaatidir." diyen Bilici, cemaatin Kürt sorunundan iktidarla ilişkilerine uzanan yanlışlarını sıraladı ve "özeleştiri" çağrısı yaptı.
İşte Bilci'nin yazısındaki ilgili bölüm:
GÜLEN CEMAATİ DÜNYANIN EN BENCİL CEMAATİDİR
Evvelce yazdım, tekrar yazayım: Gülen Cemaati maalesef dünyanın en bencil cemaatidir. İslam’a hizmet misyonu ile hareket ediyor olması bu gerçeği değiştirmiyor. Birey olarak en fedakâr insanlardan oluşan bu cemaat, grup olarak son derece bencil bir şekilde hareket edegeldi. Cemaat haksız yere her şeyi sadece kendine istediği, başkalarını dikkate almadığı için bugün her şeyden haksız yere dışlanıyor. Şu anda resmî olarak size karşı yapılan şeyi, siz sivil olarak diğer cemaat ve gruplara yaptınız. Dışlanma aynasında gördüğünüz sevimsizlik, sizin başkalarına görünen suretinizdir.
NURCU İKEN İSLAMCILIĞA TENEZZÜL ETTİNİZ
Cemaat bugün “başbakana layık olmadığı (gayrimeşru) bir muhabbet gösterdik onun cezası olarak tokat yedik” diye düşünüyor. Bu da yanlış. Bence bir siyasiye veya partiye değil, siyasetin kendisine gösterdiğiniz yanlış muhabbetin tokadını yediniz. Nurcu iken İslamcılığa tenezzül ettiniz. Evet, Cemaat her zaman siyasetin içindeydi. Bunu yeni keşfetmiş gibi yapanların hepsi ya çok cahiller ya da düpedüz yalan söylüyorlar. Özellikle de “ayy, bu cemaati böyle bilmiyorduk” havasındakiler. Bu cemaat her zaman (İslam’a hizmet etmek için)gücü ve iktidarı önemsedi. İslam’a hizmet etmek için güçlü olunması gerektiğine inandı. Ve gücü elde etmek için dürüstlükten taviz verdi. [Şunu da not etmeli: Cemaat’in dine hizmet etmek için içi yanarak içki içmek zorunda olduğunu düşünen bir mensubu, içki içmenin masum kaldığı dünyevilikte olup da siyaseten İslamcı geçinen ve ayet (veya halifeye biat deklarasyonu) sallayan politik soytarılarından daha dindardır.]
ERDOĞAN NE KADAR İTİCİYSE CEMAAT DE O KADAR İTİCİ
Cemaat tıpkı bir siyasetçi gibi, hakkaniyetin ve doğrunun yanında durmaktansa ayakta kalmanın, kazanmanın cazibesiyle hareket etti. Bugün Başbakan’ın davranışları ne kadar itici ise Cemaat’in de davranışları o kadar iticiydi. Ama tıpkı şimdi hükümete olduğu gibi Cemaat’e kimse sesini çıkartamıyordu. Çünkü Cemaat güçlüydü ve o insanlar da gücün önünde şimdi olduğu gibi boyun eğiyorlardı.
SİYASET YAPAN DOĞRULUKTAN TAVİZ VERİR
Hakikat şudur: Gücü kullanan, gücün tesirine de açık hâle gelir. Silahın güç olursa, daha büyük bir güç karşısında mağlup olursun. Bugün “bizim elimizde hakikat, hükümetin elinde ise yalan varken nasıl oluyor da necip Türk milleti yalanı seçiyor” diye sormanızın sebebi budur. Siyaset yapan doğruluktan taviz verir. Beklentilere, reytinglere hakikati rüşvet verir. Cemaat’in bir dönem Türk milliyetçiliği ile yaptığı popülizmi, şimdiki hükümet Müslüman milliyetçiliği ile yapıyor. İkisi de boş hamasettir.
CEMAATİN KAMUOYUNA ÖZÜR BORCU VAR
Bugün her yerden dışlanan Cemaat’in daha önce her yerde bencilce kadrolaşma, hatta tekelleşme eğiliminde bulunmuş olmaktan dolayı kamuoyuna özür borcu var.
Bugün medyada sansür ve yalakalıktan mustarip olan Cemaat, geçmişte kendi yaptığı sansür ve talep ettiği tarafgirlikten dolayı özür dilemelidir.
CEMAATİN KÜRT POLİTİKASI İFLAS ETTİ
Geçmişte Cemaat, kendi selameti için başkalarını rahatlıkla kamyon tekerlerinin altına atmaktan çekinmezdi, bugün başkaları kendi selametleri için Cemaat’i kamyonun altına atıyorlar. Bu zulmü tecrübe eden Cemaat’in geçmişte sebep olduğu haksızlıklardan dolayı kamuoyundan özür dilemesi, istiğfar etmesi Cemaat’in hayrınadır. (Ayrıca Cemaat, Kürt politikasının iflas ettiğini ve eski ezberlerin terk edilmesi gerektiğini görmelidir.)
EY CEMAAT KİBİR DEĞİL ÖZÜR DİLEME ZAMANI!
Evet, Cemaat kısa vadede kaybetmiştir. Çünkü kaderin tokadını yemiştir. Uzun vadede tasaffi ederse kazanacaktır. Hiçbir sinek uzun süre tavus kuşu gibi görünemez. Uzun vadede herkesin kalitesi ortaya çıkacaktır. Tasfiye çabaları kaderin bir ikazı olarak okunmalıdır. Ey Cemaat, geçmişteki kibir ve hatalarınızdan dolayı özür dilemek için iyi bir zaman değil mi? Kamuoyuna yönelik özeleştiri fazileti göstermekle kaybedecek bir şeyiniz olmayacak; geçmiş yanlışların yükünden başka.