Bu yazın en çok konuşulan ve laikçi kesimin bir bardak suda fırtına koparmasına sebep olan tiyatrolarda değişen bir şey yok! Geçtiğimiz Mayıs ayında Türkiye gündemine bomba gibi düşen İstanbul Şehir Tiyatroları’nda repertuar kurulunun değişmesinde beklenen olmadı. Geçtiğimiz yılki repertuarda rahatsızlık oluşturan oyunlar bu yılki repertuar listesinde de yerlerini korurken Müslüman şair ve yazarların oyunlarına ise geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi yer verilmedi.
Akit gazetesinden Fahrettin Dede'nin haberine göre ŞT’nin hazırlıklarını tamamladığı 2012-2013 sezonu repertuar listesinde geçtiğimiz yılın çok tartışılan oyunu “Günlük Müstehcen Sırlar” da kendisine yer buldu. Repertuar listesinde eski Genel Sanat Yönetmeni Ayşenil Şamlıoğlu’nun oyunlarına dokunulmazken, toplumun en büyük taleplerinden biri olan Necip Fazıl Kısakürek gibi isimlerin oyunlarına ise yer verilmedi. Ulaştığımız İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Hilmi Zafer Şahin ise, hali hazırda oynayan oyunların kaldırılması gibi konuların tartışılmadığını ve Necip Fazıl Kısakürek başta olmak üzere pek çok yazarı sahiplendiklerini söyledi.
ŞEHİR TİYATROLARI’NDA ZİHNİYET DEĞİŞMEDİ
Tiyatrocular ise koparılan fırtınaya rağmen bir değişiklik yaşanmamasına tepkili! Akit’e konuşan Türkiye Yazarlar Birliği İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Bünyamin Yılmaz “Şehir Tiyatroları’nda çok büyük bir değişiklik beklentisi yoktu ama repertuarda dengeleme bekleniyordu. Malesef bunun sağlanmadığını görüyoruz. İzleyici sahnelenen oyunların içeriğinden rahatsızdı. Bu defalarca gündeme geldi. Şehir Tiyatroları’nda sahnelenen oyunlar hem ahlaken hem de kültürel olarak çok eleştirilmişti. Ama yeni dönemde repertuarda hiç bir değişiklik yapılmadı. Tiyatrocular ortalığı birbirine katıp kutsallarına dokundurtmadılar. Ara geçişlerde böyle sıkıntılar yaşandığını görüyoruz” dedi.
Belediye’nin tutumunu “Belediye sanatçılar karşısında tedirgin davrandı. Sanat dünyasının şerrinden emin olmak istediler. Belediye, bu adamlara bulaşmak istemiyor” sözleriyle özetleyen Yılmaz, “Geçtiğimiz sezonun sonunda ‘Bir adam yaratmak’ gibi 3 oyun dışarıdan alınarak oyunlar sahneye kondu. Devamı geleceği düşünüldü ama beklendiği gibi olmadı. Şehir Tiyatroları repertuarına çekidüzen vermeli. Belediye’nin atadığı genel sanat yönetmeni ideolojisine göre oyun şekillendirmeye devam edecekse değişen hiç bir şey olmayacak demektir. Şehir Tiyatroları biraz cesaretli olup farklı kesimlere açılabilmeli. Uzun yıllardır beklenen ve Başbakan Erdoğan’ın da hassasiyetle dile getirdiği değişikliklerin yapılması gerekiyor. İstendiği Necip Fazıl’ın oyunları oynanabilir” şeklinde konuştu.
ŞEHİR TİYATROLARI SANAT YOLUNDA OLMALI
“Eski oyunların bir kısmının bu sezon da oynanacağı haberine de şaşırmadım. Sahnelenmesi planlanan 15 yeni oyunun neler olduğunu bilmiyoruz, tiyatronun internet sitesinde bunlardan dördünün provalarına başlandığı ifade ediliyor. Vişne Bahçesi gibi oyunlar her zaman sahnelenebilecek eserlerdir ve daha önceden belirlenmiş olmasının elbette bir sakıncası yok. Bir de Akşam gazetesinin muhabiri kaynağını söylemeden Günlük Müstehcen Sırlar oyunun da sezonda yer alacağını ifade ediyor. Çok tartışılan bu oyuna kimsenin rahatlıkla sahip çıkabileceğini sanmıyorum. O yüzden “korkulan olmadı” diye haber yapanın niyeti de iyi gibi görünmüyor; amacın altı ay önceki tartışmaların devamını sağlamak olduğu belli” diyen edebiyatçı-yazar Mustafa Miyasoğlu “Tiyatroda da bütün güzel sanatlar gibi boyacı küpü tarzında eser ortaya konmuyor, insanların sanat anlayışı ile politik tutumların değişmesi veya gelişmesi zaman ister. Tabii buna istekli olanlarda değişme ve gelişme olur. Başka türlü yapılacak her müdahale zorlamadır!” şeklinde konuştu.
“Yeni Genel Sanat Yönetmeni Hilmi Zafer Şahin’nin kısa sürede hiçbir müdaheleyle karşılaşmadığını söylemesi güzel. Kültür İşleri Daire Başkanı Abdurrahman Şen’in genel olarak sanat konularındaki tavrının özgürlüklere olduğu kadar milli değerlerimize saygı olduğunu biliyoruz. Nerede nasıl müdahale edeceğini iyi bilir. Her prodüktör gibi İstanbul Belediyesi de yapımda bazı taleplerde bulunur” diyen Miyasoğlu, “Ayrıca, sanat işi sürekli müdahaleye ihtiyaç duyulacak kadar sosyal sorumluluktan uzak değildir. Bu konularda bilinmesi gereken çok şey var ve eskilerden irfan sahibi olanların bu konularda çok bilinen şu sözünü de hatırlatmak isterim: Kem âlât ile kemâlât olmaz… Kısacası, Şehir Tiyatroları kendisinden beklendiği gibi sorumlu sanat yolunda olmak zorundadır” şeklinde konuştu.
TİYATROCU AHMET YENİLMEZ, ŞEHİR TİYATROLARI’NA İSYAN ETTİ:
Bunun için mi hedef tahtasına oturtuldum?
Yenilmez Sanat Merkezi Genel Sanat Yönetmeni Ahmet Yenilmez ise Şehir Tiyatroları’na isyan etti. Repertuar listesinde kayda değer bir değişiklik yaşanmamasının üzücü olduğunu kaydeden Yenilmez, “Ciddi anlamda istikrarsızlık ve kararsızlığın; sorunun neresinde olduğunu bilen ve tartışan biri olarak konuştum ben. Ben bir zihniyete karşı mücadele verdim. Peki ne oldu? Ahmet Yenilmez ne oldu şimdi? O kadar televizyonlarda meslektaşlarımızla tartıştık, sorunlarımızı dile getirdik. Can Gürzap’la tartıştım. Ne oldu şimdi? Ben hangi konuma düştüm şimdi? Meydanlara çıkıp devletin idarecilerine ağza alınmaz hakaretler eden o meslektaşlarımız utanacak mı sanki? Daha önce tiyatro sahneleri yıkılıyor diye feryat koparıp sonra da utanmadan o sahnelere girerken görmüştük onları...” dedi.
Tiyatro oyuncusu Yenilmez, şunları kaydetti: “Biz, ‘Buraya müdahale edilmeli fakat edilemeyecek’ dediğimiz zaman inanmamışlardı. Hedef tahtasına oturtulduğumla kaldım. Benden başka da bildiğim kadarıyla tiyatrocu yoktu. Yediğim hakaretlerle, küfürlerle kaldım. Ben gerçek sorunları dile getirdim. Ama görüyoruz ki değişen bir şey yok. Bulanık suda prestij elde eden ve kendi statükolarını devam ettirmek için kurumları kullanan insanları gördüm.”