Bosna-Hersek'in kuzeybatısında yer alan Bujim kentinde, 2. Abdülhamit Han döneminde gönderilen fermanla cuma günleri okunmaya başlanan ve halk arasında “Sultan Duası” olarak bilinen gelenek, aradan geçen yıllara rağmen yaşatılmaya devam ediyor. Cami cemaati, cuma namazının farzının ardından "Devleti Aliyeyi Osmaniye ve ordusunun muzafferiyeti" için dua ediyor.
Fatih Sultan Mehmet tarafından 1463 yılında fethedilen Bosna-Hersek'te Osmanlı'ya ait birçok iz hala korunmaya devam ediyor. Osmanlı'ya ait çok sayıda cami, medrese, tekke, han, hamam, türbe ve köprünün ayakta kaldığı Bosna-Hersek'te, kültürel ve dini hayatta da Osmanlı'ya ait izler hala yaşatılmaya devam ediyor.
Osmanlı'ya ait önemli bir geleneğin yaşatıldığı kentlerden birisi de Bosna-Hersek'in kuzeybatısında bulunan ve 1992-1995 yıllarındaki savaşta en büyük direnişin gösterildiği, tarih boyunca ise “kahramanlar kenti” olarak anılan Bujim...
Fatih'in Bosna'yı 1463 yılında almasına rağmen 1578 yılına kadar Osmanlı idaresine geçmemekte direnen Bujim, sonraki yıllar ise Osmanlı ordusuna çok sayıda asker ve komutan yetiştiren bir kent olarak da tarih kayıtlarına geçti.
2. Abdülhamit Han döneminde gönderilen fermanla Bosna-Hersek topraklarında okunan ve halk arasında “Sultan Duası” olarak bilinen gelenek, bugün sadece Bujim Kalesi'nin yakınında, 1835 yılında inşa edilen “Stara Drvena Dzamija”da (Eski Ahşap Cami) devam ettiriliyor. Bujim Kalesi 300 yıl boyunca Osmanlının batı sınırıydı.
Her hafta cuma günü bu camiye gelen çok sayıda Boşnak, kılınan 2 rekat farzın ardından ellerini açarak yıllar önce kendilerine öğretilen duayı okuyor. Bakara suresinin ilk ayetleriyle başlayan duada, daha sonra “Devleti Aliyeyi Osmaniye ve ordusunun muzafferiyeti, dünyadaki Müslümanların saadeti ve huzuru için” niyazda bulunuluyor.
‘OSMANLI'NIN EN UFAK BİR İZİ BAŞKA DEVLETLERİN EN MODERN SİSTEMİNE
TERCİH EDİLİR’
Duanın yapıldığı tarihi camide 1997 yılından bu yana imam olarak görev yapan 36 yaşındaki Emin Groşiç, sözkonusu duanın Sultan Abdülhamit döneminden bu yana her cuma okunduğunu söyledi.
“Sultan Duası”nın, Sultan Abdülhamit'in fermanı ile yola çıktığını ifade eden Groşiç, “Bu duanın içeriğinde, Osmanlı devleti, Müslüman milleti, şanlı Osmanlı Ordusu ve saltanatın her köşesindeki insanlar için niyazda bulunulur. Sultan'ın fermanı ile o zamanki Osmanlı Devleti'nin her tarafında okunmaya başlamasından dolayı bu duaya 'Sultan Duası' deniliyor” dedi.
Bu duanın Bujim'de korunmasının nedenlerinden de söz eden Groşiç, şunları kaydetti:
“Buradaki insanların Osmanlı'ya karşı o sıcak duyguları hiç azalmamıştır. Osmanlı'nın en ufak bir izi, kalıntısı başka devletlerin en modern sistemine tercih edilir. Buradaki insanlar dünyayı sarsan o devletin sınırını yüzyıllarca korumuştur. Sultan Duası'nın okunması da aslında gayet normal bir durumdur.”
Sultan Duası'nın her cuma namazının farzı sonrasında okunduğunu anlatan Groşiç, “Cemaat toplu bir şekilde ellerini açar ve sessizce duayı okur. Ancak herkes aynı duayı okur. Çünkü bu dua bize büyüklerimiz tarafından ezberletildi. Ve kuşaktan kuşağa taşınarak bugünlere getirildi” dedi.
Emin Groşiç, Bosna savaşı sırasında büyük başarılara imza atan Bujimli şehit komutan İzzet Naniç ve silah arkadaşlarının da savaş zamanında “Sultan Duası”nı hep okuduklarını vurgulayarak, “Büyük bir ihtimalle ettiğimiz bu duadan dolayı savaş zamanında bu bölgede büyük kahramanlıklar gösterildi” diye konuştu.
Yaklaşık 70-80 yıl öncesine kadar “Sultan Duası”nın Bosna-Hersek'in birçok camisinde okunduğuna işaret eden Groşiç, özellikle Yugoslavya döneminde bu duanın camilerin çoğunda okunmasının yasaklandığını kaydetti.
Bujim kentinin camilerinin bağlı olduğu Bihaç Müftüsü Hasan Makiç de, Bujim'deki tarihi caminin özellikle cuma günlerinde dolu olduğuna işaret ederek, bunun en önemli sebepleri arasında okunan “Sultan Duası” olduğunu kaydetti.
Bu arada, “Sultan Duası”nın okunduğu tarihi camide, bir ferman ve vakıfnamenin aslı da korunuyor. Fermanda, caminin yapılmasına verilen izin ve çevreden ne kadar ağaç kesileceği belirtiliyor.
Öte yandan, tarihi caminin önünde Osmanlı zamanında hacca gidenlerin üzerine çıkarak halkı selamladığı 50 santimetre yüksekliğindeki “hacı taşları” da hala korunuyor