Geçtiğimiz günlerde ulusal konularda referandum yapılmasını kolaylaştıran bir yasayı kabul ederek siyasî gerilime yol açan Bosnalı Sırplar, ülkedeki yabancı hâkim ve savcıların görev sürelerinin uzatılması kararını referanduma götürme peşinde. Sırp Cumhuriyeti Başbakanı Dodik'in, referandumu bağımsızlık yolunda bir test olarak kullanma amacı güttüğü yorumları yapılıyor.
Bosna-Hersek'i Avrupa-Atlantik kurumlarıyla bütünleştirecek reformları engelleyen Sırplar, yeni bir siyasi kriz için düğmeye bastı. Bosna-Hersek'i oluşturan iki yapıdan biri olan Sırp Cumhuriyeti, yabancı hakim ve savcıların görev sürelerinin uzatılması kararını referanduma götürme peşinde. Bu durum, Sırp Cumhuriyeti'nin Bosna'dan ayrılması yolunda bir test olarak görülüyor.
Sırp Cumhuriyeti Başbakanı Milorad Dodik, söz konusu hakim ve savcıların 'yasal' olmadığını savunuyor. Bağımsızlık seçeneğini ihtimal dahilinde zikreden Dodik, Bosna-Hersek'i 'sanal ve gereksiz' bir ülke olarak tanımlıyor. Uluslararası Yüksek Temsilcilik ise ülkedeki aksaklıkların sorumlusu olarak Dodik'i suçluyor. Sırp liderin, kendisine yönelik yolsuzluk suçlamaları nedeniyle yabancı hakim ve savcılara karşı çıktığı yorumları yapılıyor. Ayrıca seçimler yaklaştığı için Dodik'in milliyetçi oyların peşine düştüğü de ifade ediliyor.
İngiliz yayın kuruluşu BBC, "Bosna, siyasi kriz noktasına yaklaşıyor" başlığıyla verdiği haberinde, yabancı hakim ve savcıların görev süresinin uzatılmasının, Sırp bölgesinde 'siyasî fırtınaya' yol açtığı yorumunda bulundu. Başbakan Dodik, bu görevliler için 'meşruiyetleri yok, yasal değiller' iddiasında bulundu. 1995'te Bosna Savaşı'nı sona erdiren Dayton Anlaşması çerçevesinde oluşturulan Yüksek Temsilcilik'in bu tür kararlar alma yetkisi bulunuyor. Dodik ise bu karar ve Dayton Anlaşması'nın referanduma sunulmasını istiyor. Bunun için Sırp Cumhuriyeti meclisi, ulusal konularda referadum yapılmasını kolaylaştıran bir yasayı kabul etmişti. Ancak Bosna-Hersek Cumhurbaşkanlığı Konseyi'nin Boşnak üyesi Haris Slaydziç ise, bölgelerin tek başına referanduma gitme hakkına sahip olmadığına dikkat çekiyor.
"Savaş sonrası en ciddi siyasi ihtilaf" nedeniyle Barışı Uygulama Konseyi, başkent Saraybosna'da bir araya gelerek herhangi bir referandumun "tehlikeli bir yol olduğu" uyarısında bulundu. Dodik'in, bu referandumu Sırp Cumhuriyeti'nin bağımsızlığı yolunda bir test olarak kullandığı yorumları yapılıyor. Dodik ise "Bölünme, gündemimizde değil. Ancak bu ülkeyi fonksiyonel hale getiremezsek barışçıl bir şekilde ayrılma için görüşmeyi seçenek dışı bırakmamalıyız." diye konuşuyor. Ancak Bosna'nın parçalanmasının yeni çatışmaları doğurabileceği, Hırvatların da ayrılmak isteyebileceği, tüm bunların ise Balkanlar'daki ayrılıkçılığı cesaretlendirebileceği uyarıları yapılıyor.
Yüksek Temsilcilik Başkan Yardımcısı Raffi Gregorian, herhangi bir referandumun "provokatif" olacağı uyarısı yapıyor. Bosna'daki tıkanıklık yüzünden Dodik'i suçlayan Amerikalı diplomat, "Dodik, Sırp bölgesinde tek parti iktidarı kurdu. Geçtiğimiz yıllarda Dodik hakkında olumlu izlenimlerimiz vardı; ancak başbakan olunca daha az yapıcı olmaya başladı." ifadelerini kullanıyor. Sırpların bağımsızlık için referandumu hedefleyip hedeflemediğine yönelik soruya karşılık, "Konuşmalarla, yasalarla, devlet kurumlarını parçalama çabaları ya da çalışmalarını engellemeyle 4 yıldır devam eden bir şarkı bu. Hepsi bir yöne doğru hareket gibi. Asıl soru nereye kadar gidecekleri." diye konuşuyor.
1992-95 savaşının ardından imzalanan Dayton Antlaşması'yla birlikte Boşnak-Hırvat Federasyonu ve Sırp Cumhuriyeti şeklinde kurulan Bosna-Hersek, karmaşık sistem ve entitelerin veto hakkı nedeniyle bir normal bir devlet gibi çalışamıyor. Sistemi düzeltme ve AB ve NATO ile entegrasyon konusundaki reform girişimleri Sırplar tarafından engelleniyor.