Kadına Yönelik Şiddeti Engellemek ve Şiddet Mağduru Kadınların Sesini Duyurmak Amaçlı Wo/Men for Women Projesinin kapanış toplantısına, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun eşiSare Davutoğlu da katıldı.
SORUMLULUK ALMAK ZORUNDAYIZ
Toplantıda son olarak kürsüye çıkan Sare Davutoğlu, günümüz toplumlarının önemli sorunlarından birinin kadına yönelik şiddet olduğunu belirterek, "Hepimiz bu sorunun çözümü için bir şekilde sorumluluk almak zorundayız. Bu ülkede kadına yönelik şiddeti konuşuyor olmak hepimizi üzüyor. Şiddete yol açan kültür doğrudan geleneklerden, törelerden kaynaklandığı gibi aynı zamanda modern insanın baş edemediği karmaşık problem alanlarından da kaynaklanıyor" dedi.
KADINA ŞİDDET GELİŞMİŞ TOPLUMLARIN DA SORUNU
Kadına yönelik şiddetin gelişmiş Batı toplumlarında da olduğunu istatistiklerle anlatan Davutoğlu, "Coğrafya, Kültür, inanç ve değerler değişse de şiddet gerçeği değişmiyor. Şiddet yaş, din, ırk, ekonomik gelişmişlik ve eğitim düzeyinden bağımsız evrensel bir hal almış durumda. Kültürleri ve gelenekleri mahkum etmeden önce düşünmek, her şeyi düşünerek yerli yerine koymak durumundayız. Eğitim düzeyi yüksek şehirli kesimlerde de kadınlar şiddete maruz kalıyor" diye konuştu.
ERKEĞE KADINA VURMAK DEĞİL, VURULMAK YAKIŞIR
Çocukken ailelerinden şiddete tanık olmuş erkeklerde şiddet eğiliminin daha fazla olduğuna dikkat çeken Sare Davutoğlu, "Toplumda güzel örneklerini gördüğümüz, kadına değer veren eşimiz, babamız, erkek kardeşlerimizi her daim örnek göstermeliyiz. Biraz önce belediye başkanımız güzel bir slogan hediye etti bu çalışmalara, aslında bizim toplumumuzda çok güzel atasözlerimiz vardır. Anadolu'da hep söylenir, ' erkeğin kötüsü karısını, kadının kötüsü çocuğunu döver' derler mesela Orta Anadolu'da, Konya'da. Erkek aslında koruyucudur bizim kültürümüzde. Bunu yeniden ön plana çıkarmamız, erkeğe gerçekten kadına vurmak değil vurulmanın yakıştığını, kadını korumanın, çocuğu korumanın, çevreyi, doğayı korumanın yakıştığını vurgulamamız gerekiyor" dedi.
YASAL DÜZENLEMELERE VURGU
Yaşanan şiddet olaylarını en aza indirmek mümkünse yok etmek için yasal düzenlemeler yapıldığını hatırlatan Davutoğlu, “Şiddete uğrayanların, şiddete yönelenlerin karşısındaki çaresizliği azalacak, sahipsiz olmadıklarını hissedecekler. Aile, akrabalar, sivil toplum ve devlet olarak hep birlikte onlara çaresiz ve sahipsiz olmadıklarını hissettirebilirsek işte o zaman caydırıcılığımız artmış olacak" diye konuştu.
ÇOCUK EĞİTİMİNE DİKKAT
Annelerin evlatlarını yetiştirirken şiddete başvurmamalarının önemine değinen Sare Davutoğlu, "Şiddet görenler, şiddet uygulama eğiliminde oluyorlar. Onun için aslında masum gibi görünen, ufak tefek vurmaların, azarlamaların gereksiz cezaların, çocuğun özellikle hak etmediği zamanda ya da yaptığı hataya orantısız olarak sert verilen cezaların, çocuğumuzdaki şiddet eğilimini kamçılayabileceğini unutmamalıyız" diye konuştu.
Şiddetin öğrenilmiş bir davranış olduğunu tekrarlayan Davutoğlu, kitle iletişim araçlarının şiddeti özendirici yayınlardan kaçınmaları gerektiğini de sözlerine ekledi.