Başbakan, "Hepsi gelsin" dedi. Kandil ve Mahmur'dan gelen 34 kişilik grubun serbest bırakılması, Türkiye'de olduğu kadar dünyada da yankı buldu. Gruptakiler sevinç gösteriyle karşılandı. Konuşmalarda barış vurgusu yapıldı.
Açılımdan taviz vermeyen Başbakan Erdoğan, Meclis'ten ‘dönün' çağrısını yineledi. Vakit yitirmeden ülkenize gelin, çok güzel günler olacak. Ancak bu manzara siyasi şova dönüştürülmesin...
İçişleri Bakanı Atalay da, serbest kalan 34 kişinin ardından ilk aşamada 100 ila 150 kişinin Türkiye'ye dönmesini beklediklerini söyledi. Atalay ayrıca Mahmur'un kapatılacağını belirtti
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Kandil'den sekiz PKK'lı ile Mahmur'dan 26 kişinin Türkiye'ye gelmesini, "son derece olumlu ve sevindirici bir gelişme" olarak niteledi.
Erdoğan, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmasında, yedi yılda Türkiye'de çok güzel şeyler olduğunu, yedi yılda Türkiye'nin tarihinde hiç tecrübe etmediği seviyelere ulaştığını söyledi. Son üç aydır toplumun her kesiminin büyük bir heyecan içerisinde olduğunu ve çözüme yönelik daha güçlü bir umut taşıdığını anlatan Erdoğan, "Dün (önceki gün) Habur Sınır Kapısı'nda yaşanan manzara karşısında umutlanmamak mümkün mü" dedi.
İmralı değil biz yönetiyoruz
Kandil ve Mahmur'dan gelen 34 kişinin Habur'dan Türkiye'ye giriş yaptığını belirten Erdoğan, "Sabah saatlerinde 29'u ilgili yasalarımız çerçevesinde bırakıldı. Bunu son derece olumlu ve sevindirici bir gelişme olarak gördüğümü ifade etmek istiyorum" dedi. Yargının diğer 5 kişi ile ilgili çalışmalarını sürdürdüğünü dile getiren Erdoğan şöyle devam etti: "Şunu açık, net söylüyorum; bazı medya grupları bu sürecin İmralı'dan yönetildiği mahiyetinde ifadeler kullanıyorlar. Ben o medya mensuplarını buradan bir şeyi hatırlatarak uyarmak istiyorum; adama sorarlar, acaba 11-12 yıldır orada değil miydi? Niçin böyle bir adım atılmadı? Şu anda bu bir milli birlik sürecinin, bir demokratik açılım sürecinin, bir kardeşlik projesinin gereği olarak atılmış bir adımdır."
Gelirler, bırakılırlar
Konuşmasında PKK'ya çağrıda bulunarak, "Burada ben gerek dağdakilere gerek Mahmur kampında olanlara gerek Avrupa'da olanlara, hepsine çağrımı yineliyorum; vakit yitirmeden ülkelerine dönmelerini tavsiye ediyorum" diyen Başbakan Erdoğan DTP'yi de uyardı. Erdoğan şöyle devam etti: "Bu güzel manzarayı yine siyasi bir şova döndürmek isteyenlere de lütfen sorumlu davranınız diyorum. Burada bir siyasi şova ihtiyaç yok. Devletin yetkili kurumları orada gerekli şekilde kendilerini karşılar, gerekli muameleler yapılır ve sonra serbest bırakılanlar serbest bırakılır ve bu süreç başarılı bir şekilde devam eder. Ama gerginlikle, tahrikle, sorumsuzca yapılan açıklamalarla bu sürece katkı sağlanmaz tam tersine sürece zarar verirler. Çünkü, bu işi arzu edenler olduğu gibi arzu etmeyenlerin de olduğunu bilmelidirler. Yaşanan gelişmeleri tahrik edici açıklamalarla gölgelemek, popülist şovlarla başka yerlere çekmek, sürece zarar vermekten çözümü zorlaştırmaktan başka hiçbir amaca hizmet etmez.
DTP, PKK adına konuşmamalı
Açık söylüyorum; legal bir örgütün temsilcisinin başkanı, illegal bir örgüt adına konuşmamalıdır, konuşamaz. Bizim legal olan bir örgütle, bu siyasi parti olabilir, bir dernek, vakıf olabilir, onlarla görüşmeye kapımız her zaman açıktır ama illegal örgütle konuşmaya asla. Bunu böyle bilmeleri gerekir. Bunu başından beri söyledik ve bundan sonraki süreçte de söylemeye devam edeceğiz. Bu yaklaşımımızın karşılık bulmasını temenni ederim."
İlk aşamada 150 kişinin dönmesini bekliyoruz
İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Kandil ve Mahmur'dan gelen grupların ardından ilk aşamada 100 ila 150 kişinin Türkiye'ye dönmesini beklediklerini söyledi.
Bakan Atalay, Rixos Otel'de basın yayın kuruluşlarının Ankara temsilcileriyle kahvaltıda biraraya geldi. Demokratik açılım paketi ve "eve dönüş" süreciyle ilgili bilgiler veren Atalay, bu süreçte toplumun her kesiminden destek gördüklerini belirtti.
"Eve dönüş"ün sürecin bir parçası olduğunu anlatan Atalay, "Çoğu uygulamayla görülecek bazı hazırlıklarımız var. İdari tasarruflarla olabilecekler var. Meclis tasarrufuyla olacaklar var. İnce ince dokumak gerekiyor. Yöntem, üslup çok önemli. Hassasiyetleri koruyarak yürüyeceğiz" dedi.
Kuzey Irak'tan önceki gün başlayan "eve dönüş" sürecinin ilk uygulama olduğu için anlamlı olduğunu vurgulayan Beşir Atalay, devlet olarak idare, güvenlik, yargı ve sağlık boyutuyla her türlü tedbirin alındığını söyledi. Sağlık Bakanlığı'nın psikologlar dahil gerekli önlemleri aldığını söyleyen Atalay, gelenlerin sağlık kontrollerinin yapıldığını, idari tedbirlerin ardından yargının devreye girdiğini söyledi. Atalay, bu uygulamanın alt yapısının TCK'nın 221. maddesine göre gerçekleştirildiğini ifade etti.
Daha iyi haberler duyacağız
Gerekli hassasiyetlerin gösterilmesi halinde sürecin daha sağlıklı işleyebileceğini vurgulayan Atalay, "Bunun devamını bekliyoruz. Açıkça şunu ifade edeyim, dağdaki insan da bunun bir çıkmaz sokak olduğunu görüyor. Biz Türkiye Cumhuriyeti olarak terörü bitirmek istiyoruz. Devletin bütün unsurları bu konuda kararlıdır. İnşallah önümüzdeki günlerde daha iyi haberler duyacağız" dedi.
Atalay, "Kuzey Irak'tan kitle halinde bir dönüş bekliyor musunuz" sorusunu yanıtlarken, şöyle konuştu: "Göreceğiz. İşin doğrusu, ilk gelişler ve uygulamalar, tabii sonrası için bir anlamda teşvik edici veya caydırıcı unsurlar da taşıyabilir. İşte bunları değerlendirmek gerekir. Ama biz bekliyoruz. Neticede olumlu olarak devam edecek. Kuzey Irak terör örgütünün rahat edeceği yer olmaktan çıkıyor, onlar da onu biliyor. İlk planda küçük gruplar halinde 100 kişinin veya 150 kişinin dönüşünü bekliyoruz."
Mahmur'u çalışıyoruz
Birleşmiş Milletler denetimindeki Mahmur Kampı'nda kalanların Türkiye'ye dönüşü konusunu daha önce Türkiye, Irak ve ABD'den oluşan üçlü mekanizma içinde ele aldıklarını belirten Atalay, "Orada büyük bir grup var. Mahmur büyük bir kitle ve onlarla ilgili içerdeki çalışmalarımızı da artırdık. Mahmur Kampı büyük bir olgu, orada kadınlar var, çocuklar var, okul var, okula gidenler var, dil sorunu var. Sonuçta orası üzerinde biraz yoğunlaşıyoruz" dedi.
Artık evlerindeler
Abdullah Öcalan'ın çağrısı üzerine Kuzey Irak'tan gelen 34 kişilik gruptan 29'u dün sabaha doğru serbest bırakılırken, Kandil'den gelen sekiz PKK'lıdan üçü ve Mahmur Kampı'ndan gelenlerden iki kişinin ifade alma işlemi dün gündüz saatlerinde de devam etti. TCK'nın 314. maddesi uyarınca "terör örgütüne üye olma" suçundan tutuklama talebiyle nöbetçi mahkemeye sevk edilen beş kişi, hâkime ifade verdikten sonra istememelerine rağmen TCK'nın 221. maddesini düzenleyen pişmanlık yasasından faydalandırıldı. Diyarbakır Barosu Başkanı Emin Aktar, bunun mahkeme sürecinde sorun olabileceğini söyledi.
Neden gittiniz, neden geldiniz
Kandil ve Mahmur'dan önceki gün 17.00 sıralarında Şırnak'ın Habur Gümrük Kapısı'ndan Türkiye'ye giriş yapan 34 kişi, Diyarbakır, Mardin, Şırnak ve Van Barosu'na kayıtlı 45 avukat nezaretinde Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan görevli özel yetkili dört savcıya ifade verdi. 21.30'da başlayan ifade alma işlemi 01.00'da tamamlanırken, saat 06.00'da 29 kişi için serbest bırakılma kararı verildi. Savcılar, Kandil Dağı'ndan gelen PKK'lı Hüseyin İpek, Vilayet Yakut ve Elif Uludağ ile Mahmur Kampı'ndan gelen Musa Tomak ve Nurettin Turgut'u tutuklama istemiyle nöbetçi mahkemeye sevk etti. Bu kişiler hakime ifade verdikten sonra tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Alınan bilgiye göre Silopi Sulh Ceza Mahkemesi, bu kişilere "etkin pişmanlık yasasını" düzenleyen TCK 221. maddesini uyguladı. Taraf'a konuşan Diyarbakır Barosu Başkanı Emin Aktar, grupların itirazına rağmen savcılık ve mahkemenin bu formülü uyguladığını söyledi. Aktar, "Yargı bir süreliğine nefes aldırmak için inisiyatif aldı, parlamentoya da yeni bir yasa çıkartılması için mesaj verdi" yorumunu yaptı.
Avukatlar, bu kişiler hakkındaki tutuklama istemine "örgüt üyeliği"nin gerekçe gösterildiğini, sorgulamada Mahmur'dan gelen grup üyelerine, "Ne zaman örgüte katıldınız", "Ne zaman Türkiye'yi terkettiniz", "Neden terkettiniz", "Kaç yıl kaldınız", "Eyleme katıldınız mı", "Neden geldiniz", "Oraya ne zaman gittiniz?", "Mahmur'a niçin gittiniz" ve "PKK ile ilişkiniz var mı" sorularını yönelttiği, gelen grup üyelerinin de zorunlu nedenlerle sınır köylerinden Kuzey Irak'a gittiklerini ve PKK ile ilişkileri olmadıkları yönünde ifade verdikleri belirtildi. Kandil Dağı'ndan gelen 8 PKK'lı ise, Türkiye'deki ‘demokratik açılım' sürecinin önünü açmak için Abdullah Öcalan'ın çağrısı üzerine Türkiye'ye geldiklerini söyledi.
Askerî kıyafetle tur attılar
Serbest bırakılanlar Habur'dan ayrıldıktan sonra Silopi'deki DTP öncülüğündeki grupların karşılanma alanlarına gitti. Grup üyeleri diğer beş kişinin bırakılmasıyla birlikte DTP'ye ait otobüsün üzerine çıkarak, TIR Garajı'ndaki miting alanına gitti. Burada kalabalığa karanfiller atan 34 kişi, "PKK halktır, halk burada" ve "Biji gerilla" sloganlarıyla karşılandı. Kandil'den gelen sekiz PKK'lının askerî kıyafetli olduğu gözlendi. Ahmet Türk, "Kürt sorununun çözümü için halkımız büyük çaba içerisindedir. Bu çabanın devam edeceğine eminim" dedi. Kandil'den gelen Hüseyin İpek ise Öcalan'ın çağrısı üzerine geldiklerini belirterek, kendilerinin barışsever olduklarını ifade etti. DTP otobüsü Cizre, Nusaybin, Kızıltepe, Çınar'dan geçerek Diyarbakır'a gitti.