Hanedan Reisi 95'ini gören ilk Osmanlı
Osmanlı padişah ve şehzadeleri içinde 95 yaşına giren ilk kişi olan Osman Ertuğrul yaşgününü İstanbul'da kutlamıştı. 1924'te yurtdışına gitmek zorunda kalan Ertuğrul 2 yıl önce vatandaşlığa geçebilmişti.
DOĞUM GÜNÜNÜ İSTANBUL'DA KUTLAMIŞTI
Osmanlı hanedanının en kıdemli üyesi "Hanedan Reisi" diye adlandırılan Osman Ertuğrul Efendi, 95'inci yaşgününü Boğaz sırtlarında, çocukluğunda dedesi Sultan Abdülhamit'in dizinde oturduğu Beylerbeyi Sarayı'nın biraz ötesinde dostlarıyla birlikte neşe içinde kutlamıştı. İki yıl önce Türk vatandaşlığına geçtikten sonra ikinci kez yaşgününü doğduğu şehirde kutlayabilen Osman Ertuğrul, "Burada, İstanbul'un bu güzel manzarasında, vatanımda olmaktan memnunum" dedi. Hanedan devam etseydi "padişahımız" unvanını taşıyacak Osman Ertuğrul'un yaşgünü, Kandilli'de Boğaz manzaralı bir tepede Pay-i Taht'ın tüm sembollerinden uzak, resmiyetten arındırılmış bir dost meclisiydi. New York'ta yaşayan Osman Ertuğrul ve eşi Prenses Zeynep Hanım, uzun ve hastalıklarla daha da ağırlaşan bir kışı geride bırakıp Türkiye'de dostlar arasında olmanın neşesini yaşıyordu. 1924'te Osmanlı Hanedanı'nın tüm erkek evlatlarıyla birlikte İstanbul'u terk etmek zorunda kalıp ilk kez 1992'de ülkesine geri dönen Osman Efendi, üç yıl önce New York'ta Başbakan Tayip Erdoğan'la tanışmış, ardından tüm ömrü boyunca devam eden pasaport çilesine veda ederek Türk pasaportu alabilmişti. (60 yıldır ABD'de yaşamasına karşın vatanı dışında bir ülkenin pasaportunu reddeden Osman Efendi Amerikan vatandaşlığı almamış, ömrünü "seyahat belgesi" adı verilen sertifikalarla seyahat ederek geçirmişti) Eşi Prenses Zeynep Tarzi'nin Osman Efendi'nin 94'üncü yaşgünü için verdiği sürpriz davet, erkek kardeşi Mahmut Tarzi'nin boğaz sırtlarındaki villasının bahçesinde gerçekleşti. Türkiye'de ilk kadın doğum kliniklerini kuran Pakize Tarzi'nin kızı olan ve Afgan kraliyet ailesinden gelen Zeynep Hanım, büyük bir sevgiyle üzerine titrediği eşinin yakın dostlarını çağırdı. Birkaç istisna dışında davetlilerin büyük bölümü, uzun ve uluslararası yaşamlarına karşın şimdilerde emekli ya da torunların zevkini tadan İstanbul elitiydi.