Kamu görevi için belirlenen yerlerden biri de Bakırköy Adalet Sarayı oldu. Denetimli serbest kalan mahkumlara günde 4 saat adliyenin etrafını temizleme görevi verildi. Adliyede kamu hizmeti verenlerle görüşen Hürriyet gazetesinden Eyüp Serbest, bu kişilerin cezaevine geri dönmek istediklerini aktardı.
Ömer Yeşilyurt (26):
“Yaralamadan 7 yıl cezaevinde kaldım. Son 4.5 ayımda saldılar. Cezaevine girmeden tekstilcilik yapıyordum. Samsun Bafra’da akşam 10’da tahliye ettiler. İmza atmayı kabul ediyoruz ama kendi işimizi yapmak istiyoruz. Hem para kazanırız hem de sigortamız olur. İnanın cezaevi şartları daha iyiydi. En azından revir vardı bedava. Hem içeride boncuk işi yapıyordum. Tığ ile şal örüyordum. Aylık 800 TL kazancım vardı. Ben her gün kimden yol parası bulacağım. Bu insanları saldılar ama anlaşılan yine geri toplayacaklar 2005’te olduğu gibi. Bu şekilde suça meyilli ediyorlar bizi.”
Nevzat Kaya (57):
“Uyuşturucudan 2,5 yıl hapiste kaldım. Kalan cezamı kamu hizmetinde geçireceğim. Ama inanın cezaevi koşulları bu şartlardan iyi. Orada en azından çorbamız, ekmeğimiz, baklavamız önümüze geliyordu. Bir yerimiz ağrıdığında doktora gidebiliyorduk. Şimdi parasız, sigortasız çalışıp ailemize de yük olacağız. Bari her gün imzamızı atalım sonra gidip ekmek peşinde koşalım. Ben cezaevine geri döneceğim. Buradaki çoğu kişi yırttı gitti kağıdını. Bizi gecenin bir yarısı bıraktılar, inanın eve yürüyerek döndüm. Hepimizin ayaklarının altı yara içinde. Su topladı hep ayaklarımız.”
Kadir Kartal (30)
Yaralamadan hüküm giyip Silivri Cezaevi’nde 4 ay yatmış. Cezasının son 3 ayını kamu hizmeti yaparak çekecek. İlk iş gününe eşi Fatma ve 7 aylık kızı Melis’le gelmiş. Yol paraları olmadığı için Kazlıçeşme’deki evlerinden Bakırköy Adalet Sarayı’na kadar yürümüşler. Tek isteği sigortalı bir iş. “Bebeğim ve eşime yemek getiremedikten sonra ne yapayım dışarıda. Cezaevinde geçirseydim bu süreyi daha iyiydi. Devlet bu şekilde bizi suça teşvik ediyor. Her gün imza vermek zorundayız ama yol parası bile bulamazken bunu nasıl yapacağız."