İSTANBUL (AA) - Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Mehmet Fatih Kacır, Türkiye’nin savunma sanayisindeki başarı hikayesinin aslında uzun vadeli ve kamu-özel sektör koordinasyonuyla ilerleyen projelere borçlu olduğunu belirterek, "Yani bugünün ihtiyaçlarına değil 5, 10, 15 yıl sonrasının ihtiyaçlarına yönelik kamu planlamasının yapılması ve özel sektörün de bu planlama doğrultusunda harekete geçmesi aslında bu başarıları getirdi Türkiye'ye. Şimdi bunun bir benzerini sivil alanda da hayata geçirmeye gayret ediyoruz." dedi.
Türkiye'nin en büyük sanayi kümesi SAHA İstanbul'un düzenlediği SAHA EXPO Savunma Havacılık ve Uzay Sanayi Fuarı, İstanbul Fuar Merkezi’nde kapılarını açtı. 13 Kasım'a kadar hibrit olarak gerçekleştirilecek ve 15 Kasım'da sanal fuara dönüşecek SAHA EXPO kapsamında, sektörün nabzını tutan çeşitli paneller de düzenleniyor.
Fuar kapsımda, SAHA İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı ve BAYKAR Genel Müdürü Haluk Bayraktar’ın moderatörlüğünde " Savunma Sanayisinden Sivil Sektörlere: Milli Teknoloji Hamlesi" başlıklı bir panel gerçekleştirildi.
Panelde konuşan Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Mehmet Fatih Kacır, Türkiye’nin ekonomide belki de en öne çıkan başarıyı savunma sanayinde gösterdiğini ve bu başarı hikayesini diğer sektörlere transfer etmek kabiliyetinin aslında 2030 Türkiyesinin, 2050 Türkiyesinin dünya arenasındaki yerini de belirleyeceğini söyledi.
Savunma sanayisinin, artık yüzde 20’lerden, yüzde 70’lere gelen yerlilik oranlarıyla, kritik bütün sistemlerini yerlileştirme kabiliyetiyle pek çok sektörün önüne geçtiğine dikkati çeken Kacır, bunun hem ekonomik açıdan hem de bağımsızlık açısından çok kıymetli olduğunu dile getirdi.
Aynı zamanda ihracatta da savunma sanayisinin çok öne çıktığını ve bu noktada BAYKAR'ın başarısının da en önemlilerinden biri olduğunu vurgulayan Bakan Yardımcısı Kacır, diğer sektörlerde benzer başarıyı elde etmek noktasında hem kamuya hem de özel sektöre çok iş düştüğünü belirtti.
Türkiye’nin savunma sanayisindeki başarı hikayesini aslında uzun vadeli ve kamu-özel sektör koordinasyonuyla ilerleyen projelere borçlu olduğunu belirten Kacır, şunları kaydetti:
"Bugünün ihtiyaçlarına değil 5, 10, 15 yıl sonrasının ihtiyaçlarına yönelik kamu planlamasının yapılması ve özel sektörün de bu planlama doğrultusunda harekete geçmesi aslında bu başarıları getirdi Türkiye'ye. Şimdi bunun bir benzerini sivil alanda da hayata geçirmeye gayret ediyoruz. İşte Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak bir yandan 2023 Sanayi ve Teknoloji Stratejisi'ni, bir yandan bunun bütün sektörleri için alt stratejilerini çok geniş ve uzun vadeli planlamalarla hazırlamış olduk. Bir yandan da doğrudan uygulamayı hayata geçirmeye başladık aslında. Bir teknoloji odaklı sanayi hamlesi programını hayata geçiriyoruz. Bu program aslında ilk kez savunma sanayindekine benzer şekilde Ar-Ge ve yatırım üretim yaklaşımlarının bütünleştiği program oldu. Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programı ile biz ilk kez diğer tüm alanlarda, sivil alanlarda bu Ar-Ge ve yatırım üretim yaklaşımını bütünleştirmiş olduk."
Söz konusu hamle programının artık destek dönemine geçildiğini bildiren Kacır, bu destek dönemiyle birlikte önümüzdeki dönemde Türkiye’nin bütün bu alanlarda büyük bir sıçrama gerçekleştireceğini dile getirdi.
Mehmet Fatih Kacır, doğrudan kamu alımlarında yerlilik tercihinin ne düzeyde olduğu meselesinin de önemli olduğunu, gelecek dönemde bakanlık olarak hayata geçirecekleri ilave düzenlemelerle kamu alımları meselesindeki yerlilik, millilik unsurunun en üst düzeyde değerlendirmesini sağlayacaklarını ifade ederek, şunları aktardı:
"Kamu alımları dediğimizde sadece doğrudan kamunun gerçekleştirdiği alımlardan da bahsetmiyoruz. Kamu otoritesi eliyle işte haberleşme gibi ya da havacılık alanlarda verilen lisanslar yoluyla gerçekleşecek yatırımlardaki yerlilik tercihlerinin de çok önemli görüyoruz. Burada TÜRKSAT ve Turkcell yöneticilerimiz de bizimle birlikteler. Belki onlar kendi sahalarıyla ilgili çalışmalarıyla daha fazla atıf yapacak. Ama bu alanların her biri kocaman yerlilik fırsatları doğuruyor ve bu yerlilik fırsatları Türkiye'nin ekonomide yeni bir büyüme hikayesi yazması için gerçekten bir kaldıraç niteliği taşıyor. Ama nihayetinde savunma sanayindeki bütün da merkezinde insan var. Dolayısıyla insan kıymetini, beşinci sermayeye yaptığımız, yapacağımız yatırımlar aslında başarı hikayesini diğer alanlara yaygınlaştırabilmemizin de önünü açacak diye biz düşünüyoruz."
- "Siber güvenlik ihtiyaçlarını karşılama yönünde çalışıyoruz"
Turkcell Şebeke Teknolojilerinden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Gediz Sezgin ise son bir buçuk, iki yıldır yaşanılan salgın ortamının dijitalleşmeyi normal hızının da ötesinde oldukça hızlandırdığına dikkati çekti.
Dijitalleşen dünyada da siber güvenliğin, oluşan verinin, kişisel bilgilerin, ticaretin korunması konularının çok önemli bir hale geldiğini belirten Sezgin, "Bunun hem ekonomik anlamda önemi artmış olmakla beraber aslında artık savaşların bile dijital ortamlarda, siber ortamlarda oluştuğu bir noktada ülke güvenliği açısından oldukça kritik bir hal aldı. Biz de tabii bir teknoloji şirketi olarak siber datanın korunması, tüm bu verilerin korunması için ciddi anlamda siber güvenliğe veri merkezlerine yatırımlar yapıyoruz.” diye konuştu.
Sadece yatırımlar yapmakla da kalmadıklarını ve bu güvenliği sağlamak için de yerli teknolojilerle bu yatırımları yapmakla ilgili de önemli inisiyatifleri başlattıklarını kaydeden Sezgin, "Sanayi Başkanlığı bünyesinde oluşturmuş olan siber güvenlik kümelenmesinin biz de bir üyesiyiz. Buradaki şirketlerle yerli siber güvenlik ürünlerini geliştirmek, geliştirilen ürünleri altyapımıza entegre etmek ve kullanmak için de yoğun çalışmalar içerisindeyiz. Bugün itibariyle baktığımızda bizim siber güvenlik altyapımızın yüzde 40’ı aşan bir yerliliği söz konusu ki hedefimiz bunları her geçen gün, her geçen yıl daha arttırarak bu oranı arttırmak. Var olan bir yerli ürün varsa biz mutlaka ama mutlaka bunu tercih ediyor ve kullanıyoruz. Bu anlamda baktığımızda da hem kendi iletişim altyapılarımızın hem de hizmet verdiğimiz, gerek kamu, gerek özel kurumsal şirketlerin siber güvenlik ihtiyaçlarını karşılama yönünde çalışıyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
Veri merkezleri konusunun da işin diğer boyutu olduğunu aktaran Sezgin, yüksek standartlarda veri merkezi olarak yapılmış çok geniş hacimler sağlayan veri merkezlerine sahip olduklarını ve "Türkiye’nin verisi Türkiye'de kalmalı" sloganıyla veri merkezlerine yatırım yaptıklarını anlattı.
Veri merkezlerinde de yerlilik payının her geçen gün artmasına yönelik de yoğun çalışmalar yaptıklarını aktaran Sezgin, Turkcell bünyesinde de bir AR-GE yapısının olduğunu ve burada çok yoğun çalışmalar yaptıklarını sözlerine ekledi.