Son günlerde Suriyeli mültecilere karşı şiddete varan müdahalelere karşı ARAPDER Başkanı Kırboğa “Bu eylemlerin bize yakışmadığını” söyledi.
Türkiyeli Araplar Kültür ve Yardımlaşma Derneği Başkanı Şükrü Kırboğa, son zamanlarda Suriyeli sığınmacılara karşı uygulanan şiddet eylemlerini kınayarak, bu tür eylemlerin bize yakışmadığını ifade etti.
Kırboğa açıklamasında şunları söyledi: “Suriye’deki iç savaş tüm şiddetiyle devam ediyor. Savaş ortamının getirdiği yaşanmaz durum insanları ülkelerini terk etmek zorunda bırakmıştır ve bu durum beraberinde birçok acı ve dramı da beraberinde getirmiştir.
Ülkelerinde can güvenliği kalmayan bu insanlar doğal olarak komşu ülkelere sığınmışlardır. Türkiye’de resmi rakamlara göre 1 milyon 200 bin civarında telaffuz edilen bu mültecilerin sayısı kesin olmamakla beraber 2 milyonu geçmiştir.
Çaresizlik içerisinde kıvranan bu insanların hayata tutunması tabiî ki kolay değil. Yaşadıkları sıkıntıların bulundukları ortamdaki yerleşik halka yansıması da kaçınılmaz. Bizler bu gerçekleri biliyoruz. Fakat asıl can alıcı gerçek ise bu insanların hayata tutunma mücadelesinin bizim düşünemeyeceğimiz boyutlarda zor olduğudur.
Üzülerek belirtmek gerekir ki, mülteci kamplarında yer bulamayan birçok mülteci yaşama tutunmak amacıyla yanlışta olsa bazı olumsuz davranışların içerisinde olmuşlardır. Birçoğu karın tokluğuna çalışırken bazıları dilencilik yaparken bazıları da hırsızlık gibi eylemlere maalesef bulaşmışlardır. Sonuçta bu tür yanlış eylemler sonucu yerel halkla da problemler yaşamaya başlamışlardır.
Bu olumsuzlukların sonucun da İstanbul’da, Maraş’ta, Antep de ve bazı bölgelerde yaşamaya çalışan Suriyeli mültecilere şiddete varan eylemler gerçekleşmiştir. Son zamanlarda özellikle Suriyeli sığınmacılara karşı yürütülen insanlık dışı bu eylemler bizi bu açıklamaya mecbur bırakmıştır.
Suriyeli mülteciler başlarına gelen büyük felaketten dolayı ülkemize sığınmışlardır ve bizlerin misafiridirler. Bundan öte bizler ortak coğrafyanın çocuklarıyız, çok değil daha 100 yıl önce birlikte yaşıyorduk, Çanakkale şehitliğine bakarsanız Suriyeli birçok şehidimizin olduğunu görürsünüz. Ayrıca hala çok güçlü akrabalık bağlarımızın olduğu gerçeğini de unutmamamız gerekiyor. Dar günde biri birimize destek olmak zorunluluğumuz vardır. Hem insani hem İslami sorumluluklarımız da bunu gerektirmektedir.
Mültecilere kapılarını açan devletimizin bu mültecilerin durumlarını iyileştirmek gibi bir görevi de vardır. Nispeten bu iyileştirmeler yapılıyor; fakat nasıl ki 1989 yılında ülkemize göç eden 600 bin civarındaki Bulgaristan göçmenlerine imkânlar sağlandıysa bu günde Suriyeli sığınmacılara bu imkânlar sağlanmalıdır
Kimse bugün onların yaşadığı acıları Allah korusun ileride bizlerin de yaşamayacağını garanti edemez. Bu gün için onlar mazlumdur ve bizler bugün onur ve haysiyetimize yakışır bir şekilde Suriyeli sığınmacılara davranmak zorundayız. Bu bizim insanlık görevimiz olduğu kadar İslami görevimizdir de aynı zamanda.”