Suriye radyosundan provokasyon uyarısı

Suriye'nin başkenti Şam'daki gösterilerde olaylar çıktı. Polis göstericilerin üzerine ateş açtı. 3 gösterici hayatını kaybetti.

Yapılan çağrılarda, halka dikkatli olmaları ve şüpheli şahısların güvenlik güçlerine bildirilmesi isteniyor.

Der'a kentinde başlayan olayların ardından, şüpheli durumların bildirilmesi için oluşturulan ihbar hatlarının numaraları radyo ve televizyonlarda sık sık yayınlanıyor.

Resmi haber ajansı SANA, dün gece Şam kırsalındaki bazı yerleşim birimlerinde "silahlı iki grubun, ihbar üzerine yakalandığını" duyurdu.

"Silahlı provokatörlerin bazı yerleşim birimlerinde halka ateş açtıkları, iş yerlerini soydukları, kamu malı bir aracı çaldıkları ve kundaklama eylemlerine karıştıkları" belirtildi.

Yakalanan kişi sayısı ve uyruklarına ilişkin bilgi verilmeyen haberde, "bu kişilerin sorgularında insanların toplu halde bulundukları yerlerde ateş açmak üzere hazırlandıklarını itiraf ettikleri" kaydedildi.

Lazkiye kentinde geçen hafta meydana gelen olaylar sırasında, yabancı uyruklu bazı silahlı kişilerin yakalanması provokatör iddiasını güçlendirdi. Bu gelişme, ülkede yabancılara karşı şüpheci bir yaklaşımın ortaya çıkmasına neden oldu.

Lazkiye ve Şam'da bazı mahallelerde mahalle sakinleri tarafından barikatlar kurulduğu, daha önce olay çıkan yerlerde ise mahalleye girişlerde yabancıların kimliklerinin kontrol edildiği belirtiliyor.

Türkiye'nin Şam Büyükelçiliği de internet sitesinde yayımladığı duyuruda, ülkede bulunan Türklerin pasaportlarını sürekli yanlarında taşımaları ve gerekli hallerde göstermelerini tavsiye etti.

Şam'da cuma namazı sakin geçti

Suriye'de 3 haftadır yapılan protesto gösterilerinin merkezlerinden biri olan başkent Şam'daki Emeviye Camisinde cuma namazı sakin geçti.

Cuma namazından kısa süre önce caminin önünde toplanan bir grup, namazın bitimine kadar yönetime ve Esad'a destek sloganları atarak, birlik mesajı verdi.

Namazdan sonra bir süre gösteri yapan grup, daha sonra dağıldı.

Şam'ın merkezinde bulunan Kefersuse bölgesinde ve Şam kırsalında yer alan Duma'da bazı grupların güvenlik güçleriyle karşı karşıya geldiği de bildirildi.

Duma'da dün gece güvenlik güçleri tarafından silahlı provokatörlere karşı operasyon yapıldığı, bazı kişilerin tutuklandığı bildirilmişti. Bu kişilerin Duma'da yağma ve kundaklama eylemine karıştığı duyurulmuştu.

'Suriye’de dökülen kanlar ortaya çıkmasın diye basın ülkeden uzaklaştırılıyor'

Suriye Müslüman Kardeşler Genel Sekreteri Riyad El-Şıkfi, Suriye’de dökülen kanların ortaya çıkmaması için basının ülkeden uzaklaştırıldığını söyledi. Suriye’deki yönetim açısından medyanın büyük bir korku kaynağı olduğunu ifade eden Şıkfi, “Şu bir gerçektir ki, basın onların kanlı yüzünü göstermektedir.” dedi.

Türkiye’deki sivil toplum kuruluşlarıyla görüşmek üzere İstanbul’a gelen Suriye Müslüman Kardeşler (İhvanı Müslimin) temsilcileri, Suriye'de yaşanan sivil halk ayaklanmasını değerlendirdi. Eresin Otel’de yapılan toplantıya Suriye Müslüman Kardeşler Genel Sekreteri Riyad El-Şıkfi, Müslüman Kardeşler Siyasi Büro Şefi Muhammed Faruk Tayfur, MAZLUMDER Genel Başkanı Ahmet Faruk Ünsal ile çok sayıda yerli ve yabancı basın mensubu katıldı.

Riyad El-Şıkfi Suriye’deki ayaklanmanın Dara şehrinde çocukların duvarlara yazdıkları ‘artık bitmeli’ yazılarla başladığını belirterek, çocukların gözaltına alındıktan sonra işkenceye maruz bırakıldığını iddia etti. Çocukların siyasi olayları idrak edememesine rağmen işkenceye maruz bırakılmasına halkın tepki gösterdiğini belirten Şıkfi, “Dara halkı tutuklanan çocukların bırakılması için yürüyüş yaptılar.

Suriye’deki halkın en doğal hakkı olan yürüyüş hakkına karşılık bir saldırıda bulundular. Dara’da ilk şehitler ortaya çıktı. aynı şekilde daradaki durumdan etkilenen çeşitli şehirlerdeki insanlar da başta yolsuzlukların bitirilmesi, kanunsuzlukların ortadan kaldırılması için sokaklara döküldüler. Kolluk güçleri buna karşılık da şiddet uyguladı.” diye konuştu.

Suriye’de basın mensuplarının ülkeden uzaklaştırılması için çalışıldığını belirten Riyad El- Şıkfi, “Hiçbir şekilde basın mensuplarına haberler ulaşmasın. Dara’daki olaylar başlayınca oraya gitmek isteyen tüm basın mensuplarına izin verilmemişti. Onları geri göndermişlerdi. Şu bir gerçektir ki basın onların kanlı yüzünü göstermektedir.

Hama katliamında basın bu kadar geniş olmadığından çok rahat bir şekilde günlerce süren bir kuşatma neticesinde katliam yaptılar. Artık bir olay nerede olursa olsun anında duyulmaktadır. Bunu Dara’da gördük. Basının oraya girmeye çalışmasının engellenmesiyle biz bazı şeyler olacağını anladık. Basın onlar için gerçekten çok büyük bir korku kaynağıdır. Yaptıkları suçların döktükleri kanların ortaya çıkmasından korkuyorlar.” ifadesini kullandı.

Muhammed Faruk Tayfur, AK Parti’ye ve hükümete Arap ülkelerine yapmış oldukları açılımlardan dolayı minnettar olduklarını söyledi. Türkiye’nin başlatmış olduğu ilişkilerden dolayı iş birliğinin en üst seviyeye çıktığını dile getiren Tayfur, “Sıfır sorun politikasıyla Türkiye’ye hem komşularına hem de tüm dünyaya büyük dersler vermekteler.

Bizler Türkiye’de insan şerefine ve hürriyetine çok büyük önem verildiğini gördük. Bizler Osmanlı var iken aynı hayatı paylaşıyorduk. Biz bunların bilincindeyiz. Şuandaki hükümetin insan haklarına saygılı bir şekilde yapmış olduğu politikalarını destekliyoruz.” ifade etti.

Ahmet Faruk Ünsal ise Suriye’de 49 yıldır devam eden olan üstü halin sürdürülmesinin mümkün olmadığını belirtti. .

En temel insan haklarının sağlanması gerektiğini söyleyen Ünsal, “Siyasi katılım kanalları açılmalı, siyaset gücünün sadece bir aile ve zümre tarafından kullanılması artık kabul edilemez. 2000 yılında göreve geldiğinde reform sözü veren Beşşar Esed’ın esasında hiçbir şey yapmaya niyeti olmadığını ortaya koydu. Tüm bu olayların arkasında klasik bir bahaneyle ‘İsrail istediği için bunlar’ oluyor dedi. Oysa Suriye halkı insan haklarına saygı istiyor.” şeklinde konuştu.

AA- CHN 

Dünya Haberleri