Daha çok kış aylarının hastalığı olan zatürre, yaz aylarında, özellikle turizm sezonunun en hareketli olduğu günlerde ölümle sonuçlanabilen ciddi sorunlara sebep oluyor.
İyi temizlenmemiş otel klimaları ve banyolarının hastalığa davetiye çıkardığını belirten uzmanlar, halk arasında 'yaz zatürresi' olarak bilinen 'lejyoner' hastalığına yol açan 'Lejyonella bakterisi'nin daha çok yazın çoğaldığına dikkat çekiyor.
Bursa Prof. Dr. Türkan Akyol Göğüs Hastanesi Başhekimi Uzm. Dr. Burhanettin Alkan, yaz zatürresinin son derece ciddiye alınması gerektiğini söyledi.
'Yaz zatürresi'nin, klinik olarak diğer zatürrelerden farklı belirtiler verdiğini, bu nedenle kolayca ilerleyebildiğini kaydeden Dr. Alkan, "Hastalığın kış yerine yaz mevsimini tercih etmesi ise, hastalık yapan bakterinin yaşadığı ve çoğaldığı ortamdan kaynaklanıyor. Bakteri sularda yaşar ve doğal olarak bulunduğu yerler ise göller, nehirler ve kaplıca sularıdır. İnsanlara en çok bulaşma ortamları ise klimalı ortamlar, havuzlar, banyolardaki havalandırma boruları, musluklar gibi ıslak ortamlardır." şeklinde konuştu.
Alkan, "Yaz aylarında iyi temizliği yapılmamış otel klima ve banyoları, havuzlar ya da otobüs klimaları, enfeksiyon odağı olarak kendini gösterir. Lejyonella bakterisinin üremesi için ideal ısı 40 derece civarındadır. Yapılan araştırmalarda atipik zatürre denilen, yani klasik zatürre dışı kalan enfeksiyonların dörtte birinden bu bakteri sorumludur. Erkeklerde daha fazla görüldüğü saptanmıştır. Bu bakteri herkeste hastalık yapmayabilir. Etkinliğini artıran en önemli neden, kişilerin altta yatan kronik bir hastalığının olmasıdır" dedi.
Uzm. Dr. Burhanettin Alkan, şeker hastalığı, böbrek yetmezliği, kalp kapak hastalıkları, kronik bronşit, amfizem, düzenli alkol kullanımı, karaciğer hastalıkları, kortizon kullanımı gibi durumların hastalığın etkinliğini artırdığını kaydetti.
Hastalığın en önemli bulgularından birinin kişide 40 dereceye varan yüksek ateşe yol açması olduğunu hatırlatan Alkan; titreme, eklem ağrıları, baş ağrısı ve ileri derecede yorgunluğun da hastalığın belirtisi olduğunu dile getirdi.
Hastalarda zaman zaman ishal görüldüğünü vurgulayan Alkan, "Çekilen akciğer filmlerinde yaygın olarak akciğerlerin tutulduğu gözlenir. Bu nedenle hastanın yoğun bakımda bile yatması gerekebilir. Yaz zatürresinde erken tanı konulması ve tedaviye hemen başlanması tüm hastalıklarda olduğu gibi tedavi başarısını ve ölüm riskini azaltıcı bir nedendir. Toplumda yaz zatürresi kaynaklı ölüm oranı yaklaşık yüzde 15'tir. Antibiyotik tedavisi mükemmel olan, altta yatan hastalığı olan kişilerde ölüm yüzde 25 gibi yüksek bir orandır. Bu oranlar hastalığın ciddiyetini ortaya koymaktadır. Hastalıktan korunmak oldukça basit yöntemlerle mümkün olmaktadır." diye konuştu.
Alkan sözlerini şöyle sürdürdü; "Yaz mevsimi öncesi yapılacak olan dezenfeksiyonlar, örneğin, muslukların ve duş başlıklarının yüksek ısıda basınçlı su ile yıkanması en basit önlemler arasındadır. Öncelikle depo, tank gibi herhangi bir sisteme girer. Paslı ve nemli ortamlarda çoğalır. Püskürtücü bir sistem aracılığıyla bakteri, (örneğin, duş başlıkları, çeşmeler, soğutma kuleleri) havaya yayılır ve solunum yoluyla vücuda girer. Hastalık, salgın şeklinde yayılabilir. Sistemlere ise içme suyu yoluyla ulaşır. Soğutma kulelerinde milyonlarca küçük su taneciği etrafa yayılır ve bu su 'lejyonella' içeren su tanecikleri solunum yoluyla vücuda girer. Lejyoner hastalığına yakalananların yüzde 15'den fazlası soğutma kuleleri nedeniyle bu hastalığa yakalanmaktadır. Bakteri, özellikle 25 -40 derece sıcaklıkta ortaya çıkar. Suyun bulunduğu yerlerin paslı veya kirli olması bakterinin oluşmasına sebep olur."