MİT tarafından yazıldığı iddia edilen belge ile ilgili SON TVmuhabiri Ömer Adıyaman'a konuşan Milli İstihbarat Teşkilatı Kontrterör Dairesi Eski Başkanı Mehmet Eymür, belgenin MİT çalışma prensiplerine aykırı olduğunu ifade etti.
"SAHTE BELGE PROFESYONELCE HAZIRLANMIŞ"
Belgenin ise sahte bir şekilde profesyonelce hazırlandığını kaydeden Eymür konu ile ilgili şu açıklamalarda bulundu:
"Ömer Güney ile ilgili Milli İstihbarat Teşkilatı'na ait "ArzNotu" ortaya çıkınca biraz inceledim. Bu bilgi notunda okudukça hatalar olduğunu gördüm.
1. Yazı dış makamlara yollanan ve çoğaltıldığında küçük kare lekeler (filigram) bırakan kağıda yazılmıştı. İçyazışmalarda bu tip kağıtlar kullanılmıyordu. (Dikkatle bakılırsa Küçük kare lekeler gözüküyor.)
2. Bu gerçek bir operasyonel faaliyet olsa idi ismi olur, konu kısmına "Sara Kod Sakine Cansız" yerineoperasyonun ismi yazılırdı. Yani operasyonun hedefi belli edilmezdi.
3. "Lejyoner" adı verdikleri elemanın e-posta ile bilgi yolladığı belirtilmiş. Bu da teşkilatın çalışma metotlarına uymuyor.
4. Yine hiçbir operasyonel faaliyette açıkça saldırı, sabotaj, suikast kelimeleri kullanıldığını hatırlamıyorum. Genelde "pasifize etme", "enterne etme" gibi terimler kullanılır.
5. Ayrıca PKK ile en şiddetli çatıştığımız zamanlarda dahi tek bir kadını bile hedef aldığımızı hatırlamıyorum. Zaten teşkilatın genel prensibi insanları yok etmek değil, kazanmaktır.
6. Bu arz notunu ilk imza ona ait olduğuna göre Şube Müdürü O. YÜRET yazmıştır. Böyle bir kişi var mıdır bilmiyorum. Esasında Şube Müdürü'nün altında bir operasyon sorumlusu personel olması gerekir.
7. Yazıda Daire Başkanı'nın parafı ve görüşü yoktur. Ayrıca el yazılı notta, Başkan Yardımcısının elemana (Lejyoner) talimat verilmesine gerek yoktur dediği şerhi yer almış. Bu da anlaşılmaz ve tuhaf bir emir. Yani elemana ya şunu-bunu yap, denilir, ya da bu işlerden uzak dursun, istihbari faaliyet göstersin denilir.
8. MİT Merkezi bir teşkilattır. Hiçbir Başkan Yardımcısı planlı bir faaliyeti kesemez. Ancak görüşünü belirtir. Kararları Müsteşar verir.
Bu bakımdan, bu yazının orijinal bir yazı olmadığını düşünüyor ve başarısız bir sahte belge olarak niteliyorum."
MİT'TEN DE KONUYA İLİŞKİN YALANLAMA GELMİŞTİ!
Milli İstihbarat Teşkilatından yapılan açıklamada, Paris cinayetleriyle teşkilatın ilgisinin olmadığı, söz konusu yayınların, çözüm sürecinde aktif rol alan teşkilatı yıpratmaya ve bu süreçte görev alan personeli deşifre ederek görevlerini yapamaz hale getirmeye yönelik operasyon olduğu belirtildi.
İşte MİT'ten yapılan o açıklama;
"Son günlerde basın yayın organları ve sosyal medyada yer alan bazı ses kayıtları ve belgeler aracılığı ile Teşkilatımızın Paris'te öldürülen PKK'lılar konusu ile ilişkilendirilmeye çalışıldığı görülmektedir. Söz konusu yayınların, Çözüm Süreci'nde aktif rol üstlenen Teşkilatımızı yıpratmaya ve bu süreçte görev alan personeli deşifre ederek görevlerini yapamaz hâle getirmeye yönelik bir operasyon olduğu değerlendirilmektedir. Sakine CANSIZ, Leyla ŞAYLEMEZ ve Fidan DOĞAN cinayetleriyle Teşkilatımızın kesinlikle bir ilgisi bulunmamaktadır. Bununla birlikte söz konusu iddialar ile ilgili iç bünyemizde gerekli idari soruşturma başlatılmıştır. Teşkilatımız 2937 sayılı yasa ile kendisine verilen görevi kanunlar çerçevesinde yerine getirmekte olup, bundan sonra da görevini bu çerçevede sürdürmeye kararlılıkla devam edecektir. Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
TARAF'IN DAHA ÖNCE YAYIMLADIĞI MİT BELGELERİ DE SAHTE ÇIKMIŞTI
Taraf gazetesinin daha önce yayımladığı Milli İstihbarat Teşkilatı'na (MİT) ait başka belgelerin de sahte olduğu ortaya çıkmıştı. Orijinal MİT belgelerinde sayıların sol tarafa yaslanmış olduğu ve belgelerin üzerinde tahrifat yapıldığı öğrenilmiş. Yayımlanan belgeler, MİT'in daha önce mahkemelere gönderdiği orijinal belgelerle de uyuşmadığı ifade edilmişti.
YAPTIKLARI SAHTEKARLIK
MİT'te uzun süre görev yapmış yetkililer, MİT belgelerindeki yazı karakterleri ve yazı dili Taraf'ın yayımladığı belgelerin farklı olduğunu dile getirmişti. Taraf'ın yayınladığı o belgelerde kişi bilgilerinin çarpıtılarak verildiği, mesela iki kardeşin bilgilerinin birbiriyle değiştirildiği ortaya çıkmıştı. Ayrıca orijinal MİT belgelerinde sol üst tarafa yatay biçimde yaslanmış bir numaralandırma sistemi de bulunmuştu. Buna göre yayımlanan sahte belgelere sonradan içerik eklemesi yapıldığı ortaya çıkmıştı. 7 Mayıs 2013 tarihli orijinal MİT belgesi ile Taraf'ın yayımladığı belgeler arasındaki fark da sahteciliği gözler önüne sermişti.
TARAF'IN YALANINI HAKAN FİDAN ORTAYA ÇIKARMIŞTI
Taraf'ın belgelerinin sahte olduğu MİT'te Hakan Fidan'ın müsteşarlığa gelmesinden sonra mahkemelere delil olarak gönderdiği orijinal belgelerin incelenmesiyle de ortaya çıkMIŞTI. Fidan'ın yöneticiliğe gelmesinden sonra şeffaflaşıp, mahkemelere belge göndermeye başlayan MİT'in, 28 Şubat davası iddianamesinin 331 No'lu ek klasöründe belgesi bulunurken, 12 Eylül davasının görüldüğü Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi'ne 1 Mayıs 1977 olaylarına ilişkin hazırlanan raporları, 12 Eylül iddianamesinde Maraş katliamıyla ilgili 57 sayfalık orijinal belgeleri mahkemeyle paylaşılmıştı. Susurluk sürecini aydınlatacak önemli raporlar da yine MİT tarafından mahkemelere gönderilmişti. MİT görevlisi Tarık Ümit'in, eski MİT Kontr-Terör Merkezi Başkanı Mehmet Eymür'le yaptığı görüşmeyi içeren bant kaydı 12 yıl sonra savcılığa gönderilmişti. Son olarak Hrant Dink suikastı davasına bakan mahkeme de MİT'ten belge istemişti.
TARAF'IN FİŞLEME PALAVRASI
Taraf'ın yayımladığı belgelerde MİT'in sözde fişlemeleri yer almıştı. 2012, 2013 yıllarında Başbakanlık'la paylaşılan yeni fişleme belgelerine ulaştığını öne süren gazete, kanıt olarak hangi kaynaktan geldiğini belirtmediği bazı belgeleri yayımlamış ve şu ifadeleri kullanmıştı: "Belgelerin ilgisiz kişilerin eline geçmesi durumunda değişik komplikasyonlar ortaya çıkabileceği olasılığına karşı fişlemelerin şifahi olarak telefonla sunulduğu belirtilmiş. 2012-2013 yılındaki fişleme belgesinde değişik cemaatlerin yanı sıra, Nizami Âlem Ocağı ve Alevi bir vatandaşın da adı geçiyor. Devlette yeni göreve başlayan kişilerle ilgili fişlemeler tam bir skandal. Öyle ki MİT, hakkında bilgi toplanamayan bazı isimler hakkındaki yıllar önce arşivlerine giren fişleme notlarını Başbakanlık'la paylaşmış. Adıyaman Cemaati'ne giden bir araç da yıllar önce fişlenmiş. Aracın sahibiyle ilgili 2012 yılında Başbakanlık bilgi isteyince arşivlerdeki bu fişleme notu, rapor halinde sunulmuş. Fişleme belgeleri Başbakanlık'ın isteği üzerine, MİT Güvenlik İstihbarat Başkanlığı'ndaki üst düzey beş kişi tarafından da imzalanıp Başbakanlık'a sunulmuş. İşin ilginç tarafı ise bu bilgiler, ihalelerde, görevlendirmelerde, görevden almalarda; hatta medya üzerinden yıpratılmak istenen kişilere yönelik kullanılmak için verilmiş." Gazetedeki haberin devam eden bölümlerinde adlarının baş harfleri verilen kişilerle ilgili de sahte fişlemeler yer almıştı.
haber10