SAMSUN (AA) - Samsun'da, kaybolduktan 42 gün sonra ölü olarak bulunan 35 yaşındaki Arzu Aygün'ün cinayet sanığı Muharrem Coşkun (38), ilk kez hakim karşısına çıktı.
Samsun 1. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya maktul Aygün'ün babası Seyfullah, annesi Semine Aygün ve kızı N.S.Ş. (15) ile tutuklu sanık Muharrem Coşkun'un yanı sıra taraf avukatları katıldı.
Coşkun, duruşmada yaptığı savunmada, maktulle arasında imam nikahı bulunduğunu, uzaktan da akrabası olduğunu söyledi.
Olaydan bir gün önce maktulle telefonda görüştüğünü anlatan Coşkun, "Serkan diye bir arkadaşında alacağı vardı, bunun için Serkan'ın evine gittik. Alacağını alamayınca geri geldik. Araçtan indik, sohbet etmeye başladık. Sohbet esnasında ufak bir tartışma yaşandı aramızda. Sürekli para verdiğim halde bana sürekli borcunun olduğunu söylüyordu. Bu nedenle aramızda tartışma çıktı." dedi.
Maktulün tartışma esnasında argo kelimeler kullandığını öne süren Coşkun, ayrıca kendisiyle ilgili fotoğrafları ailesine göndermekle tehdit ettiğini ileri sürdü.
Kendisine söylemek istediği önemli bir şey olduğunu belirttiğini anlatan Coşkun, şöyle devam etti:
"Kenan adlı şahısla birlikteliğinin olduğunu söyledi. Ben de kendisine, 'Arzu şaka mı yapıyorsun?' dedim. O esnada Arzu aracın ön sağ koltuğunda oturuyordu. Ben de arka koltuktaydım. Araçta her zaman taşıdığım bir silah vardı. Silahı 2,5-3 sene önce, şoför olduğum için lazım olur amacıyla almıştım. Tekrar Kenan olayının doğru olup olmadığını sordum. Silahı elime aldım, doğrulttum. O da bana, 'Adam olsaydın da bana sahip çıksaydın, bana para verseydin.' dedi. Silahı doldur boşalt yaptığım esnada silah bir anda patladı. Sadece bir kez ateş aldı. Maktulü kanlar içinde görünce ne yapacağımı bilemedim. Araçla Terme'ye doğru bir istikamete gittim. Maktulün cesedini Kolluk sapağı denilen yerde çamlık kenarına bıraktım. Üstüne sadece çuval koydum. Kenarlarına da taş koydum ki çuvallar uçmasın. Daha sonra Terme'ye döndüm. 20-25 gün sonra emniyetten beni aradılar. Telefonum, sim kartın ve çantanın bende olup olmadığını sordular. Ben de kolluğa teslim ettim. Maktulün telefonundan, onun ağzından mesaj yazdığım doğrudur. Maktulün yaşadığı sanılsın diyerek o mesajları yazdım. Emniyette bana telefonu neden açık tuttuğumu sordular. Ben de telefonda bana ait birtakım veriler olabilir düşüncesiyle açık tuttuğumu söylemiştim. Çünkü öncesinde maktul bana şantaj yapmıştı. Flash bellek içindeki mevcut yazı ise Arzu tarafından daha önce yazılarak atılmış. Ben çanta içinde bu flash belliği buldum. Yazıya da bu şekilde ulaştım. Kesinlikle bu yazıyı ben yazmış değilim."
Savcılık ve sulh ceza hakimliğinde verdiği ifadeleri okuyan mahkeme heyeti başkanının çelişkiler olduğunu belirtmesi üzerine Coşkun, "Emniyete alındığım gün beni darbettiler. Yaşadığım baskı nedeniyle farklı ifade vermek zorunda kaldım. Önceki ifadelerimin hiçbirini kabul etmiyorum. Şimdiki verdiğim ifadenin hükme esas alınmasını talep ediyorum." ifadesini kullandı.
Maktulün babası Seyfullah ve annesi Semine Akgün ise sanıktan şikayetçi olduklarını, en ağır şekilde cezalandırılmasını istediklerini söyledi.
Cumhuriyet Savcısı, esas hakkındaki mütalaasında, sanığa "tasarlayarak kasten öldürme", "hırsızlık" ve "Ateşli Silahlar, Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkındaki Kanun'a muhalefet" suçlarından ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilmesini talep etti.
Sanığın tutukluluk halinin devamın karar veren mahkeme heyeti, duruşmayı 17 Haziran'a erteledi.
Arzu Aygün'ün avukatı Özlem Sezgin Azal, duruşmanın ardından basın mensuplarına yaptığı açıklamada, sanığın iki kez ifadesinin alındığını belirterek, "Samimi açıklamaları vardı fakat bu duruşmada beyanını değiştirdi. Cinayetin planlanmadan yapıldığı söyledi ancak dosyadaki belgeler ve deliller, bu cinayetin tasarlanarak ve planlanarak olduğunun delilidir. Duruşmada yanlışlıkla öldürdüğünü, o gün para nedeniyle tartıştıklarını anlattı. Ayrıca bunu namus meselesine çevirmeye çalışıyor. Buna kesinlikle katılmıyoruz. Bütün konuşmaları ve mesajları incelediğimizde, olayın para mevzusu olduğu ortadadır. 'Cinayeti planlayarak işlemedim, tartıştık ve ben silahı çektim, yanlışlıkla silah patladı.' diyor ama her şey ortada." değerlendirmesinde bulundu.
Samsun'un Atakum ilçesinde geçen yıl 17 Aralık'ta evden ayrıldıktan sonra bir daha haber alınamayan Arzu Aygün'ün, Muharrem Coşkun tarafından öldürülüp Terme ilçesi Kozluk Mahallesi'nde ormanlık alana atıldığı belirlenmişti. 28 Ocak'ta gözaltına alınan Muharrem Coşkun, çıkarıldığı hakimlikçe tutuklanmıştı.