Demirtaş, Viyana'dan sonra Lahey'de seçmenleriyle buluştu ve Hollanda Kürt Federasyonu'nun toplantısı öncesi basın toplantısı gerçekleştirdi. Toplantıda Demirtaş, temel konuları 4 maddede özetledi.
Bunlar, son günlerde sıkça dile getirilen özerklikkonusu, seçim güvenliği, PKK'nın HDP'ye yönelik açıklamalarına yanıt ve "Türkiye'deki rejime yönelik darbe" tartışmalarıydı.
"SİLAH YOLUYLA ÖZERKLİK İLANINI DOĞRU BULMUYORUM"
HDP Eş Genel Başkanı özerklik talebini, "devletin baskılarına karşı bir sivil bir isyan ve itaatsizlik" olarak değerlendirdi ancak, "silah yoluyla özerklik ilanını da doğru bulmadığını" vurgulamak istedi:
"Tabii ki kentlerde silah kullanılmasını, bazı yerlerde göstericilerin eline silah alarak 'özerklik ilan ettik' demesini doğru bulmuyorum. Bu bir sivil inisiyatiftir. Doğru olan tutum budur. Sivil alanda kalmasında her halükârda fayda görüyorum."
DURAN KALKAN'IN MESAJINA YANIT
Demirtaş'a, "ateşkes" çağrısı üzerine PKK yöneticilerinden Duran Kalkan'ın, "HDP neyi başarmış ki, bize silah bırakma çağrısı yapıyor?" açıklaması anımsatıldı.
"Hiçbir şey kazanmadıysa; bu çağrıyı yapabilecek kadar halkın desteğini alıp, özgüven kazandı" yanıtını verdi.
Demirtaş, PKK'ya yönelik çağrının "silah bırak" değil, "karşılıklı ateşkes ve masaya dön" çağrısı olduğunu söyledi.
Demirtaş'a göre, Kalkan'ın açıklaması da doğrudan kendilerine verilmiş bir yanıt değil: "Siyaset neyi başardı ki bize silahları sustur diyor. Siyaset başarmış olsa zaten silah devreye girmezdi' diye okuduk biz onu. Medyada, 'Kandil'den fırça' gibi verilmek istendi ama o öyle değil. Çağrımızı tekrarlıyoruz. Karşılıklı ateşkes olmalı ve kesinlikle müzakereye dönülmelidir. Biz bu konuda ısrarcıyız."
"ERDOĞAN TÜRKİYE'Yİ ATEŞE ATIYOR"
HDP Eş Genl Başkanı, sözlerine Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı eleştirerek başladı. Demirtaş'a göre, Erdoğan iktidardan düşmemek için Türkiye'yi ateşe atıyor. Demirtaş, "Türkiye'de her gün kan akıyor, bunlar da Erdoğan'ın planladığı ve kendi rejiminin, dikte etmeye çalıştığı rejimin kalıcı olması açısından öngördüğü planlamalardır" dedi.
TÜRKİYE PARTİSİ- KÜRTLERİN ÖZERKLİĞİ
Demirtaş, HDP'nin "Türkiye partisi olduğunu" belirtti. "AK Parti'nin "bu anlayışına karşı 1 Kasım'da kendilerinin umut olduğunu" söyledi. Bu noktada, "Kürtler'in özerkliğinin kaçınılmaz olduğu" yönündeki açıklamasını hatırlatıldı. Bunun, "Türkiye partisi" söylemiyle çelişip çelişmediğini sordum.
TÜRKLER İÇİN DE ÖZERKLİK İSTİYORUZ
Demirtaş, "Biz sadece Kürtler'e özerklik istemiyoruz. Türk seçmene de özerklik vaadediyoruz" dedi. Tek adam sistemi yerine, yerinden yönetim modeli istediklerini söyledi. Demirtaş'a göre Türkiye için en uygun birlikte yaşama modeli özerklik.
Bunu, "Herkesin yönetime katılabileceği, bölünmeden, parçalanmadan bir arada demokratikleşmenin sağlanabileceği, çağdaş bir model" sözleriyle tanımladı. Özerklik isteminin "Türkiyeli söylemini ve HDP'nin paradigmasını destekleyen" bir politika olduğunu söyledi.
"BU BİR SİVİL İNİSİYATİFTİR"
HDP Eş Genel Başkanı özerklik talebini, "devletin baskılarına karşı bir sivil bir isyan ve itaatsizlik" olarak değerlendirdi ancak, "silah yoluyla özerklik ilanını da doğru bulmadığını" vurgulamak istedi: "Tabii ki kentlerde silah kullanılmasını, bazı yerlerde göstericilerin eline silah alarak 'özerklik ilan ettik' demesini doğru bulmuyorum. Bu bir sivil inisiyatiftir. Doğru olan tutum budur. Sivil alanda kalmasında her halükârda fayda görüyorum."
Bir gazeteci, artan şiddet ortamında güvenli bir seçim yapılıp yapılmayacağını sordu.Selahattin Demirtaş, "Bu şiddet yükselişi aynı düzeyde devam ederse ben sandıkların kurulabileceğini bile düşünmüyorum" karşılığını verdi.