İSTANBUL (AA) - SAHA İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı Haluk Bayraktar, Türkiye'nin savunma sanayisi ve teknoloji alanlarındaki hızlı ilerlemesiyle dönüşüm sürecinin kalbinde yer almaya hazır olduğunu bildirdi.
Türkiye'nin ve Avrupa'nın en büyük sanayi kümelenmesi SAHA İstanbul tarafından Cumhurbaşkanlığı himayesinde organize edilen, 6 bakanlık ve Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığının desteklediği, Anadolu Ajansının global iletişim ortağı olduğu SAHA EXPO Uluslararası Savunma, Havacılık ve Uzay Sanayii Fuarı 2. gününde panellerle devam ediyor.
Bu kapsamda, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır'ın katılımıyla "Savunma ve Güvenlik Alanında Derin Teknoloji Devrimine Liderlik" konulu panel gerçekleştirildi.
Bayraktar, burada yaptığı konuşmada, bugün yeni bir çağın eşiğinde olunduğunu belirterek, derin teknolojilerle savunma ve güvenlik alanındaki değişikliklerin eşiğinde olduklarını söyledi.
Kuantum teknolojiler, yapay zeka ve otonom sistemler gibi teknolojilerin sadece kendi askeri yeteneklerini dönüştürmekle kalmadığını, aynı zamanda küresel güvenlik anlayışını da yeniden şekillendirdiğini vurgulayan Bayraktar, şöyle devam etti:
"Bu devrime liderlik etme sorumluluğu da sadece NATO'nun stratejik önceliklerini yeniden tanımlamakla kalmayacak, aynı zamanda müttefik devletlerin teknolojik kapasitelerini de yeniden tanımlayacak. Türkiye, savunma sanayisi ve teknoloji alanlarındaki hızla ilerlemesiyle bu dönüşüm sürecinin kalbinde yer almaya hazır. NATO DIANA ve İnovasyon Fonu gibi girişimlerle de bu potansiyeli ilerleteceğiz ve bu ittifakın güvenlik ihtiyaçlarını karşılarken Türkiye'nin inovatif gücünü de dünyaya göstereceğiz. Bugün burada toplanarak işbirliği içinde bu ittifakın teknolojik üstünlüğünü kuvvetlendirecek çözümler geliştireceğiz. Umuyorum ki bu panel gelecek için güvenlik stratejilerine şekil verecektir."
- "Küçük bir cihaz oyunu değiştirebiliyor"
Bayraktar, SAHA'nın Türkiye'de özel sektörün dinamikliğini temsil ettiğini, savunma alanında KOBİ'leri sahneye çıkarmak için var olduğunu anlattı.
Bundan 20 yıl önce sadece 17 savunma şirketi bulunurken bu sayının bugün 3 bin 500'e ulaştığına işaret eden Bayraktar, 250 milyon dolarlık ihracatın ise 5,5 milyar doları aştığını, sadece SAHA EXPO'da 6,2 milyar dolarlık sözleşmeler imzaladıklarını dile getirdi.
Bayraktar, bunun 4,6 milyar dolarlık kısmının ihracat sözleşmeleri olduğuna dikkati çekerek, "Hükümet seviyesinde sürdürülebilir bir ilgi ve destek görüyoruz. Bu oldukça kritik öneme sahip. Ukrayna'daki savaşı görüyorsunuz, savaştan önce FPV dronlarının kimse bu kadar kilit bir rol oynayacağını düşünmemişti ama işler çok çabuk değişiyor. Çok düşük maliyetli küçük bir cihaz oyunu değiştirebiliyor. Ülkemizde bu oyun değiştiren teknolojilerin peşinden gidiyoruz. Baykar'da insansız savaş jetleri geliştirdik. Devlet desteği olmadan, sadece Baykar sayesinde yaptık bunu. Bunun gibi birçok oyun değiştiren girişimlerimiz bulunuyor."
- "Hiçbir teknoloji tek başına başarılı olamaz"
Dışişleri Bakanlığı Uluslararası Güvenlik İşleri Genel Müdürü Basat Öztürk de yenilikçi teknolojilerin sadece kısa bir sürenin meyvesi olarak ortaya çıkmadığını, bunların arkasında çok büyük yatırımlar ve enerji olduğunu söyledi.
Türk savunma sanayisinin yenilikçi ve başarılı olmasının arkasında gece gündüz çalışan insanlar olduğunu vurgulayan Öztürk, şu değerlendirmede bulundu:
"Hiçbir teknoloji tek başına başarılı olamaz. Bunun yanında stratejik ve siyasi vizyon ve doğru stratejiler olmalıdır. Hem siyaseten hem de askeri olarak bunlar bu stratejilerle desteklenmelidir. Bizim güney sınırımızdan 300 kilometre güneyimizde İsrail'in vahşice yürüttüğü bir savaş var. İsrail burada en gelişkin teknolojileri kullanıyor. Hiçbir strateji, hiçbir vizyon adil ve hakkaniyetli zemine oturtulmadan başarılı olamaz. İşte bu nedenle Türkiye bir taraftan savunma inovasyonuna yatırım yaparken savunma teknolojilerine yatırım yapmaya devam edecek."
- "Türkiye'nin uzay ve havacılık konusunda önemli katkıları var"
NATO İnovasyon, Hibrit ve Siberden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı Jean-Charles Ellermann-Kingombe, NATO Genel Sekreter Yardımcısı olarak İstanbul'a ilk ziyareti olduğunu ifade etti.
Savunma inovasyon ekosisteminde çok etkili çalışmalar yapmak için çalıştıklarını belirten Kingombe, ellerinde hızlı gelişen teknolojiler olduğunu ve güvenlik zorluklarının da hızla değiştiğini anlattı.
Kingombe, böyle bir ortamda işbirliği yapmak için bu tür platformların önemli olduğuna dikkati çekerek, "Türkiye her zaman için savunma teknolojilerinin geleceğini etkileyen bir aktör olmuştur. Geçmişe baktığımızda teknoloji ve güvenlik her zaman bir arada hareket etmiştir. NATO her zaman yeni teknolojilere, insanları güvende tutmak için adapte olmuştur ve yeni teknolojiler geliştirme konusunda müttefikleri desteklemiştir. 2021'de NATO müttefikleri bir adım atarak DIANA'yı kurmuştur, derin teknoloji inovatörlerini desteklemişlerdir. Bizim ittifakımızın teknolojik üstünlüğünü, ekosistemi ve savunma ve güvenlik alanındaki avantajlarımızı korumak için gelişmelere yetecek güçte olmamız ve hükümetlerin bu teknolojileri benimsemesini sağlamamız gerekiyor." dedi.
Kamunun bu alanda risk alması için teşvik edilmesi gerektiğini vurgulayan Kingombe, şunları kaydetti:
"Onları risk aldıkları için eleştirmememiz gerekiyor. NATO bu zorluğun farkında. Gelecek aylarda yapacağımız çalışmalarda ilk kez hızla alınan bir eylem planı söz konusu olacak. NATO müttefikleri daha etkili bir şekilde yeni teknolojileri kendi silahlı kuvvetlerine ekleyebileceklerdir. Şu anda karşılaştığımız zorluklar sürdürülebilir işbirliği ve yeni yaklaşımlar gerektiriyor. Derin teknolojinin potansiyelini kullanmak için hükümetlerle yakın işbirliği yapmamız gerekiyor. Hem geleneksel hem geleneksel olmayan aktörlerle ve akademiyle ve diğer ortaklarla birlikte çalışmamız gerekiyor. Böylelikle daha güvenlikli ve dayanıklı bir geleceğimiz olacaktır. Türkiye'nin uzay ve havacılık konusunda önemli katkıları var. Bu yapacağımız çalışmalar sadece toplu savunmamız için değil, aynı zamanda küresel güvenlik için de çok büyük katkılar sağlayacaktır."