Uluslararası Arapça Yarışmaları kapsamında Balkanlar’daki temaslar devam ederken, Sırbistan’ın Sancak bölgesindeki kurumlar da ziyaret edildi. Murat Daoudov, Arapça eğitimine verilen önemin takdire şayan olduğunu söyledi. Yarışmaya katılacak Sancaklı öğrencilerle buluşan Daoudov, birçok dalda ödül alabilecek bir seviye ile karşılaştığını ifade etti.
Sırbistan’ın Sancak bölgesinin merkezi olan Novi Pazar (Yeni Pazar) şehrinde çeşitli temaslarda bulunan 3. Uluslararası Arapça Yarışmaları Koordinasyon Kurulu üyesi ve uluslararası ilişkiler koordinatörü Murat Daoudov, yarışmalara katılacak olan İsa Beg Medresesini ziyaret etti. Okul müdürü ve aynı zamanda Sancak Müslümanları Meşihatı (Diyaneti) Başkan Yardımcısı Reşad Plojovic ve okulun Arapça öğretmeni Enver Ömerovic ile görüşen Daoudov, Sancaklı öğrencilerin bu sürece iştirak etmelerinden dolayı Koordinasyon Kurulunun duyduğu memnuniyeti ifade etti. Müdür Reşad Plojovic ise, Arap dilinin geliştirilmesine yönelik böyle bir uluslararası projenin Türkiye’nin öncülüğünde başlatılmış olmasından dolayı mutlu ve duygulu olduklarını söyledi. Osmanlı Devleti’nin sancaklarından günümüze dek adını muhafaza eden tek “sancak” olduklarını anlatan Reşad Plojovic, Türkiye ve İslam dünyası ile olan ilişkilerin Sancaklılar için çok önemli olduğunu anlattı.
İletişim İngilizce değil, Arapça olsun
Okul müdürlüğünün düzenlediği program kapsamında Sancak’taki Meşihatın oldukça etkileyici olan çalışmaları tek tek incelendi. Sırasıyla medrese, çocuk yuvası, Kur’an’ı Kerim kursu, müstakil bir yapıya sahip İlahiyat Fakültesi, Uluslararası Novi Pazar Üniversitesi ve Meşihat Başkanlığı ziyaret edildi.
Novi Pazar İlahiyat Fakültesi Dekanı Doç.Dr. Almir Pramenkovic ile görüşen Murat Daoudov, imam-hatip liseleri arasında yürütülen Arapça yarışmalarının yanı sıra, üniversite öğrencileri arasında da bir yarışmanın planlandığını anlattı. Bu müjdeye sevinen ve fakülte olarak sürece katkı yapmaktan şeref duyacaklarını ifade eden Dekan Pramenkovic, Arapça eğitimi alanında Türkiye’deki gelişmelerin sevindirici olduğunu söyledi. Pramenkovic şunları söyledi: “Türkiye’den bir ziyaretçinin geleceğini duyduğumda, İngilizce konuşmaya hazırlanmıştım. Zira, ne yazık ki, Türkiye’den gelenlerle bugüne kadar hep İngilizce anlaşmak zorunda kaldık. Oysa şimdi misafir ile Arapça sohbet etmek güzel bir sürpriz oldu. Ümit ederiz ki gelecekte medeniyetimizin ortak dilini aramızda rahatlıkla konuşabiliriz.” Diğer yandan, hemen hemen karşılaştığı her yetkilinin çok akıcı bir şekilde Arapça konuştuğunu anlatan Daoudov, Sancak’tan Arapça yarışmalarına katılacak heyetin dereceye gireceğinden emin olunabileceğini söyledi.
Sancak’ta hizmetler 7/24 yürüyor
Meşihatın sınırlı imkanlarına rağmen kurduğu Uluslararası Novi Pazar Üniversitesi’ndeki eğitim ve altyapı seviyesi ve kalitesi ziyaretçiyi şaşırttı. Murat Daoudov, Türkiye’de bile kendi faal TV kanalı ve radyosu olan ve profesyonel televizyon stüdyoları bulunan üniversitelerin sınırlı sayıda olduğunu söyleyerek yöneticileri tebrik etti. Üniversite Rektörü Prof.Dr. Mevlud Dudic ve Genel Sekreteri Nusret Nicevic ile görüşen Daoudov, yetkililere Türkiye’deki eğitim kurumları ile işbirliği konusunda destek vereceğini söyledi.
Son olarak Sancak Müftüsü Muamer Zukorlic ile görüşen Murat Daoudov, Arapça Yarışmaları hakkında bilgi verdi ve 20 Mayıs’ta İstanbul’da yapılacak ödül törenine daveti iletti. Sırbistan’da halen süren cumhurbaşkanlığı seçin sürecine adaylığını açıklayan Müftü Muamer Zukorlic, kararını şöyle açıkladı: “ Seçimlerde ne kadar oy alacağımız önemli değil. Önemli olan, Müslümanların Sırp kamuoyunda seslerini duyurmaları ve haklarını talep etmeleridir.” Türkiye ile tarihi bağların son derece önemli olduğunu belirten Zukorlic, yarışmalar sayesinde Sancaklı öğrencilerle Türkiye’deki yaşıtları arasında yakın ilişkilerin kurulacak olmalarının kendileri için en önemli kazanım olacağını söyledi.
Türkiye’nin daha fazla ilgisi bekleniyor
Öte yandan Sancak bölgesi ile yakın temas ve ilişki içinde olmanın önemi ziyaret esnasında daha iyi anlaşıldı. Şehirde görüşülen birçok kişi şu ifadeleri kullandı: “Balkanlar’daki Türkiye’nin biraz da yetim çocuğu gibiyiz. Bir zamanlar bizleri bırakıp giden Türklerin bize tekrar sahip çıkmalarını bekliyoruz. Bu hususta biraz üzüntülüyüz de, zira bölgelerine nazaran bizimle daha az ilgileniliyor. Hatta Sırpların yaşadıkları bölgelerle bile sanki bizden daha fazla ilişkilerin kurulduğu izlenimi var. Osmanlıların adını günümüze dek taşına tek Sancak olarak bunu anlayamıyoruz.” Türkiye’den mezun olan ve Meşihatta insani yardım alanında yöneticilik yapan Edip Salic ise halkın ortak bilincinde Türkiye’ye atfedilen önemi ve değeri şöyle anlattı: “Eskiden birisi Türkiye’ye gidip dönünce onun itibarı çok yüksek olurdu. Onun artık asla yalan söylemeyeceği, dürüst olacağı beklenirdi. Ne de olsa bizim için mübarek sayılan topraklardan geliyordu…”.