Suriye ile olan tarihsel, kültürel ve akrabalık bağlarımız bizleri Suriye’de olanlar konusunda duyarsız kalmamızı imkânsız kılıyor.
Sınırın hemen ötesinde akrabalık bağlarımızın olduğu yüzlerce aile var. Bunun ötesinde sınır ticareti ile geçinen ve Türkiye’ye olduğu kadar Suriye ekonomisine de ciddi katkılar sunan ekonomik ilişkilerimiz mevcut.
Maalesef son gelişmeler orda yaşayan akrabalarımız ve Suriye halkı için ciddi endişeler taşımamıza sebep oluyor. Yerel ve ulusal medyadan öğrendiğimiz ve yine orda ki akrabalarımızdan aldığımız bilgiler doğrultusunda bizde oluşan kanaat artık Suriye yönetiminin tüm insani değerleri ayakaltına alırcasına katliamlara giriştiği yönünde.
Suriye yönetiminin halkın demokratik isteklerine karşı neden bu kadar acımasızca direnç gösterdiğini anlayamıyoruz. Ülkeyi yönetenlerin halkına karşı son derece şefkatli ve yapıcı olması gerekirken tüm silahlı güçlerini kimyasal silahlar kullanabilecek kadar halkın üzerine salması anlaşılır gibi değil.
Fakat anlaşılan bir şey var ki o da Suriye yönetiminin Suriye halkını artık temsil etmediğidir. Halkının can ve mal güvenliğine saldıran bir yönetim diktatörya dan başka bir yönetim değildir ve diktatör yönetimlerin bu yüzyılda yeri yoktur.
Bu gelişmelerden sonra Suriye yönetiminin demokratik adımlar atacağını ve halkının isteklerine olumlu cevap vereceğini beklemek saflık olur. Çünkü Suriye derin yapılanmalarının elindeki gücü halka bırakmaya niyeti yok. Derin yapılanmaların kendi ideolojik ve ekonomik gerekçelerini tüm ülkenin menfaatlerine tercih ettiklerini yakın tarihte bir çok ülkede yaşananlar bize fazlasıyla göstermiştir. Şeffaf ve halkın insani taleplerini karşılamayan yönetimler tarihteki yerlerini almaya mahkûmdurlar.
Kendi halkına karşı böyle acımasız davranan bir yönetime artık birilerinin dur deme zamanı gelmiştir. Olayların önüne geçilemezse telafisi mümkün olmayan gelişmelerin Suriye’de yaşanması artık kaçınılmaz olacaktır ve biz Suriye halkının artık daha fazla acı çekmesine göz yumulmasını istemiyoruz.
Özellikle son zamanlarda katliamların dozunun oldukça arttığı bir gelişme seyrediyor. Uluslar arası yaptırıma sahip güçlerin Avrupa’nın ve İsrail’in menfaati söz konusu olduğunda girdikleri davranış biçimleri nedense Suriye için sergilenmiyor.
Yaptırımlar uygulanması için daha ne kadar kan dökülmesi gerekiyor merak ediyoruz doğrusu. Yoksa Suriye halkının değeri uluslar arası kamuoyunda hiç mi yok?
Şükrü KIRBOĞA
ARAPDER Genel Başkanı