Çağdaş Gazeteciler Derneği'nin verdiği '2009 Yılının Başarılı Gazetecileri' ödüllerinde NTV'den Mete Çubukçu 'Mahmur Mülteci Kampı: Geri Dönüşler Sürecek mi?' haberiyle 'Mahmut Tali Öngören Televizyon Ödülü'nü, kazandı.
Mete Çubukçu’nun kazandığı ödül, ÇGD’nin ödül verirken ne denli araştırma yaptığını da vahim biçimde ortaya koydu.
Çubukçu’nun Mahmur’dan yaptığı yayınlarda çok önemli çeviri skandalları yaşanmıştı çünkü. Çubukçu’nun çevirmen olarak bulduğu kişilerin çevirdikleriyle, Kürtçe konuşan kişilerin söyledikleri arasında neredeyse taban tabana zıttı.
Çubukçu’nun kamptan bir evden yaptığı yayında bu durum zirveye vurdu. Ev halkıyla tek tek konuşan Çubukçu, sorularını sordu ve çevirmen de bunları önce Kürtçe olarak muhatabına çevirdi. Ardından da sorunun muhatabının söylediklerini Türkçe olarak Çubukçu’nun tuttuğu mikrofona söyledi. Olay canlı yayında gerçekleşti.
Evde ilk soru evin hanımına soruldu. Geri dönmek isteyip istemediği yönündeki soruya, evin hanımı Kürtçe olarak cevap verdi ve kendi hastalığından başının sürekli ağrıdığından, çocuğunun hastalığından bahsetti, kampta tedavi olamadıklarını söyleyerek dönmek istediğini ifade etti.
Ancak Çubukçu’nun tercümanı bunu; önderimize özgürlük olmadıkça dönmeyiz, af olmadıkça dönmeyiz gibi tamamen ideolojik bir metin olarak çevirdi.
Sonra evin diğer ahalisiyle aynı durum tek tek devam etti. Hemen herkes yaşam şartlarının zorluğundan bahsederek dönmek istediklerini söylediler.
Ama tercüman hepsini, siyasi söylemlere çevirerek Apo’ya özgürlük, PKK’lılara genel af, yasal düzenlemeler tabanında kendi kafasında kurduğu biçimde ideolojik vurgularla çevirdi.
NTV izleyen ve Kürtçe bilen herkes, Çubukçu’nun PKK’lı ya da PKK sempatizanı birini tercüman olarak tutup yaptığı bu skandal yayının şoku içindeydi.
Ama asıl şok sonradan geldi.
Çubukçu yayını bitirirken, tercümanın yaptığı bu yalan çevirilere dayanarak, Mahmur’dakilerin dönmek istemediği şeklinde yorumla yayını kapattı ve sözü merkeze bıraktı.
Mahmur’daki o evden yapılan yayın skandalın doruk noktasıydı.
Bu yayının yapıldığı günler, Açılım Süreci’nin en hızlı olduğu, geri dönüşler nedeniyle halkın gergin olduğu günlerdi. Çubukçu PKK sempatizanı tercüman aracılığıyla yaptığı yayında toplumda var olan bu tepkilere adeta benzin döktü. Açılım sürecine bir dinamit de bu yayınla oldu.
Oysa iyi bir televizyoncu, Kampa gidip orda hem Kürtçe hem Türkçe bilen birini bulup tercüme yaptırmaz.
İyi bir televizyoncu, canlı olarak vereceği böylesi bir yayında güvenilir bir tercümanı yanında götürür ve sağlam yayın yapar. Gittiği yer belli…
Hele çok çok hassas böylesi bir konuda.
Mete Çubukçu’nun hem de “haber müdürü” sıfatını taşıyan biri olarak yaptığı bu büyük hata/skandal NTV tarihine geçecek gibiydi.
Açılımın sıcaklığında NTV’nin bu skandalı arada kaynadı ve gitti. Ta ki Çağdaş Gazeteciler Derneği önceki gün bu habere ödül verene dek.
ÇGD, Mete Çubukçu’ya Mahmut Tali Öngören Televizyon Ödülü'nü verdi.
Habere ödül veren ÇGD haberin doğru olup olmadığını araştırmadan ödülü Mete Çubukçu'ya vermişti.
ÇGD en azından o haberin doğru olup olmadığını Kürtçe tercüme bürolarından birinde konuyu çek ettiremez miydi?
Böyle bir skandal habere ödül veren ÇGD şimdi ödülü Mete Çubukçu'dan geri alacak mı?
Kaynak: Postmedya