Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, AK Parti Hatay İl Danışma Meclisi Toplantısı’na katıldı. Muhalefeti eleştiren Arınç, Cumhurbaşkanlığı seçim sürecini hatırlatarak, sert çıktı. Arınç, “Siz gericisiniz, yobazsınız, sizin aday göstereceklerinizin hepsinin başında örtü var, siz geçmişte şu partideydiniz” gerekçesiyle AK Partiden bir Cumhurbaşkanı olamayacağını ileri sürüldüğünü belirterek, “Bunların hiç birinin bir tükürük kadar kıymeti olmadığını” dedi.
O dönemde yaşanan süreci anlatan ve 367 sayısı için DYP ve ANAP ile görüştüklerini belirten Arınç, şöyle devam etti:
* KARADAYI ‘GİRMEYİN’ DEMİŞ: O dönemde Anavatan Partisi oylama için meclis salonuna girmedi. O zamanki genel başkanları bir zamanlar bizde bakandı.Sonunda bir gün itiraf etti neden içeri girmediklerini. Dedi ki; ’Biz içeri girip girmeme konusunda nabız yokladık. Bütün il başkanlarını topladım. Cumhurbaşkanlığı seçimlerine girelim mi diye sordum. Tüm il başkanları girelim dedi. Çünkü Özal’ın hakkı var. Tam bu niyetle İstanbul’dan Ankara’ya gelmek için havaalanına gittim. Havaalanında beni 28 Şubat’ın o omzu kalabalık adamı İsmail Hakkı Karadayı karşıladı. Bana ’İçeri gireceğinizi öğrendim doğru mu?’ diye sordu. Böyle bir karar aldığımı söyleyince ’Sakın ola ki içeri girmeyin’ dedi. Ben uçağa bininceye kadar girme taraftarıydım Ankara’ya inince içeri girecek kadar cesaretim kalmamıştı.’ ANAP ondan sonraki seçimlere katılamadı, Doğru Yol ile bir parti bile kuramadı. Millet onu defterden sildi.
* AĞAR’A DA SÖYLENMİŞ: Mehmet Ağar’ın o dönemde 4 milletvekili vardı. Ona da birileri gitme dedi. O da milleti dinlemedi, siyasi hayattan gitti.
* SEN MEMURUMSUN: 27 Nisan e-muhtırasını kastedederek) Bize aba altından sopa gösteriyor. Kime? Hükümete. Kime? Meclise? Kim gösteriyor? Hiç de hakkı olmayan birisi. Hiç bir demokraside böyle bir demokrasiyi kabul etmek mümkün değil. Ama zannettiler ki ’Ben böyle yazar ve korkutursam, onlar teslim’ olurlar. Çünkü hep öyle örneklerini gördüler. Nelerini biliriz biz; küçücük bir açıklamaya karşı, karşı beyanda bulunma cesaretinden mahrum, elleri kolları titreyenleri biliriz. Milletin en çok nefret ettiği şeyi yıllarca siyaset yapıp, postal yalamaktan başka hiçbir meziyeti olmayan siyasal iktidarları gördük. O sabah bunun cevabını verdik. Otur oturduğun yerde. Sen benim emrimde bir memursun, benim ne yapacağıma karışamazsın. O kadar. Bizim öğrendiğimiz siyaset bu. Herkes işini yapacak. Herkes kendi işini güzel yapacak. Hiç kimse kimsenin yetkisine hakkına karışmayacak. Hele hele ’Egemenlik milletindir’ dedikten sonra millete rağmen, onun istemediği hiç bir şeye cesaret etmeyecek. Sizler bize dua ettiniz biz de sizi mahcup etmedik. O yüzden 27 Nisan akşamı yapılan bu suçlamaya 28 Nisan sabahında verdiğimiz cevap bize yüzde 47’leri nasip etti.Üzerinden 40-50 yıl geçti Menderes’e rahmet diliyorlar ama onu asanlara selam bile vermediler. Bakkaldan ekmek istediler ’Sana ekmek yok, katilsin sen’ dediler. Kimse şimdi Salim Başol’ları hatırlamıyor, kimse Ömer Altay Egesel’lere dilinin ucuyla bile bir teşekkür etmiyor. O üç mazlumun, o üç masumun, o üç şehidin hatırasını 1961’den beri hale kalbinde yaşatan bu aziz millet, darbeler döneminin bittiğini, AK Parti’nin sayesinde görüyor, 7’sinden 70’ine ona dua ediyor.