MERSİN (AA) - Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, "Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nde, Kılıçdaroğlu gibilerin göreve gelme ihtimali sıfır." dedi.
Mersin Büyükşehir Belediyesi Kongre ve Sergi Sarayında düzenlenen AK Parti Mersin İl Danışma Meclisi Toplantısı'nda konuşan Canikli, 2007'den sonra cumhurbaşkanlarının doğrudan halk tarafından seçilmeye başlandığını ifade etti.
Cumhurbaşkanının da başbakanın da halk tarafından doğrudan seçildiğini anlatan Canikli, "Aynı işlev için birden fazla makama, pozisyona yetki verdiğiniz zaman yürütmeyi kesinlikle kilitlerseniz. İşte biz 16 Nisan'da bu düğümün millet tarafından çözülmesini istiyoruz." diye konuştu.
Canikli, milletin 2007'de başladığını 16 Nisan'da tamamlamasını istediklerini belirterek, şöyle devam etti:
"Bundan kuşkumuz yok. Millet hiçbir zaman bir işi yarım bırakmaz. Bu millet hiçbir şeyi yarım bırakmamıştır. 16 Nisan'da da inşallah tamamlayacaktır, yarım bırakmayacaktır. Bazıları diyorlar ki '16 Nisan'da Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçelim. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olduğu sürece sorun yok ama ondan sonra yanlış isimler göreve getirilebilir, getirilirse Türkiye için tehlike olur mu?' diyorlar. 'Mesela, Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçtikten sonra cumhurbaşkanı olabilir. Yoksa bizim Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın yeni sistemde cumhurbaşkanlığına itirazımız yok ama başkaları gelirse mesela Sayın Kılıçdaroğlu gelirse o zaman tehlike olur diyorlar.' Öyle bir tehlike yok. Öyle bir ihtimal yok. Bu millet hiçbir zaman kendi inancına, kendi değerlerine hakaret eden, kendisiyle kavga eden kim olursa olsun, ismi ne olursa olsun herhangi birini göreve getirir mi? Cumhurbaşkanı olarak seçer mi? Getirmez, ondan yana hiç kimsenin en ufak kuşkusu olmasın. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nde Kılıçdaroğlu gibilerin göreve gelme ihtimali sıfır."
- "Bu ülke uçurumun eşiğinden döndü"
Canikli, esas tehlikenin şu andaki sistemde olduğunu vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bakın 7 Haziran seçimlerinden sonra az kalsın CHP ile bir koalisyon hükümeti kurulacaktı. Bu ülke uçurumun eşiğinden döndü, Allah korudu. Sonra 1 Kasım’da millet o düğümü orada çözdü. Yani esas tehlike şu andaki sistemde. Onun için Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nde milletin doğrudan kendisini yönetecek, kendisine liderlik edecek olan cumhurbaşkanını seçtiği bir sistemde buna benzer hatanın ortaya çıkma ihtimali söz konusu değil. O yüzden herkesin içi rahat olsun, gölünüz rahat olsun."
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nde, milletin istemediği hiç kimsenin göreve gelmesinin söz konusu olmadığını vurgulayan Canikli, “Hükümet olarak da AK Parti olarak da millete hizmet ettiklerini, son 14 yılda dünyanın gıpta ile baktığı her alanda projelere imza attı.” diye konuştu.
- "Savunma sanayinde yerli üretim oranı arttı"
Canikli, bu sistemin devam ettirilemeyeceğini, 16 Nisan’da, bütün engelleri ortadan kaldıracak Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ni milletin önüne getireceklerini anlatarak, şu ifadeleri kullandı:
“Türk siyaseti yine kavgalarla çatışmalarla karşı karşıya kalır, Türkiye bundan olumsuz yönde etkilenir, Türkiye yakaladığı bu büyüme, gelişme ivmesini kesinlikle yakalayamaz. 2002 yılında bu milletin ihtiyaç duyduğu, ülkemizi ve sınırlarımızı korumak için ihtiyaç duyduğumuz savunma sanayi ürünlerinde yerli üretim oranı yüzde 18 idi. O kadar çok sofistike ürünler değil, mermi, bomba falan. Onun dışında hepsini, yüzde 82’sini dışarıdan almak zorunda olan, başka ülkelere bağımlı olan bir ülke, piyade tüfeği bile daha düne kadar yabancı bir ülkenin lisansı altında üretiliyordu. O bile yerli değildi. 2002 yılına kadar böyleydi. Bu yapıyla, yüzde 82 dışa bağımlılıkla bu ülkeyi nasıl koruyacaksınız? Bu ülkenin özgürlüğünü nasıl savunacaksınız? 1974 Kıbrıs Barış Harekatı’nda müttefikimiz Amerika silah ambargosu koydu. Uçaklarımız havalanamaz, tanklarımız yürüyemez hale gelmişti. Şu anda da yapıyorlar. Sayın Cumhurbaşkanımız devamlı söylüyor, çok kritik silahları vermiyorlar.”
"Türkiye’nin etrafında sıkıntılar var, terörle mücadele ediyoruz. İçeride ve dışarıda silaha ihtiyacımız var.” diyen Canikli, sözlerini şöyle devam ettirdi:
“Tam ihtiyacımız olduğu anda müttefiklerimiz, dostlarımız vermiyorlar. İnsansız hava aracı, özellikle terörle mücadelede çok etkili olan bir savunma ürünü. Bir de silahlısı. Aldık birkaç ülkeden, doğru dürüst kullanamadık. Arızalandı, tamir etmek için adamlarını bile göndermediler. Sonra kendimiz yaptık. Yüzde 18 olan bu ürün, bugün yüzde 60’ın üzerine çıkmış durumda. İçinde tank var, top var, füze var hepsi var. Elbette daha yapılacak çok işimiz var.”
- "Türkiye'ye Varlık Fonu ile kaynak sağlıyoruz"
Canikli, "Milliyetçilik lafla olmaz, ne yaptığınız önemli. Meydanlar nutuk atmalarla bu toprakları koruyamaz, birlik beraberliği sürdüremezsiniz." diyerek, şöyle konuştu:
"Ekonomiyi her geçen gün daha da ileriye götürmek için çalışmalar yapıyoruz. '2002'den bu yana milli gelirimiz 3 kat arttı, artık yeter.' demiyoruz. Duramayız, daha da ileriye götürmemiz gerekecek. Yeni modeller geliştiriyoruz. En son, Türkiye Varlık Fonu diye, gerçekten savunma sanayinin kalbi nasıl füze sistemleri ve uçaklarsa ekonominin en önemli finansman araçlarından Türkiye Varlık Fonu'nu kurduk. Yine muhalefet, özellikle CHP 'Yapamazsınız, edemezsiniz, başaramazsınız, olmaz, hayır.' sürekli bunları söylüyor. Yaptık ve yapmaya devam edeceğiz. Onların finansman yönetiminden anladığı IMF'den borç almak, ondan sonra da onu ödemek için çırpınmak. Bir tarafta 100 milyarlarca dolar kıymetindeki iktisadi kuruluşlarımız duruyor, yatıyor, onların hisse senetleri hazinede yatıyor. Diğer taraftan da yatırım, büyüme, kalkınma için neye ihtiyacımız var, finansmana. Bu zamana kadar kullanılmayan varlıklarımızı, Türkiye Varlık Fonu altında topluyoruz. Onlar üzerinden bir kredili alan oluşturuyoruz, 100 milyarlarca dolar kaynak sağlıyoruz. Çok büyük kaynak gerektiren savunma sanayi ürünleri için, uçak için, uzay sanayi için, şehir hastaneleri için, onların finansmanı için kaynak sağlıyoruz. 10-20 yılda amorti edilen, yatırılan parayı daha sonra geriye döndüren, ekonomiye katkı sağlayan büyük yatırımlar."
- "Ziraat Bankası eskisi gibi denetlenecek"
Canikli, Ziraat Bankasının, Türkiye Varlık Fonu'na aktardıkları varlıklardan bir tanesi olduğunu belirterek, bu konudaki tartışmalarla ilgili şu değerlendirmeleri yaptı:
"Diyorlar ki 'Artık bundan sonra Ziraat Bankası denetimsiz kalacak.' Yalan, kuyruklu yalan. Kuyruklu kuyruksuz yalan. Fona devredilmeden önce Ziraat Bankası hangi usulle denetleniyorsa kimler tarafından denetleniyorsa aynı şekilde denetlenmeye devam edecek. Sayıştay denetimi sürecek. Türkiye Varlık Fonu'na devredilmesi, denetimde sıkıntı veya zafiyet ortaya çıkarmayacak. Bir yalan üzerinden yorum yapıyor, milletin kafasını karıştırmaya çalışıyor. Doğru değil, sadece el değiştiren şu, Ziraat Bankasının hisse senedi şu anda Hazinede, o Türkiye Varlık Fonu tarafından yönetilmeye başlanacak. Türkiye Varlık Fonu da devletin, Hazinenin, değişen bir şey yok aslında ama biz onun üzerinden 100 milyarlarca dolar kaynak oluşturacağız."
Canikli, oluşturacakları kaynağa talep de olduğunu ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Özellikle Körfez sermayesi büyük oranda gelişmiş Avrupa ülkelerinde, Amerika'da yatırım yapıyor. Paraları orada, fazla paraları, petrol fazlası dolarlar hep orada. Son yıllarda onların da sıkıntıları var, rahatsızlıklar var. O paralara o hükümetler el koyuyor, bunlar basına yansımıyor. Şimdi onlar da paralarını rahatlıkla yatırım yapabilecekleri, güvenli limanlar, ülkeler, ekonomiler arıyorlar ve bu özelliği, o ülkelerin alternatifi olarak sağlayabilecek tek bir ülke var, Türkiye. Böyle bir durum var, talep var. Para gelmek istiyor ama yatırım yapıldığında, Türkiye'ye geldiğinde o paraların heba edilmeyeceğinden emin olmak istiyor. Yarın parasını alıp götürmek isterse orada bir engel çıkmayacağından, bir problem yaşamayacağından emin olmak istiyor, o da doğal, hakkıdır."
(Sürecek)