Türkiye'yi yasa boğan ve 32 kişinin hayatına mâl olan saldırıyı, Ankara'nın Suriye politikasına ve güvenlik zaafiyetine bağlayan bir dizi analiz yapıldı. Özellikle sosyal medyada öfke pompalayan paylaşımlarda bulunularak, güvenlik zaafiyeti olduğu algısı oluşturulmaya çalışıldı.
BİZE BİLDİRDİKLERİ PROGRAM FARKLI
Konuyla ilgili olarak açıklamalarda bulunan Suruç Kaymakamı Abdullah Çiftçi, “Amara Kültür Merkezi'nin bahçesine basın toplantısı olmadıkça polis kamerası sokmuyoruz. Bize verilen bilgiye göre gençler bahçede kahvaltı ettikten sonra Çaykara Köyüne gidecekler ve basın toplantısı yapacaklardı.
POLİS İÇERİ ALINMADI
Patlamadan önceki basın açıklaması programda olmadığı için içeri kamera sokmamıştık. Zaten hangi toplantı yapılırsa yapılsın kültür merkezinin bahçesine resmi polis girmiyor” dedi.
'BİZE ÖYLE BİR İSTİHBARAT GELMEDİ'
"İstihbarat zaafı"na ilişkin eleştirilere dair “Bize herhangi bir istihbarat gelmedi” diyen Çiftçi, ellerindeki tek MOBESE kamerasına ait görüntünün de kapı girişini gösterdiğini söyledi. Çiftçi, “İçeri girenler arasında kara çarşaflı kimse yoktu. Zaten öyle sakallı, çarşaflı dolaşmak Suruç’un içinde bulunduğu ortam itibariyle pek mümkün değil” diye konuştu.
AKILLARA TAKILAN SORU
Bu kadar kritik günlerin yaşandığı bir sırada polisin içeri girip, oradaki gençlerin güvenliğini sağlaması neden engellenir? Polis içeri neden alınmaz!
ÖZEL EKİP İLK DÜĞÜMÜ HEMEN ÇÖZDÜ
Ankara'dan gelen özel ekip, detaylı ve titiz bir çalışmanın ardından intihar saldırısını Adıyaman nüfusuna kayıtlı 20 yaşındaki üniversite öğrencisi Şeyh Abdurrahman Alagöz'ün gerçekleştirdiğini tespit etti. Saldırıda, kadın olduğu tahmin edilen ikinci bir kişinin daha olduğu, onun da patlamada öldüğü belirtiliyor.